Aslında yokuz!

 

Sizce siz, var mısınız yok musunuz. Yoksa var gibi mi yapıyorsunuz. Kayıtlı mısınız kayıtsız mı. Kayıtsız Türkiye’de var olabilir misiniz? Gelin birlikte karar verelim;

Türkiye ekonomisinin yüzde 80-90’ının kayıt dışı olduğu söyleniyor. Bu hesaba göre 9-11 milyar dolar vergi kaybı oluşuyor, 150 milyar dolar civarında kayıt dışı ekonomi var. Kaynak İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın “Türkiye’nin Mali Görünümü” başlıklı raporu…

Günlerce cep telefonlarımıza mesaj geldi; “telefonunuz kayıtlı değil!” Türkiye’de kayıt dışı cep telefonu sayısının 12 milyon civarında olduğu açıklandı. Rakamın 15-16 milyona çıkabileceği tahmin ediliyor.

Kırsal kesimde kadının işgücüne katılımı yüzde 45-48, kentte yüzde 16-17. Kentte işgücüne katılan sigortalı kadınları sayabiliyoruz. Kolay, çünkü sayıları az. Kırsal kesimde kahvede pinekleyen koca yerine çalışan kadınların sayısını bilen yok onlar çok ve kayıtsız. Ücretsiz aile işçiliği adı verilen bu çalışma türünün yüzde 85-90 kadarının kadın ve çocuk olduğu söyleniyor ama bilemiyoruz. Sayılamıyorlar.

İstanbul’da ruhsatsız yapıların tam sayısını bilen var mı, ben bilmiyorum. Anımsıyorum, bir zamanlar şu anki başbaşbakan kayıtsız evde oturmakla övünüyordu…

Kayıtsızlığın son örneği CIA’nin Türkiye’deki faaliyetleri. Gazete haberlerine bakacak olursanız yüzlerce insanı Türkiye’den kaçırmışlar. Kaydı yok!

Nüfus sayımlarının doğru olmadığını söyleyenlerin sayısı azımsanamayacak kadar yüksek. Ülkenin önemli bir bölümünde doğan ve ölen bebeklerin sayısını takip edemiyoruz Beş altı yaşına gelip nüfusa kayıt ettirilenlerin yaşını anneleri bile bilmiyor. Güz vaktiydi, yaz akşamıydı… Erikler açmıştı, baharlar sürgün vermişti… İşte bizim tarihe ve arşive bakışımız…

Yeşil kart ve sahte sağlık raporu… Muhtaç olanların ne kadarında yeşil kart olduğu bilinmediği gibi sahtelerin sayısı da tahmin edilemiyor. Erkeklere hamile raporu, kadınlara prostat kanseri teşhisi kondukça dudaklar uçukluyor, o kadar…

 

İstihdam kayıt dışında en renkli bölge… Kayıt dışı 2001’de yüzde 50’nin altındayken 2004’te yüzde 52.34 çıktı. 1 Ekim 2004 itibariyle 35 bin 497 kişiye çalışma izni verildi ama bu tarih itibariyle 7 bin 849 kişi sosyal güvenlik sistemine kayıt yaptırdı.

 

İşsizlik oranının yüzde 10.5’ten 10.3’e gerilediği duyuruldu ama kayıt dışı çalışma ve işsiz sayısı arttı. Ücretli çalışanlar arasındaki kayıt dışı çalışma oranı yüzde 22.2’den yüzde 23.2’ye yükseldi.

 

Maliye Bakanlığı’nın yılın ilk 6 ayında gerçekleştirdiği vergi denetimlerinde, kaçak oranı, yüzde 26.22 olarak belirlendi. Kayıt dışının neden olduğu bir yıllık vergi kaybı, Tüpraş, Telekom, Erdemir gibi Türkiye’nin 80 yılda ürettiği en gözde tesislerin özelleştirilmesinden  elde edilen toplam gelir kadar.

 

Vergi mükelleflerinin yüzde 1’i toplam gelir vergisinin yüzde 64’ünü, yüzde 99’u verginin yüzde 36’sını ödüyor.

 

Ülke performansları farklı kriterlere göre ölçümleniyor. Bu kriterlerden biri de kayıt dışı. Kayıt dışının yüksek olduğu ülkeler, az gelişmiş ülkeler sınıfına giriyor. Dünya nüfusu yaklaşık 6 milyar. Bunun bir milyarını “küresel” kategorisine koyuyorlar. Geri kalan 5 milyar gelişmekte olan dünyanın içinde. Bu 5 milyar insanın içinden bir milyarı şanslı. Onlar az gelişmişlerin en gelişmişi. Ne dehşet verici ki, geride kalan 4 milyarın kaydı yok.

 

Mısır, Nijerya gibi ülkeler kayıtdışı konusunda şahane örnekler… Hükümetin hevesle izlediği ve ziyaret ettiği ülkelerin önemli bölümü  kayıtdışı rekortmeni! Mısır’da bina ve toprak gibi taşınmazların yüzde 92’si kayıtsız. Ekonominin yüzde 86’sı kayıt dışı. Dönen kara para, borsanın 35, ülkeye giren doğrudan yabancı sermayenin 55 katı.

 

Pakistan’ı yerle bir eden depremin ardından ülkeye akan yardımın ne haddi ne de hesabı belli. Bu ülkede kayıt yok. Tsunami felaketinden sonra Tayland’da da durum farksızdı. Bu ülkede de binaların ancak yüzde birinin kayıtlı olduğu söyleniyor. ABD kendisini ele güne rezil eden fırtınalı doğal afetlerden sonra her şeyi yerli yerine koydu. ABD’de binalar da insanlar da kayıt altında.

 

Türkler kayıt altına alınabilir mi bilinmez. Bilinen şey, kayıt dışı ile güven arasındaki ciddi ve paralel ilişki. Türklerin yalnızca yüzde 6’sı birbirine güveniyormuş. Güven duygusunun bilgiyle beslendiğini biliyoruz.  Ne kadar çok bilgi o kadar güven. Ne kadar saydam o kadar güven. Ne kadar gizli kapaklı iş, o kadar şüphe.. Ne kadar çok bilinmeyen o kadar çok yalan.

 

 

 

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir