Leonardo da Vinci’nin CV’sini buldum. Şık ve nitelikli bir mektupla iş başvurusu yapmış. Tarihteki ilk CV olabilir, ya da ilklerden biri…
Leonardo di ser Piero da Vinci… 1452-1519 yılları arasında yaşamış. Rönesans dönemi bilim ve sanat insanı; düşünür, mimar, sanatçı, mühendis, mucit, matematikçi, anatomi uzmanı, müzisyen, botanikçi, jeolog, yazar, heykeltıraş, ressam… Bugün olsa, fütürist ve inovasyon gurusu diye ekleme yapardık.
Geride bıraktığı eserler saymakla bitmez. ‘Mona Lisa’, ‘Son Akşam Yemeği’ insanlık tarihine attığı imzalardan yalnızca ikisi… Eserleri arasında bina, makine ve silah tasarımları, anatomi çalışmaları bulunuyor. Çok yönlü demek eksik kalıyor.
Da Vinci gibi elemanın olsun, yeter
Aşağıda, özgeçmişten alıntıladığım derleme metni bulacaksınız. Da Vinci, 1482-1499 yılları arasında 17 yıl aralıksız hizmet verdiği Milano Dükü’ne iş başvurusu yapmış. Kaleme aldığı. Özgeçmiş o dönemin özelliklerini yansıtıyor. Şaşılacak şey şu ki, bugünkü örneklerle temelde aynı. Doğruyu söylemek gerekirse, çoğundan daha iyi! Hatta diyebilirim ki, kaçırılacak CV değil. Okuyunca, bilgi, kalite, yetenek, farklılık, yenilikçi olmak, inovasyon gibi kavramların evrensel ve zamansız olduğunu anlayacaksınız.
Özgeçmişin girişi ağdalı bir dille yazılmış, ama ifadeler net ve kısa. Özetle, Milano Dükü’ne, “… sizinle tanışmak için bana bir fırsat verin, hayatımın ve yapabileceklerimin sırrını aktarayım…” diyor. Yeteneklerini 10 maddede toparlamış, yeterince detaylı ve hedefe kilitlenmiş. Üslubu dinamik, samimi ve sonuç odaklı. Her şeyden önce iyi bir pazarlamacı! Kendisini çok iyi anlatıyor: “Beni işe alın pişman olmayacaksınız” diyor. Meziyetlerini sıralarken yer yer abartıyor olsa da, tarih onun abartmadığını hepimize göstermiş bulunuyor. Özgüveninin yüksek olduğunu görüyoruz; “Yazdıklarıma inanmıyor ya da emin olmak istiyorsanız, yer gösterin iddialarımı kanıtlayayım, deneme süresi verin göstereyim…” diyor.
İş garantili CV
İşte, 10 maddeden oluşan iş garantili CV’den alıntılar:
1. Düşmanı yenilgiye uğratacak, hafif fakat aynı zamanda güçlü, hatta taşınabilir köprüler inşa edebileceğim gibi yangına ve saldırılara karşı dirençli köprüler de yapabilirim. Yıkıcı da olabilirim, var olanları yakıp yıkabilirim…
2. Düşman tarafından kuşatılacak olursak, direnmek adına suyu kesebilir, kademe kademe merdivenler, engeller yapabilirim…
3. Kaya üzerine oturtulmadığı sürece tüm kaleleri yerle bir edebilirim.
4.Büyük kayıplar verdirecek toplar dökebilirim.
5. İstediğiniz her yere, yerin altına hatta nehirlerin altına sessizce düz ya da kıvrım kıvrım geçitler inşa ederim…
6. Cephaneleri taşıyacak vagonlar yaparım, düşmanın içine kadar sokarım, hatta piyadelerin güvenli geçişini sağlarım…
7. Gerekirse savaş araçları için ışıklandırma yapabilir, talep edilirse ışıklandırmayı estetik kaygılarla da kurgulayabilirim…
8. Top mermisi ya da gülle kullanılamayacak durumlar olursa, yerini tutacak araç gereç üretebilirim…
9. Olur da savaş denizde sürecek olursa, yanmayacak makine aksamı üretebilirim…
10. Barış zamanında da en az savaştaki kadar faydalı olabilirim, en güzel binaları inşa edebilirim. Su kanalları açabilir, suyun bir bölgeden diğerine ulaşmasını sağlayabilirim.
İşini şansa bırakma
İşi şansa bırakmıyor, barış zamanında da hizmet edebileceğini ifade ediyor. Zevki ön plana çıkaracak, hayal dünyasına ışık tutacak, şan ve şöhreti pekiştirecek, zenginlik simgesi sayılacak estetik çalışmalar yapabileceğinden; mermer-bronz heykeller, yağlı boya resimler üretebileceğinden söz ediyor.
Bu mektup, Leonardo da Vinci’nin yaptıklarını ve yapabileceklerini alt alta sıralayan etkileyici bir hayat hikayesi. Bireysel ve veya kurumsal hikaye, bugün çoğumuzdaki en büyük eksiklik. Hedefi vurmak üzere …beni deneyin, ….hemen göstereyim, …alternatif sunayım, …o olmazsa bu gibi seçenek verme teknikleri kullanıyor.
Bir hikâyen olmalı
Tarihe ışık tutacak tarihi bir belge. Döneminin ihtiyaçlarını tanımlıyor, aralarından seçtiklerine kendisinin ne şekilde cevaplayabileceğini anlatıyor. Kabiliyetlerini sıralayarak, …beni satın alın faydamı göstermek istiyorum… diyor. Yalnızca kendisini ve meziyetlerini anlatmıyor, bugün bile hayatımızın en önemli unsuru olan malzeme biliminden farklı örnekler vererek bilgisini sergiliyor.
Neredeyse hiçbir şey değişmemiş değil mi? Ekmek her dönem aslanın ağzında! İşi almak için, rakiplerden sıyrılmak gerekiyor…
İnovasyon, o günkü anlamıyla hayatta ve ayakta kalmak için çareler üretmek olarak tanımlanabilir. Da Vinci 14 yaşında Verrocchio olarak tanınan dönemin önemli sanatçılarından Anreaa di Cione’nin yanına çırak olarak giriyor. Metal, deri, ahşap gibi dönem malzemelerini tanıyor, onları kullanmayı öğreniyor. Yanı sıra heykel, çizim ve resim yapıyor. Rivayet o ki, ustası Verrocchio, ünlü tablo The Baptism of Christ üzerinde çalışırken, Da Vinci’nin kendisinden daha iyi olduğunu görünce fırçayı bırakıyor, bir daha da eline almıyor. Da Vinci’nin hayat yolculuğu, bir yandan öğrenerek bir yandan da üreterek gelişiyor. Bugüne ders olsun! 20 yaşına geldiğinde dönemin önemli loncalarından birine kabul edilerek tıp/ilaç ve sanat çalışmaları yapıyor.
15’lik Da Vinci’yle, 15’lik Türk’ün farkı
Da Vinci CV’sine, inovasyonla ilgili bir kitap okurken rastladım. Başlık; “Da Vinci’nin CV’si”… Görünce, dayanamadım! “İşte budur!” dedim. Dünyanın kuralı 1400’lerde de 2015’te de aynı… İstediğimiz kadar teknoloji üretip ileri gittiğimizi düşünelim, bir arpa boyu yolu ancak kat ettiğimizi bir kez daha kabul ettim, yazık!
Yaklaşık iki hafta önce, Betam’ın genç istihdamına ilişkin rutin olarak gerçekleştirdiği araştırma geldi, göz atıp arşive koydum. Da Vinci hikayesini okurken rakamları anımsamak üzere alıp inceledim. Araştırma, yaşları 15-19 yaş dilimindeki kayıp kuşağa işaret ediyordu! Da Vinci’nin 1400’leri bile olamıyoruz. Bu yaş aralığındaki Türk gençliğinin yüzde 35,2’si (2,2 milyon) eğitim sisteminin dışında. Eğitim sisteminin dışına çıkmış olan gençlerin ezici çoğunluğu en fazla ilköğretim mezunu. Yaklaşık 950 bin genç, ne eğitimde ne de işte!…
Da Vinci 14 yaşında atıldığı hayat yolculuğunda yazacağı bir hikayeye sahip oldu. Bana soracak olsanız, müthiş diye niteleyeceğim bir özgeçmiş yazabilecek bir donanım… Meslek eğitimi aldı, öğrendi ve öğretti. Bizim gençlerimiz o kadar şanslı değil ne yazık ki. Özgeçmiş yazacak bir hikayeleri yok, çünkü meslekleri, dolayısıyla meziyetleri yok! Halk arasında buna “altın bilezik” diyoruz.
Kayıp kuşak
Toplam nüfusun yaklaşık dörtte biri 15-29 yaş arasında, yüzde 8,4’ü ise 15-19 yaş aralığını dolduruyor. Bu gençler yeteneklerine uygun bir iş olmadığını düşündüklerinden iş de aramıyorlar. Ülkemizde ümidi kırılmış 72 bin genç erkek, 18 bin genç kadın bulunuyor.
Biz 15’likleri işimize geldiğinde çocuk, işimize geldiğinde yetişkin yerine koyuyoruz. Tarihimiz 15’lik kahramanlarla dolu. Vatanı kurtaracak kadar büyük kendinizi kurtaramayacak kadar miniksiniz. İleri taşıyacağımıza, göz göre göre yok ediyoruz sizi. Sizi seçimden seçime anımsıyoruz. Bu seçimler ilk kez oy verecek genç nüfusun en kalabalık olduğu seçim! Ey 15’li senin oy vermeye yaşında tutmuyor, yazık!
Ortalama 48 saat içinde geleceğimiz oylanmış olacak. O gelecek ki, gençlere emanet… Da Vinci şifresi bile çözemez bunu!05