Biliyor musunuz?

Belirsizlikle yüklü olduğundan günün sonunu tahmin edemiyoruz. Yanlış tarif ettiğimiz için enflasyonu düşüremiyoruz. Saçma olduğu için para politikasını anlamıyoruz. Şaştığı için maliye politikasına hakim değiliz, TV dizilerinden adı “Gaddar” olanda kendimizi buluyoruz. Yerde sefalet, hedef uzay. Ne Merkez Bankası’ymış, rating rekorları kırıyor. Bu hafta da kalan kıyı şeritlerimizi imara açtık. Bu liste uzar gider. Yorumu zor yorumsuz bir dönem. Bu geçici bir dönem olmasa gerek, barışsak mı sizce?

Bu hafta, kısa süre önce siyasette ekonomide finansta karar verici konumunda bulunan bir grup fikir önderinin, “iyimser”likle çözüm aradığı ekonomi değerlendirme toplantısında analizlerini dinledim. Sorulara nezaketle verilen umutsuz yanıtlarına, çözüm üretememelerine ve başka yol bilmemelerine, eski metriklerle yenilik üretmeye çalışmalarına şaşırdım… bir Nuri Bilge Ceylan filmi izlediğimi düşündüm. Mekana ve zamana “yabancılaşma” diye tanımlayabilirim.

Kendime neyi kaçırıyorum diye sordum. Zamanı!

Başka bir pencereden bakalım mı?

HOROZ DÖVÜŞÜ

Darwin’in “Türlerin Kökeni” çalışmasını anımsayın, hayvan ırkını evcilleştirilme çalışmaları, hem doğal koşullarla hem de yetiştirici tarafından başlatılan seçilimin biyolojik özelliklere nasıl etki edebileceğini gösteren hızlandırılmış bir evrim biçimine işaret ediyordu. Yeni bir araştırmada horoz dövüşü mercek altında. Kumar yönüyle değil, vahşetle. Kanatlılardan bu horoz ırkı özel yetiştiriliyor. Dövüş horozları üzerine yapılan araştırma bulguları saldırganlığın genetik kökenlerine ilişkin ipuçları sunuyor. Araştırmayı yapan Doç Dr. Andrés Bendesky, dövüşçü horoz nesli üzerine çalışmalarını G3: Genes|Genomes|Genetics dergisinde yayınlamış. Dövüş horozlarının kas yapısının, onları özellikle çevik kılacak şekilde değiştirilmiş olabileceğini söylüyor. Saldırgan davranış eğilimleri muhtemelen bu nedenle ortaya çıkıyor. Büyük olasılıkla güneydoğu Asya’da dövüş için evcilleştirilmiş, evcil olmayan yerel kanatlılarla karıştırıldıkça çeşitlenmişler. Hayvanların genetik seçilim, eğitim ve koşullandırma ile çevre faktörlerinden etkilendikleri ve değişime uğradıkları bilinse de davranışların genetik temeli ve evrimi hakkında az bilgimiz var.

İNSAN DÖVÜŞÜ

İnsan ırkı olarak neden bu kadar vahşiyiz? İnsan davranışlarını mutasyona uğramış dövüş horozları üzerine yapılan çalışmalarla açıklamak mümkün olabilir mi?

Dünya genelindeki toplam aktif askeri personel sayısını, belirlemek kolay değil. Global Firepower, CIA World Factbook’ta listelenen ülkelere bakarsanız, örneğin, Ukrayna’yı işgali öncesinde yaklaşık 900 bin aktif görevli askeri bulunan Rusya’yı, yalnızca bin aktif görevli personeli olan Lüksemburg’u hiç daimi ordusu olmayan İzlanda’yı görüyorsunuz. Gerçek bu mu? Savaş deyince akan sular duruyor, gönüllülerden oluşan yüzbinler var.

Ukrayna’yı işgal eden ilk Rus kuvvetlerinin 150-200 bin civarında olduğu tahmin ediliyordu, bu sayılar kayıplar, rotasyonlar ve takviyelerle dalgalandı. Ukrayna düzenli askeri personeli görece çok azdı, ama savaşa giden gönüllülerin sayısını tespit etmek mümkün olamadı.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) iyi donanımlı ve oldukça büyük bir askeri güç. Hamas üyeleri de dahil olmak üzere Gazze’deki militanların sayısını, gerilla savaşının doğası ve şeffaf raporlama eksikliği nedeniyle doğru bir şekilde tahmin etmek zor. Bu bölgesel savaşın farklı coğrafyalarda farklı şekillerde devamı da var. Ordular arasında yapılan savaşları kıran örneklerden biri Vietnam Savaşı, uzun süreli ve karmaşık bir çatışma olarak tarihe geçti. ABD’nin Vietnam’a yaklaşık 2,7 milyon asker gönderdiği tahmin ediliyor. Kuzey Vietnam ve Viet Cong’un savaşa katılan toplam asker sayısı kesin olarak bilinmiyor. Kayıplarının 1 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Kanlı Vietnam savaşının doğrudan etkisi sınırlı coğrafyalarda yaşandı. Ukrayna’da savaş, o sınırları çok zorladı ama küçücük Gazze’nin etkisi evrensel oldu.

DÜNYADA KAÇ PARA VAR?

Her şey para içinse, merak ediyor musunuz dünyada ne kadar para olduğunu? Hesaplanamıyor. Tahminde bulunabiliriz. Hesapladığınızı sandığınız bir an olursa, bulduğunuz rakam güncelliğini o an yitiriyor.

Para zenginlik midir? Çok “değer”li olan pek çok şey neden para değil ya da para etmeyebiliyor? Zenginler neden servetlerinin sadece küçük bir kısmını nakit olarak tutuyor? Yaşamaktan daha değerli bir şey yok! Biliyoruz. Yaşam alanlarımızı neden paraya dönüştürmeye çabalıyoruz? Bir örnek; para mı daha değerli doğa mı? Bazı kaba tahminler dünyadaki tüm fiziksel para birimlerinin (madeni paralar ve banknotlar) toplam değerinin yaklaşık 6,6 trilyon dolar olduğunu ifade ediyor. Banka mevduatları ve likit varlıklar da dahil olmak üzere daha geniş bir para arzı ölçüsü, onlarca trilyonla ifade edilebilir… Tüm varlıklar dahil olmak üzere toplam küresel servetin 100 trilyon doların çok üzerinde olduğu da tahminler arasında. Küresel borç ise 100’lerce trilyon dolar olarak ifade buluyor.

LİDER SAVAŞLARI

Dış ilişkiler, küresel ticaret, Orta Doğu, küreselleşme ve çevre konularındaki yorumlarıyla tanınan The New York Times köşe yazarı Pulitzer ödüllü gazeteci Friedman’ın geçtiğimiz hafta yayınlanan yazısından biraz uzunca alıntı yapacağım;  “… büyük oyuncuların yaptığı seçimlerle belirlenen iyi ve kötü mevsimler geldi geçti. Mikhail Gorbaçov’un seçimleri sayesinde Rusya ve Doğu Avrupa’da demokrasinin doğuşu; Yitzhak Rabin ve Yasir Arafat’ın tercihleri sayesinde Oslo barış süreci; Deng Xiaoping’in tercihleri sayesinde Çin’in hızla dünyaya açılması; Hindistan’ın küreselleşmeyi benimsemesi; Avrupa Birliği’nin genişlemesi; Amerika’nın ilk siyah başkanının seçilmesi ve Güney Afrika’nın intikam yerine uzlaşmaya odaklanan çok ırklı bir demokrasiye evrilmesi… hepsi liderlerin iyi seçimleri ve sonucuydu. Dünyanın iklim değişikliğini ciddiye almaya başladığına dair işaretler bile gördük.

… Son birkaç yıldır yazdıklarımın çoğu büyük oyuncular tarafından yapılan kötü seçimleri kınamaktan ibaret: Vladimir Putin’in Ukrayna’yı acımasızca işgaliyle doruğa ulaşan diktatörlüğü ve saldırganlığı; Xi Jinping’in Çin’in açılımını tersine çevirmesi; İsrail’in tarihindeki en sağcı hükümeti seçmesi; iklim değişikliğinin zincirleme etkileri; Amerika’nın güney sınırı üzerindeki kontrolünü kaybetmesi; sadece Türkiye, Polonya ve Macaristan gibi Avrupa ülkelerinde değil, ABD’de Cumhuriyetçi Parti’de otoriter sürüklenme. Yakın zamana kadar adını bile duymadığınız Yemenli aşiret mensubu Husiler’in Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’ndaki deniz trafiğini engelleyerek küresel lojistiği yönlendirmesi… Washington D.C.’nin yaklaşık iki katı büyüklüğünde olan Gazze Şeridi’ndeki savaşın ABD’de bir sonraki başkanı belirleyecek gücü… Dubai de Gazze de çok benzer konumda, dünyanın önemli kavşaklarında kum ve deniz suyunun birleştiği iki yerleşke. Bu iki coğrafyayı ayıran ne? Petrol değil; petrol Dubai’nin çeşitlendirilmiş ekonomisinde sadece küçük bir role sahip. Demokrasi de değil. Dubai, bir demokrasi değil. Dünyanın dört bir yanından insanlar burada yaşamak için akın ediyor; nedeni vizyoner liderlik. Emirliğin lojistik şirketi “DP World”, dünyanın dört bir yanındaki kargo lojistiğini ve liman terminallerini yönetiyor. Komşuları, Kuveyt, Katar, Umman, Bahreyn, İran ve Suudi Arabistan yapamadı.

İYİMSELİK VE KÖTÜ KARARLAR
İyimser olmanın kötü karar verme ile bağlantılı olabileceği düşünülüyor. İngiltere’de 36 bin kişiden elde edilen verilere dayanan bu bulgu, Bath Üniversitesi’nde yapılan çalışmadan alıntı. Yüksek bilişsel yeteneğe sahip kişilerin finansal planlamada gerçekçi (kötümser) olma olasılıklarının yüzde 22 daha fazla olduğunu, düşük bilişsel yeteneğe sahip kişilere kıyasla iyimserlikte yüzde 34,8’lik bir azalma olduğunu ortaya koyuyor. Çalışma, iyimserlik önyargısının insanları iş planlaması, yatırım ve diğer mali faaliyetlerde makul olarak beklemeleri gerekenden daha olumlu sonuçlar beklemeye yönlendirdiğini öne sürüyor. Sonuç değer kaybı, borçlanma, başarısızlık. Aşırı iyimserlikle ilişkilendirilen düşük bilişsel beceri önyargıların ortaya çıkma olasılığını artırıyormuş. İyimserlik bireyin işleri hafife almasına, sonuçları ölçmemesine, işler yolunda gitmediğinde kötü şans olarak görmesine neden oluyormuş. Çalışmaya Personality and Social Psychology Bulletin’dan ulaşabilirsiniz.

TAHMİN
İyi kararlar iyi tahmin gerektiriyor. Good Judgment’ın kurucularından psikoloji profesörü Philip Tetlock 1984’de UC Berkeley’de jeopolitik ve ekonomi tahminlerinin nasıl yapıldığını incelemeye başlamış. Araştırmaları ABD istihbaratının dikkatini çekmiş. İleri Araştırma Projeleri Faaliyeti (IARPA), Good Judgement’la doğru tahminlerin nasıl yapılacağı konusundaki bilgileri geliştirmek için “tahmin turnuvası” başlatmış. Tahmin yapmanın geliştirilebilecek bir beceri olduğu ve doğruluğu artırmanın üç yolu bulunduğu sonucuna varmışlar: Daha fazla bilgiye sahip olmak, önyargılardan kurtulmak ve ilgisiz değişkenlerin etkisini azaltmak.

Soracaksınız; süper tahminciler 2024 için ne öngörüyor diye… 2024’ün hemen hemen 2023 gibi geçeceği, ama çok sayıda seçim nedeniyle daha zor olacağı konusunda hemfikirler…

Yorum sizin, anahtar da sizde.

Kolay gelsin.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir