Mustafa Kemal Atatürk, ortaya çıkardığı eserleri ve başarılarıyla çağdaşlarını kıskandıran bir lider. Askeri dehası ve devrimleri bir yana Mustafa Kemal Atatürk insani özellikleriyle de dikkatle incelenmesi gereken bir önder.
Ulu Önder Atatürk, askeri dehası, devrimleri, sosyal, kültürel ve siyasi alanda yaptığı köklü değişikler, özel hayatı ve daha pek çok yönüyle keşfedilmesi gereken, çağdaşları arasında sıyrılan, dünya tarihini değiştiren bir lider. Tarihimizde pek çok liderin ihmal ettiği “eğitimcilik” görevini olabilecek en ideal biçimde üstlenen Atatürk, kendisinden sonra gelecek devlet adamlarının da izlemeleri gereken bir örnek. Mustafa Kemal Atatürk 36’sında general, 40’ında başkomutan olan, 42’sinde Cumhuriyet’i ilan eden, 44’ünde şapka ve kıyafet devrimini yapan, 46’sında Nutuk’u yazan, 48’inde Türk alfabesini yürürlüğe koyan bir insandı. O’nu diğer dünya liderleri arasında farklı bir konuma yerleştiren özellikler arasında, yalnızca ülkesini kurtarmakla kalmaması, kurtardığı topraklar üzerindeki canlı-cansız her varlığın sorumluluğunu omuzlarında taşıyarak hissetmiş bir lider olması geliyordu.
Eğitim her işin başında
Atatürk Türk eğitim tarihinde çok önemli bir yer tutar çünkü sistemli, ayrıntılı ve teşhisi konulamayan problemlerin sebeplerinin eğitimle ilişkili olduğunu yerinde tespit etmiştir. Atatürk’e göre ekonomide, sporda, sanatta ya da sağlıkta nerede sorun varsa temelinde eğitim yatıyordur.
Devlet otomobili özel işte kullanılmaz
Atatürk, ulusun malı olan otomobillerin hor kullanılmasına çok kızardı. Bir gün köşkte manevi kızı Nebile’nin makam arabasına binerek arkadaşına gittiğini görünce öfkelenip, şunları söylemişti: “Her aklına esen buradan araba alıp gidemez. Bu arabalar babanızın malı değildir. Hepsi millete aittir!”
Uykuyu sevmezdi
Uyku Atatürk’ün dostu değildi. Zaman zaman geçirdiği kısa hastalıklar dışında sabah güneşini görmeden yatağa girip uyumazdı. Uykuda geçen zamana acırdı. “Hayat pek kısa, çocukluk ve mektep hayatın bir kısmını alıyor. Geriye kalanıysa uyku yarıya indiriyor” derdi.
Sinema tutkusu
Ulu önder sinema konusundaki görüşlerini şu sözlerle anlatıyor: “Sinema öyle bir keşiftir ki gün gelecek barutun, elektriğin hatta kıtaların keşfinden çok dünya medeniyetinin cephesini değiştireceği görülecektir. Sinema dünyanın en uzak köşelerinde oturan insanların birbirlerini tanımalarını ve sevmelerini temin edecek, insanlar arasındaki görüş ve düşünüş farklarını silecek, insanlık idealinin tahakkukuna (gerçekleşmesine) en büyük yardımı yapacaktır.”
Durmasını bilmek
Hükümet ünlü bir ressama Büyük Ata’nın portresini ısmarlamıştı. Portre bitti. O akşam köşkte oldukça kalabalık bir davetli grubu portreyi tetkik ediyordu. Bazıları benzerlikte kusur buldular. Atatürk, “Olabilir” dedi ve şöyle devam etti: “Fakat inanır mısınız, bu portre bir aralık bana son derece benzemişti. Fakat üstat durmasını bilemedi. Sanatkârlar, kumandanlar gibi durmasını bilmeliler. Aksi halde varlıkları muvaffakiyet (başarı) zirvesinden inişe geçer. Hiç unutmam Milli Mücadele’nin sonunda bir komutan bana ‘Emir ver, bir hafta sonra Mataban Burnu’nu alayım’ diye bir telgraf çekti. Derhal kendisine dur emri verdim. Biz ülkeleri değil, kalpleri fethetmek isteriz. Eğer o zaman durmasaydık bugün dünyadaki prestijimiz ne olurdu? Kumandanlar da sanatkârlar gibi yerinde durmasını bilmezlerse zaferleri payidar (kalıcı) olamaz.”
Kutu:
Atatürk için ne dediler
“Memleketimizde doğru, yeni, güzel, her şeyin özellikle de eğitimdeki güzelliklerin tarihi Atatürk’le başlar.”
Faruk Nafiz Çamlıbel
“Atatürk ulusunu bir intikal çağına bağlı tutmadan modern hayatın ve bilim uygarlığının akımlarına attı. İrade, zekâ ve yaratıcılığıyla Türk mucizesini gerçekleştirdi.”
Fransız yazar Rene Pinan
“Şimdiye kadar 15 hükümdarla ve cumhurbaşkanıyla görüştüm. Hiçbirinde bu görüşmedeki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Atatürk’te büyük bir eğitimcinin kudretinin esrarı var.”
İngiliz Generali Sir Charles Townshend
“Atatürk’te hayran olduğum iki olağanüstü nitelik var. Biri alev gibi parlayan yurt sevgisi, diğeri de eserine mutlak bir mantık ve birlik sağlayan nefse güven sayesindeki eğitimciliği ve öğreticiliği. Tek bir adam her şeyi tasarlamış her şeyi gerçekleştirmiştir.”
Fransa Başbakanı Edward Herriot
“Gerçek devlet adamlığı, bir milleti olduğu biçimden olması gereken biçime dönüştürme sanatıdır. Bunu başarabilen tek devlet adamı bana göre Atatürk’tür.”
ABD’li yazar W. R. Alger