BUGÜN NE TÜKETSEM

Bu yazıyı neden okumalı, kimler okumalı? Bu yazıyı ne zaman, nasıl okumalı… Bu yazıyı kaç kişi okumalı, okuduktan sonra ne yapmalı?Kişiselleştirmeniz için:Kurum haberiniz neden çıkmıyor, çıksa da neden okunmuyor? Anlattıklarınız neden ilgi çekmiyor, neden tanınmıyorsunuz? Hizmet ve ürünleriniz neden yeterince bilinmiyor?

Sorduğum sorulara doğrudan yanıt veriyorum: Sorun içeriğinizde olmasın…İlgi çekmiyorolabilir mi; eski, klişe, bilgisi cimri… Yoksa yanlış zamanda yanlış kitleye mi sesleniyorsunuz? Acaba anlattıklarınız mı sıkıcı, yoksa diliniz mi kötü? Çok mu uzun, çok mu kısa… Kullandığınız araçlarda mı hata var? Hedef kitlenizi mi tanımıyorsunuz?

Tüketim, ekonominin can damarı. Tüketim yoksa hayat yok. Üretim ile tüketim dengesi gelişmişlik düzeyine işaret eden göstergelerden bir tanesi. Biz kahve sohbeti ekonomisinden de biliyoruz ki, ürettiğinizden fazlasını tüketiyorsanız fakir düşüyor, üretmeden tüketiyorsanız elde avuçtakini yitirip iflas bayrağını çekiyorsunuz. Bkz. Yunanistan. Kronik sorununun pençesindeki tek ülke o değil, bkz. güzel memleketim… Tüketim toplumları, bir yandan batıyoruz diye eleştiri oklarına hedef oluyor, diğer yandan tüketelim de ekonomi canlansın diye pohpohlanıyor. Paradoks…

Tüketmekten anladığımız genel itibarıylamal ve hizmet almak. Ayakkabı, gömlek pantolon, kozmetik, otomobil, yiyecek içecek… Anlamadığımız ya da yakıştıramadığımız kısmı da var. Sanat tüketmek; resim, sergi, sinema, müzik…  Bilgi tüketmek; kitap, gazete-dergi, konferans, toplantı… Topyekun, içerik tüketmek diyelim mi; okumak, eğitim, araştırmak, bilgilenmek, yorum yapabilmek, sanat yapmak gibi… Bu yüzden tüketimlerin en güzeli diyelim mi… Gerçekte öyle olmasa da pohpohlanması gereken taraf!

Tüketim ile üretim dengesi somut ekonomik ifadelerle açıklanabileceği gibi, kalitesi, rengi, üslubu gibi sosyal ifadelerle de farklı bir boyut kazanabilir. Bu yazının konusuna gelince; okumuyoruz, onun için böyleyiz diyerek hayıflanmak değil. İçerik tüketiminde çok geride olduğumuzu bilmeyen yok. Böyle olduğumuzu, her gün şahit olduğumuz bir olayla zaten dünya aleme gösteriyoruz!

Konunun yeni olan boyutu şu; varolan tüketimin içinde kim, neyi, ne kadar tüketiyor… Neden aynı olay karşısında farklı sesler çıkarıyor, neden aynı zaman diliminde gerçekleşen bir olaya benzer reaksiyonlar veremiyoruz?

İçerik tüketim alışkanlıklarımızın kültür, aile, eğitim gibi sosyal ve kültürel boyutu var. Ayrıca, trendler, gelip geçici modalar, reklam ve tanıtımlar…  Ve üretimin kalitesi. En önemli ayrıntı!

İçerik tüketimini etkileyen unsurları değerlendirmek eskisi kadar kolay değil. Ufuk açan birkaç araştırma sonucu paylaşmak istiyorum. BuzzStream ve Fractl, 1200 kişi üzerinde araştırma yaparak Milennial’lar (1981-1997), X kuşağı (1965-1980) veBabyBoomer’lar (1946–1964) kuşaklarının içerik tüketim davranışlarını masaya yatırmış… İçerik tüketiminde yaş faktörünü öne çıkaran bu araştırmaya göre,kuşaklar arası içerik tüketimi, ciddi farklılıklar gösteriyor.

Araştırmadan çıkan temel sonuçları şöyle özetlemek isterim:

Gece geç saatler, 20:00-24:00 arası içeriği en çok tükettiğimiz zaman dilimi. Geniş kitlelere ulaşmak için bu saatler arasında paylaşım yapmayı tercih edebilirsiniz.

Millennial’lar grubunun en az dörtte biri, içerik tüketiminde mobil araç kullanıyor.Akıllı telefon, bilemediniz tablette okunabilecek içerikler üretmelisiniz. Diğer yandan, uzunluk kesinlikle önemli bir kriter. Yaş bağımsız herkes daha az okuyor. Tüm kuşaklar 300 kelimenin yazı uzunluğu için ideal olduğunu belirtiyor.

Her üç kuşakta da en çok kullanılan sosyal platform Facebook. İlginçtir, X kuşağı, Twitter’ı birincil içerik paylaşım platformu olarak daha çok tercih ediyor. BabyBoomer’ların daha çok tercih ettiği ise Google+.

Millennial kuşağının hayatı ve iletişimden anladığı internet mesajları. X kuşağı slide türünüdaha net algılıyor ve iletişim aracı olarak paylaşıyor. BabyBoomers görsel ve video paylaşımını tercih ediyor.En çok tüketilen içerik tipi nedir diye bakıldığında, her üç kuşak da benzer tercihlerde buluşuyor. Birinci tercih bloglar, ikinci tercih görüntü, üçüncü tercih yorumlar, dördüncü tercih ise e-kitaplar.Millennial’lar teknoloji içeriğini tercih ediyor. X kuşağı sağlıklı yaşam içeriğinden daha fazla yararlanıyor.BabyBoomer’lar haber tüketmeyi tercih ediyor.

X kuşağı, diğer kuşaklardan biraz daha ilginç. Medya tüketiminin arkasındaki sessiz güç bu yaş dilimi.Bir X’in çocukken evinde gazete vardı, büyürkentarihin en hızlı değişimini yaşadı çünkü medya teknolojileri geceyle gündüz gibi değişti. Her Cumartesi renkli çizgi film izledi, programları videoya kaydedip  sonra reklamsız izleyen ilk çocuklardan oldu. Walkman gibi taşınabilir müzik X’lerlebaşladı. 24 saat haber kavramını ve Reality Show kavramını herkesten önce tüketti. İlk html web sayfalarını ziyaret edende oydu.X  basılı gazeteyi samimi buluyor, gelenekselliğe şapka çıkarıyor, ama her türlü teknolojiyi de kucaklıyor.

ForresterResearch’e göre X’in iletişim hali şöyle:

Yüzde 95’inde(yarısı akıllı)cep telefonu var. Yüzde 10’dan fazlası aynı zamanda tablete de sahip. Yüzde 74 interneti bilinçli kullanıyor: ilk tercihi online bankacılık işlemleri, ikincisiarama ve araştırma…Yüzde 81’i online satın alma yapıyor. Yüzde 95’ininFacebook sayfası var. Yüzde 62’sie-gazete okuyor.PewResearch araştırmasına bakacak olursak yüzde 78’i sosyal medyayı günlük olarak kullanıyor.

İçerik tüketimi o kadar önemli ki, teknoloji devlerinin konsantrasyonu içerik üretimini tabana yaymakta.  Geçtiğimiz Mayıs ayında Google, gazetecilik araç kutusu diye tanımlanabilecek yeni ürünü News Lab’ı tanıttı. İçinde haber yapma araçları ve dersler yer alıyor. Youtube veya diğer kanalları da kullanarak araştırma, raporlama, dağıtım-optimizasyon ve yayın yapılabiliyorsunuz. Yeni nesil yayıncılık yurttaş gazeteciliğini sıçratacak, içerik üretimini tabana yayacak!

KUTU

18/24

Reuters InstituteDigital News Report, 18-24 yaş arasındakilerin medya tüketimi davranışlarını incelemiş. Dikkat çeken, yararlanabileceğinizi düşündüğüm birkaç veriyi paylaşacağım:

Daha az seçici:24 yaşın altındakiler haberi nereden aldıklarını daha az umursuyorlar. Reuters Enstitüsü Dijital Haber Raporu’na göre sosyal medyaya çok daha fazla düşkünler.

Az basılı, çok dijital:Bu sürpriz değil ama ölçeğe iyi bakmak gerekiyor. Basılı yayınları terk ediyorlar ve zamanlarının büyük bir bölümünü web’de geçiriyorlar.

Eş zamanlı, farklı ve çoklu:Aynı anda bir cihazdan fazlasını kullanıyorlar. Akıllı telefonlar tabletlerden daha önemli. Yaş diliminde üstte kalanlar masaüstü monitöre yakın boyutu tercih etse de dilimin altında kalanlar küçük cihazlarda içerik tüketmekten memnun görünüyor.

Video ama farklı:Online videoda aktif tüketiciler. Müzik videoları ve kullanıcılar tarafından yaratılmış içeriğe ilgi gösteriyorlar.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir