Her şey sosyal medyada: peki etik nerede?

İletişim ve etik konusu son yılların en çok tartışılan konularından biri. Yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve yeni sorunların ortaya çıkmasıyla birlikte etik tartışmaları daha da alevlendi. İnternet ile birlikte bilginin ulaştığı kitlenin sayısı daha da arttı. Bu mecrayı kullanmanın kolaylığı ve çoğu zaman ücretsiz olması etik ve güvenilirlik konularını öne taşıdı. Tüm bunlara sosyal medya platformlarının artan önemi ve yüz milyonları bulan kullanıcıları eklenince etik tartışmaları vazgeçilmez bir hal aldı. Peki iletişim teknolojilerinde hangi gelişmeler bizi etik açısından kaygılandırmalı?

Hedef artık 100 binler değil, 100 milyonlar

Tirajı onbinler olan dergiler ya da tirajı yüzbinler olan gazeteler devrini yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Bugün artık Türkiye’de ortalama 300 bin tirajı olan bir ulusal gazetenin web sitesini milyonlarca kişi ziyaret ederek haber okuyor. İnternet metin olmaktan çıkıp sosyal medyanın popülerleşmesi ile birlikte ana bilgi ve  iletişim araçlarından birisi haline geldi. Dünyada internet kullanımı ile ilgili son istatistikler de bunu doğruluyor:

  • Eylül 2009 itibarıyla dünyada 1.73 milyar internet kullanıcısı var.
  • Yine dünyada 1.4 milyar e-mail kullanıcısı var ve her gün yaklaşık olarak 247 milyar e-mail gönderiliyor. Bu e-maillerin 200 milyarı spam.
  • Aralık 2009 itibariyle dünyada 234 milyon web sitesi bulunuyor.
  • Facebook kullanıcı sayısı 400 milyonu aştı ve dakikada 6 milyon sayfa görüntülenme sayısına sahip.
  • Twitter’da her gün 50 milyon Tweet yayınlanıyor
  • Youtube’da ziyaretçiler her gün 1 milyar video seyrediyorlar

Sadece Hurriyet.Com.Tr’yi günde 2.7 milyon okuyucu ziyaret ediyor. Haber okumanın yanı sıra 100 binlerce kişi video izliyor ve ziyaretçiler ayda ortalama 20 bin yorum yapıyor.

Kalite Değil Hız Önemli Hale Geldi

Özellikle gazetelerin web sitelerinin ve diğer haber portallarının ziyaretçi sayılarının milyonları bulması ve giderek artan reklam pastası haberleri hızlı verme yarışını yarattı. Bunun sonucu olarak da haberler/bilgiler internette kaynak doğrulaması yapılmadan yayınlanmaya başladı. Bunun en güzel örneğini geçtiğimiz hafta yaşadık. Afganistan’da görev yapan Türk helikopterinin geçirdiği kaza ile ilgili bazı haber portalları haberi “Helikopter düştü, 2 şehit” şeklinde verirken bazıları “Helikopter sert iniş yaptı, 2 yaralı” şeklinde verdi. Bazı haber portallarına göre ise “Helikopter sert iniş yapmıştı ve 2 yaralı ile 1 şehit asker” bulunuyordu.

Hitap Edilen Kitlenin Çeşitlenmesi Haber Verme Şekillerini Değiştirdi

Bu kadar geniş ve çeşitli bir kitleye haber ve bilgi ileten internet platformları haber verme şekillerini de “daha fazla okunma” ilkesine göre kurguladıkları için yorumsuz ya da objektif bilgi kriteri göz ardı edilmeye başlandı.

Sosyal Medya ve Kontrolden Çıkan Durumlar: Facebook, Twitter, Blog

Facebook, Twitter ve Blog gibi sosyal medya platformlarında doğruluğu onaylanmadan yayınlanan bilgiler ya da özel hayatı ihlal eden içeriklerin oranı gittikçe artıyor. Çünkü çoğu kullanıcı bunları eğlenceli buluyor ve bir kişi tarafından yayınlanan bilgi kısa bir sürede paylaşımın gücüyle milyonlara ulaşabiliyor.

Örnekler:

Twitter: Geçtiğimiz yıllarda, Toronto Globe ve Mail’in editörlerinden Mathew Ingram, CNN iReport sayfasında Steve Jobs’un kalp krizi geçirdiğine ilişkin bir haber görmüş ve bu haberi doğrulatmadan Twitter’da yayınlamıştı. Birkaç dakika sonra haberin Digg’de yayınlanan ve muhtemelen tartışma yaratmak isteyen bir kaynaktan geldiği sanılan bir haber olduğu anlaşıldı. Aslında Steve Jobs kalp krizi geçirmemişti.

Facebook: SUNY Upstate Medical University bir doktorun hastaya ait beyin ameliyatından bir görüntüsünü Facebook’ta yayınlaması soruşturma konusu oldu. Her ne kadar doktor beynin kime ait olduğunu belirtmese de hastaya ait bir görüntünün internette yayınlanması ve doktorun arkadaşlarının fotoğrafın altına yorumlar yapması önemli bir ihlaldi.

Twitter: Okan Bayülgen’in Twitter hesabı bulunmamasına rağmen, onun adını kullanarak Okan Bayülgen adına yazan kişi Twitter’da Okan Bayülgen’in yeni doğan bebeğinin fotoğrafı olarak sahte bir bebek fotoğrafı yayınladı. Tam gazeteler bu fotoğrafı alıp kullanacakken Okan Bayülgen durumu öğrenerek müdahale etti. (Bu bilginin kaynağı Okan Bayülgen) Bu gibi durumların sayısı oldukça fazla ve kişilik haklarını tehdit ediyor. Bu da yeni medyanın doğurduğu önemli sorunlardan birisi.

Vatandaş Gazeteciliği ve Paylaşım Araçları Farklı Etik Sorunları Gündeme Taşıdı

İletişim teknolojilerindeki gelişim ve bu teknolojilerin ucuzlaması vatandaş gazeteciliğini tetikledi. Artık olay yerinden ilk fotoğrafları sıradan kişilerin cep telefonu görüntülerinden alıyoruz. Birçok önemli olayı aydınlatan fotoğraf ya da görüntüler sıradan vatandaşların kameralarından, cep telefonlarından çıkıyor. Bunlara ek olarak internet haberciliğinin teknik olarak kolaylaşması vatandaşların oluşturduğu online gazetelerin ve haber portallarının doğmasına ve sayılarının giderek artmasına neden oldu. Bunların yanı sıra Youtube, Daily Motion, Facebook gibi video paylaşılan platformların varlığı herhangi bir etik denetime tabi olmadan video içeriklerinin dünya üzerinde milyonlarca kişiye aynı anda ulaştırılmasını kolaylaştırıyor.

Bunun en önemli örneklerinden birisi Saddam Hüseyin’in cep telefonuyla çekilen idam görüntülerinin internete yüklenmesinden sonra televizyon kanalları tarafından yayınlanmasıydı. CNN dahil dünyadaki önemli medya kuruluşlarının hepsi bu görüntülere yer vererek önemli bir insan hakkı ihlaline yol açtılar. Hatta Saddam Hüseyin’in cep telefonuyla çekilen morg görüntüleri dahi video paylaşım sitelerinde yayınlandı.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir