Merhaba… Yeni bir yılı karşılarken, klişe sözcüklerle mutlu yıllar dilemek adetten… 20 yıldır İndeks markasıyla içerik ve iletişiminizde sizinleyiz. İzniniz olursa, mutlu yıllar mesajını verirken, bir sene boyunca ne yaptık, iletişim bize ne kazandırdı, iletişim adı altında ülkemizde ve dünyada neyle karşılaştık, bundan sonra bizi ne bekliyor diye sormak ve sorgulamak istiyorum.
Geçtiğimiz yıl, iletişim adına parlak bir yıl olmadı. İçimizi acıtan gelişmeler yaşadık; yoksunlaştık, yoksullaştık. Diyeceksiniz ki, teknoloji ile tam da zenginleştiğimiz bir zaman dilimiydi. Teknoloji ne yazık ki, özgürlük yerine çaresizlik hediye etti. Örneğin yapay zeka geçtiğimiz yıla damgasını vurdu. 2020’de de etkileri sürecek. Gazeteciliğin teknoloji destekli halleriyle tanışacağız. “Mojo” adı verilen mobil gazeteciler ordusu haberleri yönlendirecek. Sevinelim mi üzülelim mi siz karar verin. Mojo, solo çalışan, bir orduya bedel gazeteci demek. Ekonomik krizden etkilenen medya kuruluşlarının yarattığı işsizlik nedeniyle iş bulamadığı için tek başına savaşan, akıllı telefonuyla kayıt yapan, film çeken, ses kaydederek servis eden kişiler demek. Bardağın dolu tarafına bakmamda ısrarcı olabilirsiniz tabii.
Önemli gelişmelerden biri de dev teknoloji firmalarının, teknoloji firması olmaktan çıkıp iletişim firması haline dönüşmeleri oldu. Terazimiz kaydı. Devlerin içerik ve iletişim üretiyor olmaları, hayatımıza bir sürü değişik sorunu ve fırsatı kattı. Haber kaynaklarımız oldular. Çok hızla habere ulaşabiliyoruz ya da haber bize ulaşabiliyor. Fakat bu arada “yalan haber” – “aldatıcı haber” gibi yeni kavramlarla tanıştık. Kiminle nasıl mücadele edebileceğimizi bilemediğimiz bir ortamdayız. 2020, içerik tüketicisinin çaresizce bilinçleneceği yıl diyebiliriz… İletişim okur-yazarlığı, içerik okur-yazarlığı, haber okur-yazarlığını konuşuyor olacağımızı ümit ediyorum.
Trendlerden bir tanesi de kişiselleştirilmiş haber… Şu an Türkiye’de habercilik ideolojik ölçüde ve bombardıman düzeyinde. Oysa hepimiz tek tek farklı ilgi ve ihtiyaç düzeyine sahibiz. Pek çok haber kaynağına ve istemediğimiz kadar çok iletişime maruz kalırken haber kaynaklarının kişiselleştirmeye özen göstermeye başlayacak yatırımlara girmek zorunda kalacaklarını görüyorum.
Siyasetle medyanın iç içe olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu, farklı bir akımı da beraberinde getiriyor olacak; küçük küçük iletişim birimleri, ajansları çıkıyor olacak. Siyaset dışında da içerik tüketmek istediğimizi haykıracağız. Yeni dönemde, kamu yararına, hedef kitle yararına fonksiyonel haberciliğin yukarı çıkacağına; yalan haberden, reklam haberden, siyasi mekanizmaların etkisi altında kalmış haberden hedef kitleye doğru kayan yaklaşım göreceğiz.
2019’a damgasını vuran yabancı terimiyle, “influencer”lar yani “fikir önderleri”. 2020’de bu iletişim kullanımı sürecek. Bilmem fark ettiniz mi, çocuk influencer’ların gündeme oturduğu bir dönemdeyiz. “Influencer” kavramını kontrolsüz kullanımı nedeniyle sevemedim. Ama önemine gönülden inanıyorum. Büyük liderlikler etki alanlarını küçük liderliklerle paylaşıp etkileşim mecrasına demokrasi getirmesini diliyorum.
Son olarak önümüzdeki yıl dijital içerik, görüntülü ve sesli iletişim altın dönemini yaşayacak. Ki, zaten bu iki yolda çok ilerleme kaydettik. Herkes bu alanlara kümelenme yarışında olsa da iyiler kalacak vasatlar gidecek. Bizler bilinçlendikçe iyiyi, kaliteli içeriği ayırmayı öğreneceğiz. Özel harcamalarımız arasına paralı içeriği de ekleyeceğiz.
Sağlıklı, huzurlu, bol iletişimli, pozitif içerikli bir yıl diliyorum. Esenlikle kalın.