Yaprak Özer: (Y.Ö): Dominos Pizza bütün dünyada 30 milyar dolar degerinde.
Amerika’da her yıl 3 milyar adet pizza satılıyor. Türkiye’de ne kadar satılıyor?
Aslan Saranga (A.S): Bizim sattığımız haftada 250 bin adet. Ayda 1 milyon, yılda 2 milyon
adete çıkabiliriz.
Y.Ö: CV’nizi inceledim, siz önce finansta eğitim almışsınız, aileniz borsacı olmanızı
istiyormuş.
A.S: Aslında ben de meyilliydim çünkü finans üzerine yüksek lisans yapmıştım, böyle bir
beklenti vardı ailemde. Yüksek lisans yapan insan da fazla yoktu ailemizde. Fakat bir iki ay
staj yaptıktan sonra bana göre olmadıgına karar verdim.
Y.Ö Neyi sevmediniz?
A.S: Kumar gibi geldi bana, o hengameye özellikle de borsanın ilk zamanlarıydı, çok adapte
olamadım, maç havası vardı.
Y.Ö: Borsacı yerine pizzacı oğul annenizin kulağına nasıl geldi?
A.S: Basta çok memnun kalmadılar, esim de o zamanlar hamileydi. Hep pizza kokularıyla eve
geldiğim için biraz rahatsız oluyordu.
Y.Ö: Ama siz genel müdür olarak göreve basladınız. Pizza kokar mı genel müdür yani
mutfakta durur mu?
A.S: Bir dükkanın genel müdürü olunca oranın müdürü de oluyorsunuz dolayısıyla her sey
yapıyorsunuz.
Y.Ö: Yaptınız mı gerçekten?
A.S: Yaptım. Bir sene fiilen restoranlarda çalıstım.
Y.Ö: Bu çalısmayı anlatır mısınız, simdi karsımda Dominos Türkiye’nin genel müdür
olarak oturuyorsunuz, Ulus dükkanında çalıstım deyince ne anlamam lazım? Servis mi
yaptınız, içeride hamur mu yogurdunuz?
A.S: Hamur açtım, hamuru yogurmadım ama o hamuru yoguran arkadasım da bugün
Gebze’deki fabrikamızın basındaki kisi…
Y.Ö: Yani herkes mutfaktan geçiyor. Siz ne arıyorsunuz bugün arkadaslarda?
A.S: Rüyasının pesinden kosacak insan arıyorum, hayaller koymus büyük hedefler koymus,
bir sonraki dagı fethedecek kisiyi arıyorum.
Y.Ö: Peki finans masterınız isinize yaradı mı?
A.S: Çok yaradı. Belli bir seviyeye geldiginiz zaman restoranlara çok üstten bakıp onların
rakamlarına bakarak bazı sonuçlara gelmeniz gerekiyor. Bazı finansal analizler yapmanız
gerekiyor özellikle su asamada çok faydalı oldugunu söyleyebilirim.
Y.Ö: CV’nizde fark ettim ki, ilk yıllarda farklı sektörlerde dolasmıssınız. Maceracı ruh
mu var yoksa aradıgını bulamamak mı var? Nasıl tarif edersiniz kendinizi?
A.S: Bir arayıstaydım, beni gerçekten heyecanlandıracak, aksamları uyutmayacak bir sektör
arıyordum. Ayrıldıgım yerde de çok güzel iliskiler yaptım. Dominos fırsatı önüme çıktıgı
zaman eski patronumla, o dönemde çalıstıgım patronuma teklifte bulundum. Ve onlar da bu
ise yatırım yapmak istediler. Bana güvendiler ve bu isi yaptık.
Y.Ö: Bir röportajınızda biz eglenerek çalısırız dediginizi okudum. Ne anlamam lazım,
hem nasıl eglenilir ve çalısılır?
A.S: Bu bizim sirketimizin misyonu da; daha çok pizza sat, daha çok eglen. Sirketimizin yas
ortalaması 23, dükkanlara indiginiz zaman bu 20’lere kadar düsüyor. Ve burada çok agır bir
sorumluluk var
Y.Ö: Keyif alırken, masanın öbür tarafında sürekli tetikte olmak gerekiyor herhalde..
A.S: Sürekli tetikte olmak ama bunu stresle yapılacak bir is degil, bu kadar saat geçirirken bu
isten muazzam keyif almanız, eglenerek çalısmanız gerekir burada da en kilit kisi restaurant
müdürüdür. Onun pozitif, heyecanlı devamlı elemanlarını motive eden bir psikolojide olması
gerekir.
Y.Ö Eglenmek sizin misyonunuzda var, bir sekilde eglenmeyi ögrenecekler..
A.S: Ögrenecek, mesela peperoni’li pizza yapılacak, kim daha hızlı yapıyorsa kaybeden kisi,
digerine su getirecek… Kim daha güzel telefonu açarsa digeri öbürüne çikolata alacak. Bu tip
küçük oyunlarımız var.
Y.Ö: Siz eglenerek kebaba karsı koyacaksınız anladıgım kadarıyla… Dominos kebabın
girdigi, kuvvetli oldugu yerlere girmek gibi bir plan içersinde, Anadolu’ya mı yayılıyorsunuz?
A.S: Su anda 12 sehirde var.
Y.Ö: Kebabı seven pizza yer mi?
A.S: Bir kere pizza yer, bir kere de kebap yer. Kebap yemesin demiyoruz, oradaki hedefim
müsterinin tüketebilecegi fiyat anlamında pizzayı en uygun ürün haline getirip bir tercih
opsiyonu yapmak. 10 sene evvel böyle bir sey degildi pizza daha lüks bir tüketimdi.
Y.Ö: Artık degil mi?
A.S: Degil, suan da en ucuz fasfood yiyecegi oldugunu söyleyebilirim.
