Dünyanın en güzel şeyi güç! Sarhoşluğun, kudredin, güzelliğin, zenginliğin, dünyevi hazların en büyüğü… Güç!
Afrika ülkesi Zimbabwe’nin nüfusu yaklaşık 13,4 milyon. 1980’den beri bağımsız ve kişi başına gelir 188 Dolar, Gayrisafi yurtiçi hasıla yaklaşık olarak 2,2 milyar Dolar. Halk fakir olabilir ülke doğal kaynaklar açısından zengin. Krom rezervleri dünya ikincisi. Kömür ve platinde çok güçlü. Altın, bakır, nikel de yabana atılır gibi değil… Doğal kaynaklar açısından zengin ülkede açlık ve şiddet hüküm sürüyor. Ülkenin yaralarını sarması için 10 milyar Dolara ihtiyacı olduğu varsayılıyor. Tahminlere göre enflasyon yüzde 150 bin. Devlet Başkanı Robert Mugabe. Son seçimin ya da kısaca bütün seçimleri galibi Mugabe. Sonuncusuna hile karıştırıldığı yönüde tartışmalar var, yabancı gözlemcilere izin verilmedi. Altı milyon kayıtlı seçmen için dokuz milyon oy pusulası basıldı. Genelkurmay Başkanı, Mugabe’nin seçimleri kaybetmesine izin vermeyeceğini, darbe yapacağını açıkladı. Emniyet müdürü, seçim sonuçlarına itiraz edecek olanlara ateş açacağını duyurdu. Muhaliflerin yakınları esrarengiz ölümlere kurban gidiyor. Geçtiğimiz haftalarda The Economist dergisi kapağında sordu: “Mugabe’den nasıl kurtulabiliriz?” Şunu sormak gerekmez miydi, “Mugabe’yi kim getirdi?” Gücü bırakmak güç.
Microsoft’un 2007 yılı net karı 14 milyar Dolar. 105 ülkede 89 bin 809 çalışanı var. Pazar değeri yaklaşık 240 milyar Dolar. Microsoft bugün işletim sistemi, ofis yazılımı, oyun konsolları ve oyunlar gibi birçok alanda ürünler satıyor. Windows ve MS Office ile işletim sistemleri ve ofis yazılımları pazarında payı ise yüzde 90’ı geçiyor.
Kurucu Bill Gates iki hafta önce kendini Microsoft’un günlük işleyişi ile ilgili işlerden çekti. Akıllarda Bill Gates’den sonra Microsoft ne olacak sorusu var. Belli ki Gates’te yok. Bunu bizim anlamamız güç. Gücü terketmek güç! Bir insan kendi yarattığı ve dünya devi olan, hükümetlerin politikalarına yön veren, aylarca yıllarca ABD ve AB mahkemelerini meşgul eden bir gücü kendiliğinden neden bırakır?
Yalnızca kişiler mi güç mücadelesi verir. Ne münasebet!.. Zenginler klübü G-8, IMF, NATO- BM, FAO… Eski ve kudretsiz kulüp üyeleri de gücü bırakmama mücadelesi veriyor.
FAO’cular Haziran ayında Roma’da, açlığı tartıştı. Delegasyon, şehrin en lüks restoranlarında havyar, karides yedi. Eşleri Prada, Gucci, Armani, Hermes, Gattinoni, Biagiotti’den elleri paketlerle dolu çıkarken görütülendi. Bazen gücü elde tutmak güç! BM de güç krizi yaşayanlardan. Güvenlik Konseyi İran’a uranyum zenginleştirme programını durdurmasını söyledi. İran tınmadı. ABD ve Japonya BM bütçesinin yüzde 38’ini karşılıyor. Ekonomik olarak belini doğrultmakta güçlük çeken BM’nin güce karşı koyması mümkün mü?
Kuzey Atlantik İttifakı NATO, İngiliz Lord Ismay’ın deyişi ile “Rusları dışarıda, Almanya’yı kontrolde ABD’yi içeride” tutmak için kuruldu. Sovyet tehdidine karşı kalkan oluşturan NATO bugün çoğu eski düşman 26 üye ülkeye ev sahipliği yapıyor. Arnavutluk ve Hırvatistan örgüte resmen davet edildiler. Gürcistan’ın ve Ukrayna’nın da NATO üyesi olacağı belirtildi. Rusya da girerse şaşırmam. NATO kendisini ararken, bizler de doğal olarak çatışma noktalarında onu arıyoruz. Ama çatışma ve tehlikenin tarifini tam yapamamış olmalılar ki, nerede duracaklarını bilmiyorlar. Kontrolsüz güç, güç değildir!
Diyeceksiniz ki bize sorsunlar. Bence de…
Türkiye terör tanımını yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Ne yapmak istediğini anlayabilmiş değilim. O kadar esnek bir tarif ki, içine koyamayacağınız hiçbir suç yok… Terörün uluslararası tanımı ve anlayışına göre, temel öğesi şiddet. Gücü bırakmamak için her yol mubah sayılabilir mi?
Türkiye’nin nüfus: 70.586.256. IMF 2008 tahminlerine göre: Gayrisafi Yurtiçi Hasılası 941.6 milyar Dolar. Kişi başına düşen gelirimiz 13,511 Dolar… Bu büyük bir güç. Bu gücü bırakmak çok güç!
Not: Ekonomik değerler satın alma gücü paritesine göre verilmiştir.