Dünya kadınlarla daha güzel! Cümle doğru, cümlenin gerçekliği yalancı… Kadının, fiziki varlığı, kadın ruhunun yaşadığı anlamına gelmiyor. Dünya nüfusunun yarısı kadın olsa da kadınlar “azınlık” ve/veya “çeşitlilik”…
Gelin görün ki dünyanın parasını yönetenler de onlar… İlahi bir adalet denebilir mi? Kadın sayısı toplum içinde dengeli dağılım göstermiyor. Kadının toplumsal hayata daha fazla entegre olması, dünyanın başına gelebilecek en güzel şey olurdu! Olsaydı, her şey daha kolay, şeffaf, rahat, yalın ve detaylı olacaktı.
Bir süredir aklım fikrim yaklaşan Dünya Kadınlar Günü’nde. Bir zorunlulukmuş gibi kutlarız. Bir türlü içime sinmez. İçinde bulunduğumuz şartlarda kutlasak olmaz, kutlamasak olmaz. Bilgiyle kutlamaya karar verdim.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 3 Şubat’ta göreve başlayan başkanı Janet Yellen, IMF Başkanı Christine Lagarde ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birlikte küresel ekonominin en önemli kadın aktörleri. Bu üç kadının tesadüfen o koltuklara oturmadığını anlatmak için sizinle eğitim ve kariyer detaylarını paylaşacağım.
Dedim ya, bilgiyle kutlamak istiyorum diye, güvendiğim kişilerin bilgisine başvurdum. Para politikalarına yön veren üç kadının başarı öyküsünü, İndeks Konuşmacı Ajansı’nın üç değerli ekonomist konuşmacısından değerlendirmesi anlamlı oldu.
14 Kasım’da ABD Kongresi’nde konuşan Yellen, işsizliğe büyük önem verdiğini ve sorunun çözülmesi amacıyla büyüme öncelikli politikalar izleyeceğini açıkladı. 30 Ocak tarihinde oy birliğiyle Fed Başkanı seçilen Yellen, dört yıl boyunca bu görevini sürdürecek.
Yellen’ı ilk tebrik edenlerden biri IMF Başkanı Christine Lagarde oldu. Fransa eski Maliye Bakanı olan Lagarde, Temmuz 2011 tarihinden bu yana IMF başkanlığı görevini yürütüyor.
Ekonomik çevreler, AB’de “paranın patronu”nun Almanya lideri Angela Merkel olduğunda hem fikir.
“Dünyanın başına kadın gelmiş, ne diyorsunuz?” diye sorduk. Bakın, İndeks Konuşmacı Ajansı üyeleri Prof. Şebnem Kalemli Özcan, Gazeteci Güngör Uras ve Prof. Murat Yülek’in yanıtları ne oldu:
Şebnem Kalemli Özcan
Maryland Üniversitesi Ekonomi ve Finans Profesörü, “Center for Economic Policy Research” ve “National Bureau of Economic Research” Araştırma Görevlisi
“Janet Yellen, Christine Lagarde, ve Angela Merkel’in ortak noktası sadece erkeklerin domine ettiği ekonomik ve siyasi sahnede başrolde olmaları değil, ayrıca kısa vadeli kısır politikalardan çok uzun vadede getirisi yüksek politikaları benimsemeleri. Yürüdükleri ekonomik çizgi bunun en açık göstergesi. Hepsi uzun dönemli istikrarlı büyümeye, işsizliğin düşmesine ve de halkın anlayacağı şekilde açıkça gözler önüne serilen transparan para ve mali politikalara önem veriyor. Büyümenin artması için birçok ülkede çalışmayan aylak durumdaki potansiyel kadın iş gücünün altını çiziyorlar. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde eğer kadının iş gücüne katılımı G7 ülkelerinin seviyesine gelirse, gayri safi milli hasılada yüzde 4’lük kalıcı bir artış olacağını Lagarde’in öncülüğünde IMF tarafından hazırlanan 2013 raporu gözler önüne seriyor. Tabii böyle bir artış için kızlarımızın üniversite sonuna kadar okula gitmeleri şart, evde oturup dört çocuk yapmak yerine…”
Güngör Uras
Gazeteci – Yazar, Ekonomist
“Yellen’in FED Başkanlığı’na atanmasının gerisinde, uzun yılların birikimi ve başarısı var. Bu parlak geçmiş FED gibi önemli bir sorumluluk mevkiine, erkeklerin önüne geçerek getirilmesine yol açtı.
Geçmişini değerlendirerek FED’de de başarılı olacağını söylemek imkansız. Genel bekleyiş başarılı olacağı şeklinde. Bekleyip göreceğiz.
Merkel, günümüzün en başarılı kadınıdır. Gerçekçi olalım; Merkel sadece Almanya’yı değil, Avrupa’yı yönetiyor. Sadece siyasi bir lider olarak değil, ekonomik bir lider olarak da kendini ispatladı.
Lagarde, IMF’yi temsil ediyor, taşıyor ama, IMF’ye bir şey veremedi. IMF’den çok şey aldı. Ne var ki geçmiş deneyimi, kültürü ve yumuşak karakteri ile IMF Başkanlığında bulunması yadırganmıyor.
Özetle:
Merkel denendi. Başarısı, liderliği ortada.
Yellen’in ne olduğunu göreceğiz.
Lagarde durumu idare ediyor.”
Murat Yülek
İktisatçı, İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Profesörü
“Hem Yellen hem Lagarde hem de Merkel ortak bir özelliğe sahip ve bunun sayesinde hem kadın hem de erkeklere güzel bir örnek sağlıyorlar: güçlü kariyer. Yellen saygı duyulan, güçlü bir iktisatçı. Doktorasını Yale’de, James Tobin yönetiminde yazdı. Nobel ödüllü James Tobin Keynes’ci iktisatçılar arasında en önde gelenlerdendi. Doktora tezini reel ekonomi üzerine yazdı. Buna karşılık hem akademi hem de Fed’de para politikaları konusunda tecrübe sahibi oldu. Keynesyen bir ekonomist olan Yellen’in tahvil alım hızının azaltılmasında (tapering) ve Fed bilançosunun büyüme hızını düşürmekte kararlı olduğu görülüyor. Bu kararlılık, son yıllarda gelişmekte olan ülkelere akan paranın yavaşlamasına ve bu ülkelerin piyasalarında baskı oluşturmasına neden oluyor. ABD ekonomisinin 2014’te hızlı toparlanması durumunda, faiz artırma beklentilerinin öne çekilebileceği bekleniyor. Yani, “güvercin” kanatta görünen Yellen’ın, realist olarak ekonomik koşullara göre “şahin” tarafta hareket edebileceği düşünülüyor. Lagarde, siyasetçiliğinden önce hem sporculuğu hem profesyonel hukukçuluğu ile kendini ispat etmiş bir kadın. Sonrasında da siyasette yetişti. IMF başkanlığına bu güçlü tecrübe birikimiyle geldi. Merkel, siyasetin en gösterişsiz liderlerinden. Ancak Almanya siyasetini bir arada tutan en önemli kişiliklerden. O da fizik doktorası yapmış güçlü bir arka plana sahip.
JANET YELLEN (67)
Brown Üniversitesi ekonomi bölümünden 1967’de mezun olan Janet Yellen, Yale Üniversitesi’nde doktora yaptı. 1971-1976 Harvard’da, 1978-1980 arasında London School of Economics’de akademisyen olarak çalıştı. 1980’den bu yana University of California at Berkeley kadrosunda yer alan Yellen, işletme ve ekonomi bölümlerinde profesör unvanına sahip. 2004-2010 arasında San Francisco Fed Başkanlığı yapan Yellen, 1994-1997 arasında Fed’de yöneticilik yaptı, Bill Clinton döneminde Fed’den ayrıldı, 1999’a kadar Ekonomi Danışmanları Konseyi Başkanlığı yaptı. Ekim 2010’da Fed Başkan Yardımcısı seçildi. 2014 Şubat ayında Fed’in ilk kadın başkanı olarak göreve başladı.
CHRISTINE LAGARDE (57)
1974 yılında Paris-X Nanterre Üniversitesi’nde hukuk bölümünden mezun olan Lagarde, iş ve sosyal hukuku üzerine master yaptı. 1981 yılında uluslararası hukuk bürosu Baker & McKenzie’de çalışmaya başladı. 1987’de şirkete ortak oldu, 1995-1999 yılları arasında yönetim kurulunun ilk kadın üyesi olarak seçildi. 1999 yılında yönetim kurulu başkanı oldu. 2005’te Villepin hükümetinde Dış Ticaret Bakan Yardımcısı olan Lagarde, 2007’de Fillon hükümetinin Tarım ve Balıkçılık Bakanı olarak atandı. 2007-2011 yıllarında Ekonomi ve Maliye Bakanlığını yürüttü. 2009 yılında Forbes dergisinde dünyanın en güçlü 17. kadın olarak yer aldı. 2011’de IMF’nin ilk kadın başkanı seçildi.
ANGELA MERKEL (59)
1978’de Leipzig Üniversitesi fizik bölümünden mezun olan Angela Merkel, kuantum kimyası üzerine master yaptı. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla Demokratik Uyanış Partisi’ne katıldı. 1991 yılında Helmut Kohl başbakanlığında Kadın ve Gençlik Bakanı oldu, üç yıl sonra Nükleer Güvenlik, Doğa ve Çevre Bakanlığına atandı. 2000 yılında Hristiyan Demokratlar Partisi’nin genel başkanı olan Merkel, 2005’te de ülkesinin yönetimine geçerek ilk kadın başbakan oldu. 2007’de Avrupa Konseyi Başkanı olarak G-8 Zirvesi’ni yönetti. Transatlantic Ekonomik İşbirliği öncelikleri arasında gelirken, uluslararası siyasette “karar verici” olarak tanınıyor.