“Circular Economy”, ekonomi ve akademi çevrelerinin üzerinde kafa yordukları bir kavram. Döngüsel ekonomi olarak çevirmeliyiz. “Geridönüşüm ekonomisi” olarak daha yaygın anlaşıldığını söyleyebilirim. Kavram çevresel dürtülerle çıkmış olsa da “yeşil” bağlantısının ufkunu daralttığını düşünüyorum.
Anlayış şu temel dürtüyle hareket buluyor; geleneksel ekonomi modelinde, üretimde kaynak kullanımını etkinleştirmek: tasarruf+verim=bolluk. Anlaşılması zor değil daha azla daha çok. Başarabiliriz.
Döngüsel ekonomi geleneksel lineer ekonominin panzehiri. Büyümeyi doğal kaynaklarımızın limitleriyle sınırlandırmak ya da kaynakları hiç bitmeyecekmiş gibi sorumsuzca harcamak yerine, inovatif çözümlerle kaynağı tüketmek, son kullanıcıya sunulacak alternatifleri çoğaltmak ve ekonomide büyüme gerçekleştirmek. Başarabiliriz!
Küresel nüfus 2030 yılında (3 milyarı orta gelir grubunda) 9 milyara ulaşacak. Dünya üzerindeki kaynakların bu kadar kişinin yaşamını kaliteli bir şekilde sürdürmesi için yeterli olmayacağı ortada. Bu nedenle sanayi üretiminde restorasyon, inovasyon gerekiyor.
Restorasyon, inovasyon… sözcükler alafranga, ifade şekli pek şık… Aslında sözü edilen bir korku filmi. Giderek azalan kaynaklar giderek çoğalan nüfus. Birbirimiz yememiz bundandır! Terör de, ülkeler arası savaşlar da… Yeni yöntemlerle üretmemiz, tasarlamamız gerekiyor.
Bu dengesizlikten yeni bir gelecek yaratabiliriz. Öyle bir gelecek ki, yeni meslekler, yeni üretim şekilleri, ekstra refah… Döngüyü tamamlarsak trilyon dolarlık bir ekonomiye ulaşabileceğimiz ifade ediliyor. Başarabiliriz.
Tabii… nereden baktığımıza bağlı. Eğer görmek istedikleriniz şöyle bir şeyse; bir çocuk tacizcisine 508 yıl verip vicdan rahatlatırken, aslında yıllarca göz yumduğunuzu ve görmezden geldiğinizi unutunca, yakaladığınız birken dışarıda yüzlercesi elini kolunu sallayarak geziyorsa… Olmuyor!
Kadına şiddeti ve tacizi devlet olarak engelleyememiş, adaleti hukukla tesis edememişsen, toplum cezaevinde kendi yöntemleriyle adaleti tesis etmişse… Olmuyor!
Meclis’te; “…bana dokunma, bana az dokun, bana sınırlı dokun, benim istediğime dokun, ben çok özelim senin üzerindeyim dokunamazsın…” deniyorsa, ama aşağıdakiler dokunuldukça büzüşüyorsa, büzüştükçe geriliyorsa, gerildikçe birbirine dokunuyorsa… olmuyor! Buradan bakınca döngüsel ekonomi, restorasyon, inovasyon… Masal oluyor!
Döngüsel ekonomiyi siyasete ve onun etkisi altında kalan toplumsal faaliyetlerimize yansıtmamız gerekiyor. Her gün şehit veriyoruz, her gün tecavüz ve tacize uğruyoruz, her gün çürük çarık binaların altında kalıyoruz, her gün çocuklarımızı dilendiriyoruz, her gün tedavi edilebilir hastalıklara genç yaşlı insanları kurban veriyoruz, her gün birçok çocuk okula gitmeden günü geçiriyor, her gün birçok gencimiz iş aramaktan eli boş dönüyor, her gün doğadan bir şeyleri koparıyoruz. Her gün hayatımızı çöp ediyor, varlıklarımızı çürütüyoruz.
Ekonomi cephesinden çıkarılacak dersler ve alınabilecek örnekleri paylaşmak isterim;
Çin ilginç bir örnek
Bir yandan dünyayı tüketen ve kirletenlerin başında gelirken, diğer yandan sorumsuzca üretimle sonsuz yaşam sağlanamayacağı gerçeğinden yola çıkıp devlet olarak dönüşüm ekonomisini destekliyor. Ülkedeki başarı oranını konuşmak için erken olsa da uygulamalar konuşmaya değer. Pekin metrosunda, kullanılmış pet şişeleri yeni nesil jeton makinelerine atıp bir jeton alabiliyorsunuz. Sağlık için su tüketimi teşvik ediliyor, plastikler geri dönüşüme giderken ekonomik yolculuk imkanı sağlanıyor. Yapabiliriz!
Hong Kong’da 9 R Eğitimi
İlkokul seviyesinde temel eğitim içeriği olarak kurgulanan döngü teması işleniyor. Ders müfredatı 9 R: “rethink, redesign, relearn, retrain, remove, reduce, reuse and recycle; and be responsible”. Amaç, kullanmadan ve tüketmeden önce düşünmek. Bizim de düşüneceğimiz çok şeyler var… Örneğin kızları erkekleri okullarda birbirinden ayırmaya kalkacağımıza çöpleri ayırmayı ve ayrıştırmayı öğretemez miyiz?… Başarabiliriz!
Döngüsel ekonomide en hızla yol alan ve en uzağa gidenler özel kurum ve kuruluşlar. Bunların dünyayı kurtarmaktan önce kendilerini kurtarmak endişesi taşıdıklarını unutmuyoruz tabii. Önemli değil, kendisini kurtarırken beni de kurtarsın… Döngü!
Liam adında bir robot
Apple, adını Liam koyduğu bir geri dönüşüm robotu üretti. Robotun neden erkek olduğunu bilmiyorum. Liam, bir iPhone’nu 11 saniyede parçalarına ayırabiliyor. Bir saat içerisinde 350, bir yılda ise 1,2 milyon telefon anlamına geliyor. Dünya bir telefon çöplüğü. Sadece 2014 yılında çöpe atılan “e-atık” dünya genelinde 41.8 milyon ton civarında. Bilgisayar, cep telefonu gibi ürünler bu atıkların yüzde 7’sini oluşturuyor. Buna karşın zararlı kimyasalların yüzde 70’i bu ürünlerden geliyor.
Çöp bankası
Unilever, dünya genelinde döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak faaliyetlerini detaylı bir şekilde web sitesinde aktarıyor. Aralarından bir tanesi ilgimi çekti: Endonezya’da çöp bankası. Unilever özetle yerel halkın topladığı inorganik çöplerin satışından elde edilen gelir için bir banka kurulmasına ön ayak olmuş. Tüm işlemler bildiğimiz bankalar gibi. Buradaki tek fark para yerine bankaya çöp yatırıyorsunuz, para oluyor. 2014 rakamlarına göre 942 adet çöp bankası kurulmuş, şubelerin 31.770 mudisi olmuş, 1.900 ton ambalaj çöpü toplanmış.
Okyanus atığından ayakkabı
Adidas dünyanın her yerinde (yaklaşık 3 bin mağaza) plastik torba kullanımına son verdi. Üretimde ‘iyi pamuk’ kullanımı stratejisi uyguluyor, buna göre; 2018 hedefi yüzde 100 sürdürülebilir pamuk ve geri dönüştürülmüş polyester kullanımı. Firma okyanus atıklarından ayakkabı üretimiyle ilgi çekmişti. Giyelim!
KÜSS Minderler
IKEA çevre konularına 1 milyar dolar bütçe ayırıyor. Bu bütçenin 600 milyon Euro’su rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına 400 milyon Euro’su ise yenilenebilir enerji teknolojileri ve iklim adaptasyon çözümleri üretmek adına IKEA Vakfı’na ayrılacak. İsveçli IKEA bu planıyla, İsveç devletinin tüm ülke adına ayırdığı sürdürülebilirlik bütçesini geçmiş olacak. İsveç’in yıllık toplam bütçesi 240 milyar dolar, sürdürülebilirlik bütçesi ise 511 milyon dolar. Firma her yıl yenilenen kataloglarını bu sene geri dönüşüme yollamak yerine, tekrar kullanmaya karar verdi. Kataloglar kağıt öğütücüden geçirildi, minder kılıfı iç malzemesi yapıldı. KÜSS ismi verilen minderler raflara çıktı.
Plastik Yol / Atık Giysiler
Örnekler çok, hatta aklımızın sınırlarıyla sınırlı. Yani sonsuz… Örneğin plastik atıklar, yol zemini projesine “PlasticRoad” ismiyle dönüşebiliyor. Hollanda firması Volkerwessels yükte hafif, yola uygulama zamanı kısa, normal yollardan 3 kat daha fazla ömre sahip bakıma hiç ihtiyaç duymayan yol yapmayı öneriyor. H&M, tekstil ve konfeksiyon sektöründe, atılmış giysileri geri dönüştürerek yeni koleksiyon üreten ilk marka oluyor. Her yıl binlerce ton değerinde giysiyi atıyormuşuz. Bunun yüzde 95’i geri dönüştürülebiliyor. H&M toplanan her 1 kg tekstil için yerel bir sivil toplum kuruluşuna 0,02 Euro bağış yapıyor. Türkiye’de de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağış yapılmış.
Döngü yaşamsal olmalı. 7 gün, 24 saat, ömür boyu. Bu bir zihniyet değişimi. Başarmalıyız!