Dünyanın küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceden fazla önleyebilmenin yolu olmadığı söyleniyor. Karbon emisyonlarını frenlemede başarısız olduğumuz da. Sonumuzun “felaket” olduğunu haykıranların sayısı arttı. Mısır’ın Şarm El-Şeyh kenti İklim Zirvesi’ni ağırlıyor. Tartışma konuları nefessiz kalmak, boğulmak, donmak, yanmak, susuzluktan ölmek!… Dahası yok! Haberler, COP 27 BM İklim Değişikliği Konferansı olarak bilinen bu toplantıda yapılan konuşmalarla dolu. Söylemler en yetkili kişilerin ağzından dökülüyor. Televizyonlar veriyor. Herkes, “…yandım Allah!…” diyor da başka bir şey demiyor. İletişim 10 numara 5 yıldız, icraat 0.
Geçen yıl Glasgow, bu yıl Mısır Şarm El-Şeyh… Cirque du Soleil gibi dünyayı turlayan siyasiler ve iş insanları “aman ölmeyelim” diye akılları birleştiriyor. Büyük cümleler, kalın raporlar, dramatik bilgiler havada uçuşuyor… Betonlaşmaya devam, hız kesmeden kömür petrol çıkarmaya devam… Yiyecek yok zehir çok. Ve korkmuyoruz!
Bedeli en savunmasız insanlar ve topluluklar ödüyor. İklim mülteci nüfusu artıyor. BM Çevre Programı’na göre gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğine uyum sağlamak için 2030’a kadar her yıl 340 milyar dolara ihtiyacı var. Dünya bu ihtiyacı karşılamaktan uzak ve isteksiz.
İletişim nasıl bu kadar başarısız oluyor? Ölmek neden insanları korkutmuyor? Boğaziçi Üniversitesi Profesörü Levent Kurnaz’la bir söyleşim var, kendisini dinlerken ağzım açık kalmıştı. Pek de sakınmadan konuştuğu söyleşide ben “niye başaramıyoruz” diye sorunca, o da bana dönüp “Ay sonunu getiremeyen adama öleceksin desen ne yazar?” diye sormuştu. Her gün azar azar ölünce insan, “ölsem de kurtulsam” diyor da başka bir şey demiyor diye anladım. Söyleşinin videosunu ve metnini burada bulabilirsiniz.
Prof. Kurnaz’ın, ortak proje yaptıkları Gülin Yücel’le davet ettiğim bir panelde “biraz umut varsa o da gençlerde” diye işaret ettiği bilgiler, iletişimde neden başarısız olduğumuzu aktarıyor. Bu yazıyı dikkatinize sunarım.
İş dünyasının durumunu, cehalete övgüler düzen toplumun anatomisini, bir iş güvenliği uzmanı ve yöneticisi olan Özlem Kurtuluş’un tane tane trajik örneklerle aktardığı söyleşimizi de umarsızlığımızın boyutlarını göstermesi açısından paylaşmak isterim.
İklim konusuna farklı yönlerinden yaklaştığım diğer söyleşi ve yazılara yaprakozer.com’dan ulaşabilirsiniz. Birinci görevimiz yaşamak için çaba sarf etmek, önerilerinizi esirgemeyin lütfen.
