Facebook’un kişisel bilgilerimizi sorumsuzca araştırma firmalarına servis etmesi, kişisel veriler dosyasını açtı. Tartışma yavaş başladı, hızlandı. Hararetlendikçe büyüyor. Sanki birileri yavaş yavaş ateşe odun atıyor. Bu süre içinde anlaşılması zor bir amatörlük içinde davranan Facebook yönetimini hayretle izliyoruz… Tahminim o ki gördüklerimiz çok daha büyük duyarlılıklara ve tartışmalara neden olacak.
Şimdi size pandoranın kutusundan çıkan benzer bir konudan söz edeceğim. Çalışan Ratingi.
Esnek ekonomi olarak dilimize çevrilen “gig economy” belirsiz süresiz çalışma metodunun hakim olduğu serbest çalışma ortamı. Benzer bir bilgi güvenliği sorunuyla karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Çalışanlar için “Rating Sistemi”. Avrupa’da bu konuda hararetli tartışmalar yapılmaya başladı. Sendikalar, akademik çevreler ve lobi grupları bireysel ratinglerin düzenlenmesi üzerinde kıyasıya çarpışıyor. Yeni bir jargon seti geliyor İK’ya: bireysel rating, taşınabilir puantaj, online itibar, itibar enflasyonu…
Konu özetle Uber şoförlerine uygulanan puanlama sistemine benziyor. Bildiğimiz karne. Ne kadar çok puan alırsan o kadar çok tercih ediliyor, sistem içinde yükseliyor, kazanıyorsun.
İş yerlerinde çalışanların da notlandırılması sözkonusu. İK yönetimi önlenemez bir değişim içinde. Çalışanın, buna göre kariyer yolculuğu şekil alabiliyor. Tartışmalar puanlama kriterleri gibi daha küçük başlıklarda olabildiği gibi, puanın kişiyle birlikte taşınması üzerinde yoğunlaşıyor. Problem, çalışan puanını iş değiştirdiğinde taşıyamıyor; sil baştan. Bilgilerinizi taşıyamadığınız için yeni yerde prim kazanmamak ayrı bir dert, ama kişisel verilerinizi geride bırakmak da ayrı bir dert.
Avrupa Birliği bu hafta konuyu tartışmaya açıyor. Avrupa maceramızın sonlanması güncel gündemden de düşmemize neden oluyor yazık ki.