Türkiye’nin girişim sermayesi cezbetme oranı düşük. ABD, Kanada, Singapur, İngiltere ve Hong Kong ilk 5’te! Türkiye ise 30. sırada.
Girişim sermayesi hızla küreselleşiyor. Uluslararası ölçekte fonlar toplanıyor, yatırımlar küresel planlamayla yapılıyor. Ernst&Young’a göre; girişim sermayesi sektörünün profesyonelleşmesi ve olgunlaşması trendi yaşanıyor… Yatırım politikaları, prosedürler ve sistemler rafine hale geliyor. Türkiye’nin de bu rüzgara uyum sağlaması beklenmeli.
Girişim sermayesinin farklı rolleri var. İnovasyonu ticarileştiren rolü, çıkış yaptığı ülkenin uluslararası rekabette etkin olmasını sağlıyor. Hareketli bir girişim sermayesi piyasası sadece yatırım fırsatları sağlamıyor, aynı zamanda küreselleşen dünyada ülkelerin ayakta kalabilmesi için anahtar rol üstleniyor.
OECD 2014 Girişim Raporu’na göre ülkelerin büyük bir çoğunluğunda girişim sermayesi milli gelirin çok küçük bir kısmını temsil ediyor. Genelde bu oran yüzde 0,04’ten daha az. İsrail (yüzde 0,3) ve ABD’nin (yüzde 0,29) girişim sermayesi pazarı ise son derece olgun.
OECD’ye göre global kriz girişim sermayesini ağır biçimde etkiledi, Avrupa’da girişim sermayesi yatırımları kriz öncesinin yarısı seviyesinde; ABD ise kriz öncesi seviyeyi yakaladı. Buna karşılık, hem Avrupa hem de ABD’de tohum ve start-up aşamasında finans sağlama, geç aşamada fonlamaya göre daha iyi durumda.
IESE Business School, 2009 yılından beri, Global Girişim Sermayesi Ülke Cazibe İndeksi hazırlıyor. Bu çalışmada kullanılan 6 kriter, bir ülkenin girişim sermayesi için nasıl cazip bir pazar olabileceğini de gösteriyor. Peki ne tür kriterlerden söz edilebilir…
Ekonomik hareketlilik: Ekonominin hacmi, büyümesi ve vatandaşların refahı start-up’ların sayısını etkiliyor. Bir ülkenin ekonomik durumunu gösteren her türlü veri (milli gelir, enflasyon, işsizlik düzeyi) o ülkenin çekiciliğini etkiliyor. Eğer ekonomi hızlı büyüyorsa girişimciler için de kuşkusuz daha fazla fırsat barındırıyor.
Girişim kültürü ve anlaşma olanakları: Erken dönem start-up anlaşmalarında, uygun yatırımlara ulaşabilme en önemli etkenlerden biri. Bu kriter, bir ülkenin inovasyon ve Ar-Ge kapasitesini dikkate alıyor. Diğer yandan maliyet, yönetimsel koşullar ve IT altyapısının kalitesi gibi niteliklere bağlı olarak bir ülkede işi başlatma, sürdürme ve tamamlama kolaylığını gösteriyor.
Endüstriyel ve akademik Ar-Ge harcamaları da girişim sermayesi etkinliği ile doğrudan bağlantılı. Bir ülkenin inovatif kapasitesi, teknik bilgi birikimi ve teknik okuryazarlığı girişim sermayesi ihtiyacını doğrudan etkiliyor.
Sermaye piyasasının derinliği: Gelişmiş bir sermaye piyasası, girişim sermayecilerinin halka açılarak çıkış yapmasını kolaylaştırdığı için önemli. Bu kriter, sermaye piyasasının büyüklüğü ve akıcılığı, derinliği, ilk halka arz seviyesi ve kredi piyasası aktivitelerini de içeriyor.
Girişim sermayesi için yatırım yapma koşulları kadar o ülkede elden çıkarma koşulları da uygun olmalı. Banka merkezli bir piyasa etkin bir girişim sermayesi altyapısını desteklemek için etkin gözükmüyor.
Vergilendirme: Düşük kurum vergileri, daha fazla vergi teşviki ve daha az yönetimsel yük hareketli bir girişim sermayesi pazarı için önemli. Bazı ülkeler kişisel geliri şirket gelirinden daha fazla vergilendirerek start-up teşvikleri yaratıyor. Kamu, girişimcilerin yönetimsel çabalarının ve start-up maliyetlerinin artmasına neden oluyorsa, o ülkelerde daha az girişim aktivitesi gerçekleşiyor.
Yatırımcıyı koruma ve kurumsal yönetim: Yatırımcının ve mülkiyet haklarının korunması, sağlıklı bir kurumsal yönetişim, anlaşmaları destekleyici kurumların varlığı (bankalar, denetçiler, avukatlar ve danışmanlar) girişim sermayeleri için önemli. Deneyimli hukuk büroları ve kalitesi yüksek yasal sistem ve kanunları uygulayabilme kabiliyeti göz ardı edilmeyen kriterler…
İnsani ve sosyal ortam: Yerel kültürel doku, bireyin uyumunu ve çevresel şartları biçimlendiriyor. Özellikle üniversitelerdeki araştırma kültürü, risk sermayesi piyasasının gelişmesinde önemli rol oynuyor. Katı bir iş piyasası negatif bir etkiye sahip. Toplumsal bariyerler, yolsuzluk, suç oranları gibi kriterler etkin faktörler arasında sayılıyor.
IESE Business School araştırmasına göre Türkiye’nin 30. olduğu 2014 yılında ülkelerarası girişim sermayesi cazibe sıralamasında ilk 10 şu ülkelerden oluşuyor: ABD, Kanada, Singapur, İngiltere, Hong Kong, Japonya, Almanya, Avustralya, İsveç, İsviçre.