Sevgili işsiz,
Nasılsın iyi misin? Biz iyiyiz Allah’a şükür. Yaz geldi gelecek diye umutlar besledim. Havalar bir türlü göz açtırmadı. Her gün yağmur yağdı. Sonra birden ağır sıcaklar bastırdı. Bu kez de sıcaklardan bunaldım. İşler de bir yoğun ki, görme gitsin. Dilimi ısırıyorum, nazar değmesin diye. İnsanlar işsiz…
Ayy pardon ya, unuttum senin de işsiz olduğunu. Patavatsızlık işte. Ne diyordum; tatil yapmaya fırsat olmadı. Şöyle ayaklarımı uzatıp dinlensem diyorum ama olmuyor. Şanslısın valla!… Keyif keka..
Havalar güzel gidiyor. Yakında biter. Güzel her şey çabuk biter bilirsin. Ayyyy beni yine hüzün kapladı. Sonbahar, sonra kış. Seni bilmem ben çok sevmem kışı. Yağmur çamur pislik, soğuk! Unutmuştum bir de pahalılık!… Kışlıklar pahalı oluyor. Alacağız artık çıplak dolaşılmaz ki… Toplum içinde bir yerimiz var! Bak bu yıl birkaç parça sen de al. Biliyorsun dış görünüm önemli.
Bu kış ne yapacaksın bilmiyorum. Bir yıl daha işsiz kalırsan hapı yutarsın. Allah yardımcın olsun demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Çoluk çocuk bir sürü şey ister şimdi. Okullar eli kulağında açılacak. Defteri var, kitabı var. Üstü başı var, cebine koyacağın harçlığı var. Artık yapacaksın bir şeyler. Şükür elin ayağın tutuyor, limon sat olmazsa.
Sizin bu işsizlik derdiniz dışında işler o kadar da kötü değil. Bak, ekonomide bu yıl için hedeflenen yüzde 5 büyümeyi yakalıyoruz… Böylece dört yıl üst üste büyümüş olacağız. Tahtaya vur, nazar değmesin. “Bu büyümeyi beş yıla çıkarın o zaman daha iyi olur” diyorlar. Onu da yaparız, ne olacak ki… Gerçekten siz olmasanız var ya, sorun morun yok yani. Kimi diyor yılda 500 bin, kimi diyor yılda 1 milyon iş yaratmak gerekiyormuş sizin için. Anacım nereden bulalım şimdi.
Özelleştirmeye dünya kadar karşı çıkan var. Taş koyuyorlar taş! Yakacaksın hepsini. Geçen gün bakan güzel söylemiş, ”Al maaşını sus otur“… Sanki bakandan daha iyi bilecek. Sonra onlara ne kardeşim. Genel müdür olmuş özelleştirmeye karşı çıkıyor. Paran kadar konuşacaksın hemşehrim. Ben çok beğeniyorum bakanı, dobra adam. İçi dışında. Aklına ne gelirse söylüyor.
Dedim ya ufak tefek sorunlar var ama iyiyiz. Meclis tatilde. Dinlenmek onların da hakkı. Zaten yasalar fırt fırt geçiyor. Özelleştirme, sermaye piyasalarının düzenlenmesi, bankacılık sektörü gibi altyapı düzenlemeleri hemen yapılıyor. Çankaya engel olmasa ya, biz Ay’a bile gideriz. IMF ve dünya piyasaları tarafından övgü alıyoruz. İnsan gurur duyuyor biliyor musun.
Ama ne hikmetse işsizlik sorununun üstesinden gelemiyoruz. Biraz sen de gayret etsen diyorum. Her şeyi devletten beklemek olmaz ki. “Resmi” rakamlara göre yüzde 10’un altına inmiyor işte. Bazıları rakamın yüzde 15’in üstünde olduğunu iddia ediyorlar. Bazıları da yüzde 19’lar falan diyor. İnsafsız bunlar. Bütün dertleri karalamak.
Çıkıp iş arasanız diyorum. Bak, “ne iş olsa yaparım” diyen raporlar bile çıkartıyorlar. Sen onları okumuyor musun. Eline geçmediyse ben gönderirim dert etme. İşsizlerin yüzde 82’si ‘ne iş olsa çalışırım’ demiş. Benimkisi yalnızca dost tavsiyesi, yanlış anlama yani.
Bak kulağıma geldi, sen ve arkadaşların şu bizim İşKur’a başvurmamışsınız bile. Olmaz ki. Kurum yaptılar size. Nankörlük bu! Üşenmedim baktım bütün rakamlara. Başvuranların sayısı haziran sonu itibariyle 999 bin 986. Bari düz yapın şu sayıyı. İnanmayacaksın ama başvuranların neredeyse hepsi işsiz, senin gibi. Tamı tamına 918 bin 909. Eyy maaşallah.
Kayıtlı işsizlerin yüzde 49.9’u 20-29 yaşlarında. Şimdi çalışmayacak da, ne zaman çalışacak bilmem. Üstelik, ortadan mezun ya da yüksek okul. Anne babalara yazık. Okut sonra işsiz olsun. Anlaşılır gibi değil.
Gelen bekliyor anam. Olmaz ki. Ne desin kurumdakiler “ilerleyelim beyler” diye bağıracak halleri yok. Bir yıldan fazla bekleyenlerin oranı ise yüzde 44.57’ye çıkmış. Ben demiştim. Çıkar yani. Siz kıpırdamıyorsunuz. Çivi mi çakıyorsunuz nedir?
İyi ki İş-Kur’un rakamları Türkiye’nin 25 milyonluk iş gücünü temsil etmiyor.Topu topu 1 milyon insan başvurmuş. Bu devirde insan neye sevineceğine de şaşırıyor. Ben ufak şeylerden bile mutlu olurum biliyor musun. Sana da şiddetle tavsiye ederim.
Canım, bak! İşin yok diye hayata küsme. Bekle senin de olacak. Demedi deme.
Öptüm, tamam mı. Kendine iyi bak, çocukları da öp benim için.