Adam Sen De Yahu

Bizi bu havalar mahvetti. Derler ya …“şuncacık aklım vardı, o da gitti”… Tam öyle. Altı üstü günlük haber takibinden söz ediyorum.

İnsanın neye ihtiyacı var yaşamak için; oksijen, su, barınma, yeme içme bir de haber alma.

Sonuncusuna ulaşmak diğerlerinden zor ve pahalı. Her şeyden önce malum özgür değiliz. Avcı toplayıcı günlerine döndük. Haber takibi adeta “Survivor”. Altı üstü ne olup bittiğini öğreneceğiz değil mi; haber Kaf dağında! Sanmayın yalnız gazeteciler için durum zor, okur için dayanıklılık testi çıkacak yakında.

Ve sıkı durun; Türkiye’de gazete tirajlarının en çok 100 bin en az 500 adetlerde olduğunu biliyor muydunuz? Utanç verici değil mi!… Ülke nüfusu 85 milyonu aştı. Diyeceksiniz ki, biz artık tiraja bakmıyoruz hepsinin dijital kanalları var. Doğrudur, oradan topla, buradan yama biraz daha fazla… Ama maalesef cürmü kadar yer yakıyor. Nüfusla kıyaslayınca devede kulak.

İYİ DE NEDEN?

Asıl soru; neden haber okumuyoruz! Güvenmiyoruz çünkü. Dünyada her 10 kişiden yaklaşık dördü aktif şekilde haberlerden uzak duruyor. Buna göre, haber takip etmekten uzaklaşan kişilerin oranı 2017’de yüzde 29’ken bugün yüzde 39. Hadi buyurun!…

Neden? Haber izlerken yoruluyor, havlu atıyoruz.  Çünkü zaten birbirinden karmaşık ve kötü Türkçeyle ifade edilmiş olmaları yetmezmiş gibi yazanın her satırda farklı bir yerden aldığı sistemsiz veriler kafa karıştırıyor. Üstelik biliyoruz ki yalan yanlış. Ve daha fenası yanlı. Acaba arkasında kim var, neden durup dururken çıktı bu? Nerden çıktı, kimin nesi… Deli sorularla oluşan kanaat!

İŞ BAŞA DÜŞÜYOR

Hadi araştır. O kaynak senin bu kaynak benim oku da oku. Vazgeçmek daha kolay! Çoğu okur da bunu yapıyor; “… Amannn adam sen de bana ne?”

Soruyorum sebep olanlara; bu kadar mı körsünüz? Bırakılır mı canım okur?… Ve dokunulmaz rejimler, size sorsam mı bilmiyorum; bu muydu istediğiniz! Ne işinize yaradı? Yankı odalarında tek başınıza, görmüyor musunuz biz sizden vazgeçtik siz hala yasakların kucağında…

HALİ PÜR MELALİMİZ

Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü, 2024 Dijital Haber Raporu’nu yayınlandı. Türkiye de haber kaynaklarına olan güven değerlendirmesinde yer alıyor. Tabii ki güven duyulacak pek bir mecra bulunmadığı ortaya çıkıyor.

Türkiye’de haberlere olan güven yüzde 35’te kalıyor. Geçen yıla kıyasla eleştirel yayın yapan medya kuruluşlarına güven artmış. Aldatıcı bir durum. Eleştiri yaptığı için artmak yerine habercilik yaptığı için arttığını ifade etmesi içime daha fazla su serperdi.

Son 10 yılda televizyon ve yazılı basın gibi geleneksel haber kaynaklarının kitlesinin keskin şekilde düştüğünü biliyoruz. Gençlerin haberleri internet veya sosyal medya aracılığıyla almayı tercih ettiğini de biliyoruz.  Örneğin 18-24 yaş arasındakilerin yüzde 23’ü haber takibi için TikTok’u kullanıyor. Artık siz düşünün ne tür bilgiler ve hangi seviyede habercilik olduğunu.

BANA BENDEN OLAN GELSİN

Güven konusu en yaralı noktalarımızdan biri. İstanbul Araştırmalar Merkezi’nin bir bulgusu benim kabusumdur.  Buna göre biz Türkler aile fertlerine güveniriz (yüzde 90). Ağzıyla kuş tutsa başkası bu bağı bozamaz. Düşünün siz bu kör güven nedeniyle bilgi dağarcığımızı.

Halkayı biraz daha genişletince kişisel olarak tanıdığımız insanlara güvendiğimiz görüyoruz (yüzde 60) yeni tanıdıklarımızı derler ya “kafadan” siliyoruz. İlk kez tanıştıklarımıza güvensizlik yüzde 75. Neden mi böyleyiz, sosyal nedenlerini sosyal bilimciler analiz ediyor, ben kanaat geliştiremediğimizi düşünüyorum. O kadar tembelleşti ki beyin, analiz edecek durum yok. Kestirmeden “O söylerse güzel söyler, ne eylerse iyi eyler”…

Halkım güvenmez ama biz onun sağduyusuna güvenelim;  Türkiye’de medya güveni konusunda yapılan araştırmalarda, halkın medyaya duyduğu güvenin düşük olmasının başlıca  sebepleri arasında, medya kuruluşlarının siyasi etkiler altında olduğu algısı ve yaygın dezenformasyon yer alıyor. Okur tarafsız bilgiye erişim konusunda endişe duyuyor ve bu durum, medya organlarının güvenilirliğini zedeliyor.

PLATFORMLARA GÜVEN

İlginçtir, televizyon haberlerine güven yüksek (yüzde 45). İzleyiciler, televizyon kanallarının daha düzenli ve doğrulanmış bilgi sağladığına inanmak istiyor herhalde. Basılı ve dijital gazetelere güven yüzde 30’larda. Gazeteler, geleneksel haber kaynakları olarak kabul ediliyor. Dijitalleşme süreci belli ki görüntüyü kurtarmaya yetmiyor. Üstelik daha derin güven kaybı yaşıyorlar.

Sosyal medya platformlarını ne siz sorun ne ben söyleyeyim…  Güven dipte. Yüzde 20. Buna karşın elden düşmeyen akıllı telefonların gerekçesini anlatacak kelime bulamıyorum. Halk olarak o kadar eminiz ki, sosyal medyanın dezenformasyonun yaygın olduğu, doğrulanmamış bilgilerin hızla yayıldığı bir alan olduğuna… gelin görün ki, kullanıcıların yüzde 39’u haberleri sosyal medya üzerinden takip ediyor.

KADINLAR TABİİ Kİ BAŞKA GEZEGENDEN

Kadınlar medya okur yazarlığı konusunda yine farklı. Kadın genel olarak medyaya, kısaca güvenmiyor.  Şüpheci. Erkekler, kadınlara göre medya organlarına daha fazla güven duyuyor. Haberlerin doğruluğu ve tarafsızlığı konusunda daha az endişeliler.  İlginç bir bulgu da kadınlar, özellikle sosyal medya ve alternatif medya kaynaklarına daha fazla yönelirken, erkekler geleneksel medya kaynaklarını tercih ediyor. Televizyon haberlerine güven erkekler arasında yüzde 45, kadınlarda yüzde 35. Sosyal medya haberlerine güvende kadın yüzde 20, erkekler yüzde 25.

VE EĞİTİMİN FARKI

Üniversite mezunu veya daha yüksek eğitim seviyesine sahip bireyler, genellikle medya organlarına daha az güven duyuyor. Güven oranı yüzde 30. Lise mezunu veya daha düşük eğitim seviyesine sahip bireyler, medya organlarına daha fazla güveniyor, içerikleri daha az eleştirel bir bakış açısıyla değerlendiriyor. Düşük eğitim seviyesine sahip bireylerin medya güven oranı yüzde 40-45.

DOĞRULAMA OKUMAKTAN ZOR

Gelelim yaşamaya çabalayanlar ne yapıyor sorusuna, Survivor’da yılan oyuncuya yer yok.

Avcı toplayıcı okurun kasları giderek gelişiyor; haberleri doğrulamak için farklı kaynaklardan bilgi alıyor. Reuters Institute raporuna göre bilinçli Türk okuru örneğin, eleştirel medya kaynakları ile birlikte birkaç yabancı kaynağın Türkçe servislerini takip ediyor. Haberlerin doğruluğunu teyit etmek için doğrulama platformlarını kullanıyor. Sosyal medyada yayılan haberlerin doğruluğunu kontrol etmek için de birden fazla dijital araca başvuruyor. Yetmiyor (!) güvenilir hesapları ve doğrulama yapan kullanıcıları takip ediyor. Yani her konuda seçtiği bir kurul var… Onlara başvuruyor. Acaba nasıl yorumlamışlar…

Sorgulamanın zaman maliyeti çok yüksek ama bize başka çare bırakmadılar. Gülü seven dikenine katlanıyor. Doğru habere ulaşmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Paylaş