Bu yazı ilginizi çektiğine göre, literatürde sanayi devrimleri olarak geçen, ancak devrimden ziyade evrim tanımlamasının daha çok yakıştığını düşündüğüm, endüstri ve sanayi yaşamının dünyadaki gelişme dönemlerindeki mihenk taşlarını üç dönemde inceleyebiliriz. Önce, su ve buhar gücünün daha verimli kullanılmasını sağlayan mekanik tezgâhların 1700’lü yılların sonlarında bulunması ve kullanılmasıyla “Sanayi 1.0” başladı. 1900’lü yılların başlarında elektriğin seri üretimde kullanılmaya başlanması ve Henry Ford’un üretim bantlarını geliştirmesiyle devam eden “Sanayi 2.0” onu takip etti. 1900’lü yılların sonlarına doğru da üretimde mekanik ve elektronik teknolojilerin yerini dijital teknolojiye bırakması neticesinde, programlanabilir makinelerin kullanılmaya başlamasıyla “Sanayi 3.0” hayat buldu.
Şimdi ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, yepyeni bir endüstriyel devrime/evrime doğru yelken açılmış durumda. 2000’li yılların başlarında daha önceki evrelere ilave olarak Sanayi / Endüstri 4.0 olarak adlandırılan bu yeni dönemde; yatırım + işletme organizasyonu + insan kaynakları + hammadde tedarik zinciri + üretim + lojistik süreçleri iletişim halinde!.. Ve de internet üzerinden birbirine bağlı olan odak noktaları; gerekli verileri toplayarak, stok ve üretim süreçlerini tamamen yeniden şekillendiriyor! Ayrıca üretim makineleri sürekli olarak çalışanlarla etkileşim halinde kalarak, önemli kaytar/aksa-malara kesinlikle izin vermiyor!
Diğer yandan, konuyla ilgili yapılan bazı açıklamalarda belirtildiği gibi; Endüstri 4.0, şirketlerin de birbirine bağlı kurumlar olmalarına imkân sağlayacak. Tedarik zincirlerinden fabrikalara, dağıtımcılardan üretilen ürünlere imalat sürecinin her aktörü, teknoloji sayesinde birbiriyle sürekli iletişim kuran, ileri teknolojik sistemler oluşturacak. Böylece endüstriyel şirketler; tüm üretim süreçlerini daha iyi ölçebilmekle kalmayacak, lojistik zincirlerinin yönetimini de daha kolay yapacak. Firmaların; son kullanıcıların taleplerini daha doğru ölçümleyerek, kişiselleşen ürünler üretmesi de daha az bir maliyetle ortaya çıkaracak. Örneğin bir ürün arızalandığında, müşteri hizmetlerine durumu kendisi raporlayacak ve son kullanıcıların daha da iyi hizmet alması sağlanmış olacak.
Yani; Avrupa ve ABD’den dünyaya yayıldığı bir başka söylemle… Ve yepyeni bir vizyonla… Endüstri 4.0 ile, ileride bir arabanın markasının ne olduğunun büyük bir önemi olmayacak! Sahip olduğu; sürücüsüz kullanım v.s. internet teknolojileri, çok daha fazla önem kazanacak!..
AB 2015-2021 dönem planlamaları içinde hibe fonlarınca desteklenen; Avrupa İşletmeler Ağı, Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Sanayi Odası, KOSGEB Anadolu Yakası Hizmet Müdürlüğü ile KOSGEB Boğaziçi Hizmet Müdürlüğü’nün oluşturduğu konsorsiyum tarafından projelendirilen Endüstri 4.0 Projesi’de, bu konudaki önemli projelerden bir tanesi…
Öncelikle sektörel gruplar halinde, teknolojik gelişmelerle her geçen gün daha da gelişen İSO üyeleri arasında, internetin sağlamış olduğu bağlantı güçlerinden faydalanarak, özel üretim süreçlerine “yeni yeni akıllar” katılması anlamına gelen bu projede, özellikle Kobi’lerin daha da akıllanması hedefleniyor. Bu proje ile ayrıca, 2021 yılına kadar olan zaman zarfında toplam 20.000 civarı Kobi’ye, ihtiyaç duydukları konularda “Ar-Ge ve İnovasyon” destekleri ile gerekli “Danışmanlık Hizmetleri”ni sağlayarak, ülkemizde henüz farkındalık aşamasında olan bu yeni sanayi hamlesini, gelişmiş ülkelerle eşdeğer seviyeye çıkartmak da, hedeflenmekte…
Büyük şirketlerin (Bosch – Siemens – BMW – GE General Elektrik) kendi kurumsal Endüstri 4.0 projelerinde olduğu gibi, projenin öncü güçleri arasında; nesnelerin interneti – sistemlerin interneti – akıllı sensörler – birbirleriyle bağlantılı robotlar – 3 boyutlu baskı – büyük veri – gibi güçlü teknolojik unsurlar yer alıyor. Bu güçlerin bir araya gelmesi, daha hızlı ve verimli bir üretim sistemiyle, daha düşük maliyetleri de beraberinde getirecek.
Üç aşamadan oluşan projede; 1. Aşama: Üniversite + sanayi + kamu yönetimi + STK – işbirliği ile uygulama platformlarının oluşturulması ve proje stratejik planlamalarının netleştirilmesi, 2. Aşama: Ar-ge + İnovasyon + bilişim teknolojileri ile öncelik trendlerinin belirlenmesi, 3. Aşama: Uygulama detayları + raporlama ve performans değerlendirmeleri, şeklinde!..
Bir anlamda Endüstri 4.0 yeni bir yol haritası… Bu yol haritasında yer alan tüm faktörlerin yaşam döngüsü de, yeni yazılımlar ve kendi yapay zeka organizasyonları ile devam edecek.
Endüstri 4.0’ın en büyük katkı sağlayacağı sektörlerin başında da; özellikle İSG ile öncellikle can kayıplarını önleme açısından, en tehlikeli sınıflar içinde yer alan madencilik ve nükleer enerji sektörleri gelmekte…
Bu noktada Endüstri 4.0 ile, çalışanların işsiz kalacağı kesinlikle düşünülmemeli. Hatırlanacağı üzere işsizlik problemi Sanayi 1.0 + 2.0 + 3.0 dönemlerinde de gündeme gelmişti. Endüstri 4.0 vizyonu için daha şimdiden nitelikli iş gücü ön plana çıkmakta ve tüm çalışanlara olan ihtiyaç da, değişik alanlarda da olsa rekabete dayalı iş dünyasında her gün artmaya devam etmekte!
Ayrıca tüm paydaşların ve müşterilerin mutluluğu, özellikle genç nüfusun bilişime yönlenmesi ile ülkemizin geleceği açısından büyük bir önem taşıyor, diye düşünüyorum.
Yani, kısaca; TC Ekonomi Bakanlığı ve TİM + TC Kalkınma Bakanlığı ve Kalkınma Ajansları + TC Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen 2023 yılında 500 Milyar $ İhracat + Kişi Başına 25 Bin $ Gelir + 10 Dünya Markası + Dünyanın 10. Büyük Ekonomisi gibi hedefler doğrultusunda insanımıza daha kaliteli bir yaşam sunmak amacıyla yola çıkılan “Turquality + TURKEY Discover the Potential + Ur-Ge + Vs.” projelerinde olduğu gibi, Endüstri 4.0 projesine de geniş açıdan bakmak, kendimize güvenmek ve küresel adımlarla yola çıkmak gerekiyor.
Öte yandan tüm bu faydalarına rağmen, sürdürülebilir bir şekilde bilişim teknolojilerden (BT) yararlanmanın, çok ciddi riskleri olduğu da muhakkak. Bu risklerin başında da, siber güvenlik yer alıyor ve hızla gelişen iş dünyamızda artık saldırılar ve tehditler de akıllanıyor… Ve de hiç şüphesiz Endüstri 4.0 evriminin tamamlanması ile bu tarz saldırıların şiddeti daha da artacak.
Ayrıca; sanal ve fiziksel dünyanın iç içe olduğu Endüstri 4.0 de… Bilgisayar sistemlerini hedef alan siber saldırıların, çok büyük tehlikeleri de beraberinde getireceği muhakkak!..
Konunun uzmanları tarafından belirtildiği gibi, birbirine bağlı akıllı internet teknolojiler için; yeni güvenlik standartlarının geliştirmesi ve uygulanması + nesnelerin interneti açısından ulusal ve uluslararası düzeyde yeni güvenlik protokollerinin hayata geçirilmesi + Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları merkezinde bu konununda ele alınması + siber güvenlikte ileri seviyede risk yönetimi ve koordinasyonun oluşturulması + en önemlisi de güvenlik çemberinin en zayıf halkasının “insan” olduğu bilinci ile kurum içi eğitimlere önem verilmeli ve de tüm çalışanlar arasında bilişim güvenlinin farkındalığı yaratılmalı… diye düşünmekte fayda var.
(Endüstriyel kontrol sistemlerinin ve dış dünyaya kapalı sistemlerin de hedef alınabileceğini göstermesi açısından, siber güvenlik konusunda Stuxnet virüsü bu konuda güzel bir örnektir. ABD ve İsrail’in, İran’ın nükleer çalışmalarını sekteye uğratmak için kullandığı solucan yazılım olan ve Haziran 2010’da varlığı açığa çıkan virüs, İran’ın Buşehr ve Natanz’daki özel nükleer tesislerini, %60’a yakın bir oranda negatif etkilemiş ve uzun bir süre devre dışı bırakmıştır.)
Amacım, bu noktada moral bozmak değil tabi ki!..
BTK tarafından, çeşitli olaylar neticesinde mutlaka yapılması gerekenler arasında yer alan sosyal medya yavaşlatmalarını ve erişim engellemelerini de dikkate alarak, her şeyi; önceden düşünmekten, planlamaktan ve gerekli önlemleri almaktan, bahsediyorum!
Ayrıca; bu konunun öncülerinden ve Dünya Ekonomik Forumu kurucularından ünlü Alman iş adamı Klaus Schwab’ın… “Bu devrim insanlık tarihinde görülmemiş ölçekte ve karmaşıklıkta dönüşümlere yol açacak. Nasıl gelişeceğini şimdilik henüz bilmiyoruz. Ancak bu değişimlere hükümetler, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları, hep beraber dürüst rekabet ilkesiyle yanıt bulmak zorunda kalacağız.” şeklindeki sözlerine de, katılmamak mümkün değil.
Daha mutlu bir gelecek için, siber saldırılardan da arındırılmış yeni bir Endüstri 4.0 dileğiyle…
İçerik Fabrikası- Ali Rıza Değer