BITCHING, MOANING, WHINNING

Dünyanın en prestijli okullarından Harvard Business School’ da çalışan iki araştırmacı, yememiş içmemiş bir araştırma hazırlamışlar. Üstelik üzerinde 15 yıldır çalışıyorlarmış. Zavallılar tam 650 firma üzerinde yoğunlaşmışlar. Sonunda çalışmalarını bir kitap haline getirmişler: “”How the way we talk can change the way we work: seven languages for transformation”” (Jossey-Bass,2000)

Süper değil mi.

Ben, milletvekillerimiz tatilden dönene kadar hepsine yetecek kadar kitabı ithal etmeyi düşünüyorum. Eh tabii hamama giren terler. Biraz masraf olacak. Ama değer diye düşünüyorum. Çünkü hepsi BMW durumunda. Yok yok bizimkiler olsa olsa Dodge kamyon olurdu.

Efendim BMW, bitching, moaning ve whining anlamına geliyor. Bu üç kelimenin baş harflerinden türetilmiş yeni bir ifade. Bahse girerim çok moda olacak. Göreceksiniz. Bizimkiler kısaltılmışını daha çok sevecek. BMW marka arabaları çağrıştırması heveslendirecek onları.

Bitching, birisi ya da herhangi bir şey hakkında sürekli kaba sayılacak yargı ve tanımlamalarda bulunmak demek.

Moaning, acı ifade eden bir tür ses, bir nida;
Whinning de biraz öyle… Sürekli şikayet etmek ya da tatminsiz olduğunu göstermek için çıkardığımız uzun uzun garip sesler.

BMW gibi olmak, bana kalırsa BMW motorundan çıkan seslere daha fazla benziyor.

DAĞ FARE DOĞURMUŞ

Bu zavallı iki araştırmacı yıllarca çalışmışlar. Ne diye… Hepimizi BMW’ye benzetmek için. Bazı insanların kazandıkları parayı hak etmediklerini düşünüyorum. Bana gelmiş olsalardı, 15 yıl almazdı bu çalışma. 15 günde bitirirdim işlerini. Daha iyi bir araba markası bulabilir, çıkan sesleri tarif edecek daha yaratıcı benzetmeler türetebilirdim. Kaldı ki, sürekli eleştiren ve şikayet eden bir insan olarak literatüre daha büyük katkılarım olacağından da şüphe duymuyorum.

Haydi, diyelim ki, bu araştırmayı benim ya da bir başka değerli Türkün yapmasını istemediler. O zaman kendileri bir zahmet Türkiye’ye gelebilirlerdi. Ben 15 günde yapabileceğimi iddia ediyorum. Onların bu işin altından bu kadar zamanda kalkamayacakları açık. Hadi vereyim 1,5 yıl. Ama daha fazlası olmaz!
Yazık olmuş. Dağ fare doğurmuş.

Üstelik benim şu anda yaptığım gibi bir de küçümseme ekleyememişler çalışmalarına. Benim literatüre katkım en başta bu olurdu. Şikayet et, eleştir olmadı küçümse!

Bunlar bir şey bilmiyor. Benimkisi artık BMW mi olurdu yoksa Mercedes mi bilmiyorum. Hep iddia ederim, biz ne yaparsak yapalım daha iyi yapar, malzemenin en iyisini ve fazlasını koyarız içine ki, yemesine doyulmasın diye.

Acının en büyüğü, şikayetin en fazlası, eleştirinin en kuvvetlisi, seslerin en cırtlağı, dayağın en ağırı…

 

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir