Cazibe kelimesinin sözlük anlamı, albeni, çekici. Cazibeli olmak güzel bir şey. Daha çok kadınlara yakıştırdığım bir kelimedir cazibe. Kullanıldığı yere göre değişmekle birlikte güzellik ifadesidir. Cazip kadın, güzeldir. Erkek için kullanıldığında nedense daha çok cebindeki paraya işaret eder.
Bu Pazar gününün müjdesi, dünyanın en cazip ekonomik bölgesi Avrupa seçildi. Çin’den bile daha cazip(miş). Yaşasın! Bize de bulaşır mı acaba…
Biz zaten “cazibe merkezi”yiz mi dediniz yoksa… Cazibe merkezi moda terim. Cazip olduğumuz için İstanbul’un bir yarısını GalataPort projesiyle tam olarak ne olduğunu anlayamadığım İsrail merkezli bir gruba; diğer yarısını Araplara satıyoruz. Tüm kamu kuruluşlarını sattık. Maliye Bakanı haklı olarak övünüyor; satılmaz denen yerleri bile sattığını söylüyor. Kolay mı babalar gibi satıyor! Aman dikkat edin, “benim” dediğiniz yerler de elden gitmesin. Bizim ülkemizde cazibe, satmakla eşdeğer.
Cazibenin farklı anlamları da var galiba… Baksanıza cazibe araştırması yapılmış, ortaya çıkan sonuçlar bizde algılanana benzemiyor.
Ernst and Young dünyanın önde gelen denetim firmalarından. 1997 yılından bu yana cazibe raporu hazırlayıp yayınlıyor. 2005 yılı Cazibe Raporu toplam 672 üst düzey yöneticinin katıldığı bir çalışma. Görüş alınan yöneticiler çoğunlukla Avrupa ve Kuzey Amerika’da yerleşik. Küçük olmakla birlikte önemli bir kalabalık da Asya’dan katılmış. Katılımcı firmaların çoğunluğu 150 milyon ile 15 milyar Euro arasında büyüklüğe sahip. Değerlendirme yapan yöneticiler ağırlıklı olarak otomotiv, enerji, teknoloji, telekom, inşaat sektörlerinden…
Bu işadamlarına bir sürü soru sorulmuş, özetle, senin için neresi/neden cazip? Yanıt vermişler; yatırım için en cazip ekonomik coğrafya Avrupa. Yarışmanın tüm kategorilerde ağırlıklı ortalama birincisi ise Almanya çıkmış.
Durum özetle şöyle; Miss Europe Deutchland!… İngiltere finansal verilerde tartışmasız üstün. Fransa sürüden kopmamaya gayret ediyor. Podyumun parlayan yıldızı ise Polonya. Dikkat!
Bu araştırmaya sağından solundan, altından üstünden baktım, cazip olmanın koşulları arasında, “babalar gibi satmak” gibi bir kritere rastlamadım. Karşıma çıkan kavramlar daha çok yatırım için cazip ülke, bürokratik engeller, şeffaflık, çevre koşulları, hayat standardı, vergi mevzuatı, insan kalitesi gibi sıkıcı şeylerdi. Cazibenin tanımında onlar mı yoksa biz mi yanlış yapıyoruz anlayamadım. Cebinde parası olan ile yüzü güzel olana cazip demediklerini anladım. Tuhaf insanlar!
Neden ve nasıl cazip ülke olunur? Almanya işadamlarının gözünde olumlu ve güçlü imajını sürdürüyor çünkü üretim maliyeti ve vergi yükü ağır olsa da, altyapı ve kalite standardı ile uluslararası yatırımcılar için cazip bir pazar. Ulaştırma ve lojistik sektörü dendiğinde işadamları Almanya’da iş yapmak istiyor. Yerel iş yeteneği yüksek, araştırma geliştirme kalite ve kapasitesi iyi.
İsviçre ve İrlanda vergi sistemleriyle çekici ülkeler olarak görülüyor. İskandinav ülkeleri de işçi-işveren ilişkisinin kalitesiyle ön plana çıkıyor. Polonya ile Çek Cumhuriyeti işçi maliyetlerinde birbiriyle yarışıyor.
Yöneticilere göre mevzuat esneklik açısından AB üyesi ülkeler arasında İngiltere en cazip ülke. Verimlilik dendiğinde de parmaklar İngiltere’yi işaret etmiş. Kurumlar vergisinde cazibe şampiyonu yine İngiltere.
Polonya parlayan yıldız çünkü arazi yatırımında cazip maliyetler sunuyor. Bürokasi açısından en cazip Avrupa ülkesi. İşçilik maliyetleri açısından en cazip AB ülkesi sıfatını taşıyor. Verimlilik konusunda Polonya şaşırtıyor.
Sosyal çevre kriterinde işadamları arasında Avrupa’nın güneyine inen yok. İngiltere ilk sırada, Almanya ikinci… Dil ve kültür anlamında nereyi tercih edersin diye sorulduğunda İngiltere açık ara üstün. Fransa’nın ipi güğüslediği tek yer hayat kalitesi standardı.
Avrupa’da yatırım için en cazip sektörler otomotiv, yazılım ve hizmetler. Teknoloji ve hizmet sektörü yabancı yatırımdan önemli pay alıyor. İmalat ve lojistikteki pazar payı düşüşte. Pazarlama, çağrı merkezi, araştırma ve geliştirme merkezleri gibi hizmet fonksiyonlarına yatırım yükselişte. Telekom geleceğin en cazip sektörleri arasında. Banka ve sigorta hizmetlerinin büyümesi bekleniyor.
Benim çıkardığım ders şu, bu yeni klüpte ‘ben cazibim’ diye gerinerek yürünmüyor. Cazibe Merkezi oldum diye şişinerek dolanmak mümkün değil. Borcu ödemek için satıp savmak yerine, istihdam yaratıp çalışmak, kaliteli insan gücüyle verimliliği artırmak, akıllı olup yaratıcı işlere imza atmak, yabancı sermayeyi enseye tokat şeklinde çekmekten söz etmemek gerekiyor.
Son cümle, kuş gribinin değil, ama cazibenin bulaşıcı olmasını diliyorum. Diliyorum ki bir gün Cazibe Araştırması’nda Türkiye ipi göğüslesin. Göğüsler mi sizce?