AB’ye beş kala

Hayırlısıyla 17 Aralık’ı bir atlatsak, başka bir şey istemiyorum.  Taksiye bin, şoförle 17 Aralık tartışmasına gir. Sosyal bir ortama gir, 17 Aralık gündeme gelmesin, mümkün değil. Uzun zamandır görmediğin arkadaşını gör, “nasılsın”dan sonra 17 Aralık’ta ne olacak diye sor. Evde çoluk çocuk, dışarıda herkes, işde çalıştığın kim varsa… Hayatımız 17 Aralık.

Aldı mı bizi bir telaş?… Sorarlar adama neredeydi aklın diye.

Türkiye’nin istikrarsız olduğunu düşünenleri, yeri gelmişken kınıyorum. Çünkü biz son derece istikrarlı insanlarız. Hep bir şeyleri bekliyoruz. Geçen yıl bu gün, ondan önceki yıl bugün mutlaka bir şey bekliyorduk. Tabii ki en az bu kadar önemli bir şeyler… Gelecek yıl bugün yine bekliyor olacağız. Bundan on yıl sonra bugün de elimiz yüreğimizde “acaba mı?” diyeceğimizden eminim.

AB’ye 5 kala bizde her şey aynı.

Sonrası da farklı olmayacak.

Bizi biz yapan bazı özelliklerimizi çağdaş uyarlamasıyla dikkatlerinize sunuyorum.

Güler misiniz ağlar mısınız bilmiyorum.

Ben her şeye karşın gülmenizi tercih ederim…

Borç yiğidin kamçısı

Kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşlar ev, araba, arsa satıyor, boşanıyor, ülkeyi terk ediyor, kimlik değiştiriyor. Halkın alım gücünde bir değişiklik olmamasına rağmen kredi kartı kullanımında patlama yaşanıyor, yeni bir kredi kartı krizi ile karşı karşıya olduğumuza dikkat çekiliyor.

Türkiye’de geçen yıl Haziran ayında 17 milyon olan kredi kartı sayısının bu yılın aynı ayında yüzde 36 artışla 23.2 milyona ulaştı.Merkez Bankası’nın verilerine göre 46 bin 827’si kredi kartı borçluları olmak üzere 56.4 bin kişinin “kara liste”de.

Ortalama ömür 69 yıl

Türkiye 2050 yılına 97.5 milyon nüfusla girecek. Ortalama ömür süresi 69 yıl. Bu rakam erkekte 66, kadında ise 71. Dünya nüfusu 50 yıl sonra 9.2 milyara çıkacak. Nüfusun yüzde 59’u kentlerde oturuyor. Bebek ölüm oranı binde 39. Nüfusun yüzde 30’u 0-15 yaş ve yüzde 64’ü 15-65 yaşta. 65 yaş üzerindeki nüfus oranı ise yüzde 6. Evli kadınların yüzde 64’ü doğum kontrolü uyguluyor.

Ücrette kadın erkek farkı
Türkiye’deki kamu iş yerlerinde çalışan işçiler özel sektör işçilerine göre bir kat fazla kazanıyor. Kadın işçilerin ortalama ücreti erkek işçilerin ortalama ücretinin yüzde 90’ı oranında kalıyor. SSK verilerine göre, erkek işçilerde 737.2 milyon lira olan ortalama ücret kadın işçilerde 664.8 milyon düzeyinde. Sektörel bazda, en yüksek aylık ortalama ücret 1 milyar 694 milyonla petrol ürünleri sektöründe ödeniyor.

Çalışma Bakanlığı İstihdamın önündeki  engelleri açıkladı…

Türkiye komik ülke. Başkaları açıklasa neyse de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye’de istihdamın önünde 16 engel belirleyince daha bir anlamlı oluyor:
1. Ekonomimizin rekabet gücü zayıf,  yatırım ortamı elverişsiz.

2. Makroekonomik politikalarda üretime gereken önem verilmiyor.

3. Bankacılık sektörü bozuk

4. Yatırımcı yurtdışına kaçıyor

5. Kamu yatırımları az

6. İstihdam vergileri ağır, kayıtdışı fazla

7. Birim işgücü maliyeti arttı

8. Vergi yükü arttı

9. Verimlilik artışı işgücü maliyetinin gerisinde     

10. SSK prim oranları yüksek

11. İstihdam teşvikleri  yetersiz, koordinasyon yok 

12. İstihdam formaliteleri fazla       

13. Çağdaş ve esnek çalışma yöntemlerinden  yararlanılmıyor

14. Dünyadaki teknolojik değişime uyumda sorun var. Ar-Ge çalışmaları eksik

15. Mesleki eğitim sistemimiz yetersiz ve istihdamla bağlantısı zayıf

16. Devamlı mesleki eğitime ve çalışan eğitimine önem verilmiyor.

1.6 milyon kişiye iş bulma sözü

Hükümetin yeni hazırladığı program da işsizliğe tam çare olmayacak. ‘Katılım Öncesi Ekonomik Program’da üç yılda 1 milyon 650 bin istihdam yaratılacağı vurgulandı.

Ancak, bu yılın 10 ayında kamu alanında sadece 35-40 bin kişilik istihdam sağlanabildi. Başbakan Tayyip Erdoğan, 2003 sonundaki açıklamasında, 2004’ü ‘İşsizlik ve Kayıtdışı ile Mücadele’ yılı ilan etmişti.

Açlık sınırı 468 milyon lira…
Eylül ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 468 milyon lira, yoksulluk sınırını da 1 milyar 407 milyon lira olarak hesaplandı. Dört  kişilik bir ailenin asgari mutfak giderlerini kapsayan açlık sınırı, bir önceki aya göre 7 milyon lira artarak 468 milyon 51 bin lira. Yoksulluk sınırı gıda, giyim, sağlık, barınma ve eğitim başta olmak üzere 4 kişilik bir ailenin vazgeçilmesi mümkün olmayan zorunlu harcama kalıplarını kapsıyor.

Günde 12 milyon ekmek atılıyor

Türkiye’de her gün 120 milyon ekmek üretiliyor. Bu ekmeklerin yaklaşık 12 milyonu israf ediliyor.  Türk halkı her yıl ekmeğe 7 milyar dolar ödüyor. İsraf edilen ekmeğin ekonomik büyüklüğü yıllık 700 milyon doları buluyor.
ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başına ekmek tüketimi yıllık 40-50 kilogram arasında değişiyor. Türkiye’de ise bu ülkelere kıyasla kişi başına 3-4 kat daha fazla ekmek tüketiliyor. Gelir seviyesi yükseldikçe ekmek israfı artıyor. Gelir düzeyi arttıkça da ekmek tüketimi azalıyor ancak israfı artıyor. İnsanların yaşı arttıkça ekmek tüketimleri de kiloları da artıyor.

Türkiye AB adayları arasında “en hızlı” büyüyeni

Türkiye, Avrupa Birliği’ne (AB) aday Romanya, Bulgaristan ve Hırvatistan arasında en hızlı büyüyen ülke. AB Komisyonu  bilgilerine göre Türkiye, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla temelinde yüzde 9.6 oranında bir büyümeye sahip.  Romanya’nın büyüme oranı yüzde 5.1, Bulgaristan’ın yüzde 5 ve Hırvatistan’ın yüzde 5 . AB Komisyonu’na göre, Türkiye’nin ekonomik büyüme potansiyeli ileri yıllarda da yüksek seyredecek.

Kafası bozulan dayak atıyor

Aile Araştırma Kurumu’nun yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’de, siyasi sistemle arası iyi olan erkek dayağa başvurmuyor. Geleceğe umutlu bakan erkekler arasında dayak atanların oranı düşük. “Aile İçi Şiddet ve Toplumsal Alanda Şiddet” başlıklı araştırmaya göre kadınların yüzde 10’u eşlerinden sık sık dayak yiyor. Eşleri tarafından sık sık hakarete uğradıklarını söyleyen kadınların oranı yüzde 12. Erkeğin dayağa başvurma nedenleri arasında ilk sırada “eşin evle ilgilenmemesi” (yüzde 66.2) bulunuyor. “Eşin saygısız tavır ve davranışları” , “eşin kötü alışkanlıkları” diğer önemli nedenler arasında.

Kültür kriter olsaydı AB tam bir hayaldi
70 milyon nüfusu olan Türkiye genelinde kütüphane sayısı bin 435. Tiyatro sayısı sadece 100. Batman, Siirt, Kilis, Şırnak, Bingöl, Muş, Tunceli ve Hakkari’de sinema salonu ise hiç yok.  AB üyesi ülkelerden Almanya’da 11 bin 332, Fransa’da 4 bin 8, İngiltere’de 4 bin 937 ve İspanya’da 5 bin 209 halk kütüphanesi var. İngiltere’de halkın yarısı kütüphaneye üye. Türkiye’de bu rakam sadece yüzde 6.

Sadece 13 ilde devlet tiyatrosu var. Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Trabzon, Diyarbakır, Antalya, Erzurum, Konya, Sivas, Van ve Gaziantep’te olmak üzere toplam 27 devlet tiyatrosunda oyun izleniyor. Özel ve belediyelere ait tiyatrolarla Türkiye’deki toplam tiyatro sayısı 102. Tiyatro izleyici sayısı yaklaşık 2 milyon 700 bin . Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin ve Antalya’da bulunan Devlet Opera ve Balesi’nin toplam izleyici sayısı ise 165 bin.

Türkiye’deki sinema sayısı 500. Toplam ekran sayısı ise bin 100. Türkiye’nin sinema izleyici sayısı  yıllık yaklaşık 25 milyon. Türkiye’de yıllık 450 trilyonluk kitap satılıyor. Bunun içinde ders kitabından test kitabına kadar her şey dahil. Fransa’da geçtiğimiz eylül ayında 700 tane kitap çıktı. Bizde ortalama ayda 60-70 tane çıkıyor.

Türkiye’de 44 etnografya ve 62 arkeoloji müzesinin yanı sıra 62 tane farklı alanlarda müze bulunuyor. Fransa’da müze sayısı 9 bin 500. Almanya’da ise yaklaşık 10 bin.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir