İletişim çok tehlikeli bir şey mi gerçekten?… Bu hafta (5 Mart) Facebook, Instagram ve WhatsApp’da dünya çapında iki saatlik bir kesinti yaşandı. Nedeni tam olarak bilinmiyor, milyarları etkiledi. Ertesi gün küresel medyanın önemli bir haberiydi. Bu arada TC vatandaşlarının bilgilerinin, en masumu reklam ve pazarlama nedeniyle sudan ucuz fiyata satıldığı haberi çıktı, kimse ilgilenmedi. Şu bir gerçek ki, kişisel verilerim gitse de internetim olsun diyenler ezici çoğunluk. Bu arada kesintiden en çok etkilenen ülkeler arasında Türkiye de var.
Sıradan insanların iletişim ağlarına sıradan sayılmayacak bağları zihnimi zorluyor. Bakın neden zorluyor anlatmak isterim; dünyanın en güçlü devleti ABD’nin Başkanı bilgilerini hala geleneksel yöntemlerin de içinde bulunduğu bir hibrid yaklaşımla sağlıyor. Sanılmasın ki, 81 yaşında olduğu için sosyal medya kullanamıyor. Hafife almak zekanızı aşağılamak olmaz mı… Elinin altında dünyanın en iyi istihbarat servisi bulunuyor. Size bana hükmeden tüm dijital platformların kurucu ve patronları kapısında… her şey dudağından dökülecek iki kelimeye bakıyor.
Kararlarıyla küresel her tür gelişmeye etki edebilen Biden’ın liderlik tarzı ve kişisel etkileşimleri ve bilgi edinme yöntemleri Washington Post Beyaz Saray muhabiri ödüllü gazeteci Tyler Pager tarafından kaleme alındı. İlginç bir okuma size de öneririm. Seri olacakmış ikinci ve üçüncüsü yolda…
Biden usulü iletişim diyeti
Geleneksel bilgi edinme yöntemleri, organik beslenmek gibi bir şey. Başkan Biden, bilgiye ulaşmada doğrudan ve kişisel etkileşimleri önemsiyor; çocukları, torunları ve hafta sonu kaçtığı kendi evindeki çalışanları, temas halinde olduğu kişilerin başında geliyor. “Vah halimize” diyebilirsiniz, haklısınız… Biz de daha geçenlerde Merkez Bankası eski başkanı Hafize Erkan’ın “kapıcıdan al haberi ve yönet TC Merkez Bankası’nı” durumunu kendi ağzından öğrenince panik olmuştuk! Liderlik tehlikelerinden biri de tam olarak bu, karar alırken etkisi altında kaldığınız unsurlar… Dua ediyoruz ki okuyan, araştıran karar verenlerle muhatap olalım. Dünyanın bugünkü koşulları bunu sağlamaktan uzak görünüyor. Bu örnekteki Başkan, yaşlı da olsa, eğitimi ve deneyimi derin ve çeşitli bir karakter.
Kara Pazartesi
Beyaz Saray ekibi Pazartesi günlerine “Kara Pazartesi” adını takmış. Başkan hafta sonu kilisede, parkta, evinde özel davetlerinde, arkadaşlarıyla programlarından öğrendiklerini hafta başında ülkenin ve dünyanın başına örüveriyormuş…
ABD Başkanı’nın haber kaynakları nedir diyecek olursanız, CNN, Fox kanalları ve özellikle kaçırmadığı “Morning Joe” ile geleneksel bir mecra olan televizyon platformu; favorisi Financial Times olan basılı gazete grubu; iPhone’da Apple News uygulaması… MSNBC içerikleri… Spor haberlerini eşinden alırmış. Boş zamanlarında politika ve tarih odaklı kitapları tercih etse de daha çok rapor okurmuş ki, her gün eline incelemesi için yüzlerce sayfa rapor tutuşturuluyormuş. Biden, eski başkanlar Barack Obama ve Bill Clinton ile düzenli olarak konuşurmuş… Gençken, Washington’a trenle gider gelir, favori sohbetlerini kondüktörlerle yaparmış… artık Air Force One ya da Marine One helikopteriyle ulaşım sağlıyor ve bu arada okuyormuş.
Sarayda hayat
Başkanlık fanusundan çıkmak önemli, halkla ilişki kurmak şart. Saraylarda hayat dışarıdakinden çok farklı. Obama da geçmişte her gece sıradan Amerikalılardan gelen en az 10 mektubu okurmuş. Donald Trump, tahmin edeceğiniz gibi halkla değil, varlıklı arkadaşlarını gece geç saatlerde arayarak tavsiye istermiş. ABD’nin bilgiyle ilişkisi tepede böyle.
Dönelim biz aşağıdaki yönetilenlere…
Aslında en özgür olması gereken tutsaklarız. Biz önce kendi elimizle sonra yöneticilerin baskısıyla birer bilgi kölesiyiz. Envai çeşit bilgiye ulaştığımızı sanırken yalnızca bize izin verilenle kifayet ettiğimizin farkında değiliz.
Her tür toplu haber ağına göbek bağımız var. Biden konuşacak adam arıyor, biz konuşmaktan kaçmakla kalmayıp, internet ağında yok oluyoruz. Bilgi alma metotlarımızı kurgulamanın zamanı geldi geçti, ama yine de denenebilir. Hatta Biden usulü diyet kurgulanabilir.
İnternet trafiğini kim kontrol ediyor?
Birkaç araştırma bulgusu paylaşmak isterim. Aralarında bir Türkün bulunduğunu görünce daha dikkatle okuduğum ilk inceleme, ağ topolojisi üzerine. Ağların otokrasilerde internet trafiğinin kontrolünü kolaylaştırdığını söylüyor. Yazarlar Eda Keremoğlu, Nils B Weidmann, Alexander Gamero-Garrido, Esteban Carisimo, Alberto Dainotti, Alex C Snoeren… Kaynak PNAS Nexus, Cilt 3, Sayı 3. Hükümetler, muhalefeti susturmak, protestoları engellemek ve kamuoyunu kontrol etmek için kısıtlamaları sıkça kullanıyor ve görünen o ki, internet başta olmak üzere medya erişimine yasak eğilimini artırmış.
Bu araştırmanın ilginç yanı otokratik yönetimlerin “transit ağlar” üzerindeki kontrollerini şiddetli diyebileceğimiz bir tonda yapmaları. Yani öğreniyoruz ki, önemli olan, sosyal medya ve web sitesi içeriğine odaklanmak yerine, küresel internete veri akışını sağlayan yerel transit taşıyıcılar üzerinde yoğunlaşmak. Biz kullanıcılar için bilinmeyen bir konu! İnternet altyapısında iki grup ağ trafiği bulunuyor. Veri bu ağlar üzerinden hareket ediyor. Bunlar erişim sağlayıcılar-transit sağlayıcılar. Transit ağların yapısı bir ülkenin trafiğindeki müdahaleye maruz kalma durumunu belirlemede önemli. İnternet trafiğine müdahale etmenin ve veri trafiğini yönlendirmenin etkili yolu tüketicilere karşı sorumlu olmayan ve siyasi tepkinin dışında kalan transit ağlar üzerinden kontrol kurmakmış. “Bize ne?” demeyelim, verilere ulaşmaya çalışan biziz!
İnternet Gözetim Atlası
İkinci bir araştırma da Konstanz Üniversitesi’nden; “İnternet Gözetim Atlası”. Atlas dünya çapında ağ altyapılarının sahipliğini haritalandırıyor. Alman-Amerikan araştırma ekibi, aynı araştırmayı adeta tamamlıyor. Şöyle ki; internet hizmet sağlayıcılarının genellikle sınır ötesi operasyonları bulunuyor, uluslararası alanda faaliyet gösteriyorlar. İş birliği, gizlilik, anonim kalmak ve veri koruma konularında görece liberal standartları aşmak üzere sınır ötesi iş birliğine girerken otokratik modellerin güçlenmesini mümkün kılıyor. Araştırma otoriter devletlerde internet gözetiminin sanılandan daha da yaygın olduğuna dikkat çekiyor.
Güvenlik açıkları
Üçüncü araştırma California Üniversitesi Raporu, dünyadaki internet kullanıcılarının dörtte birinin saldırılara açık bir altyapı kullandığını ortaya koyuyor. Araştırmacılar 75 ülkeyi incelemiş. Dünyadaki internet kullanıcılarının yaklaşık dörtte biri, internet altyapılarına yönelik hedefli saldırılara daha önce düşünülenden daha açık olan ülkelerde yaşıyor. Risk altındaki ülkelerin çoğu güney yarımkürede yer alıyor.
Neden bu kadar teknik bilgi?
2024 yılı, 170’den fazla seçim yaşanan özel bir yıl olarak tarihe geçiyor. Bu seçimler, yıl sona erdiğinde küresel siyasetin gidişatını önemli ölçüde etkilemiş olacak. Yalnızca genel ve yerel seçimler yaşanmıyor. Örneğin Moldova’da bir referandum yapılacak ve AB haber kaynakları Rusya’nın sabote edeceğine kesin gözüyle baktıklarını ifade eden haberler yayınlıyor… Unutmayalım; 2016 ABD başkanlık seçimlerinde Cambridge Analytica, Facebook kullanıcılarının kişisel verilerini izinleri olmadan toplayarak onları siyasi reklamlarla hedef almıştı. Uzakdoğu’da büyük bir nüfus yaşıyor… Hindistan’da WhatsApp, siyasi partiler tarafından yanlış bilgi ve propaganda yaymak için kullanılıyor. Yapay zeka teknolojisi, gerçekçi görünen sahte videolar ve ses kayıtları oluşturmak için bir araç. Ölmüş liderler, bunun farkında olmayan seçmenlere sahte videolarla seslenebiliyor…
Ve Gerçekler
Bir kesinti kısıtlama haberiyle başlamıştım, bir başkasıyla noktalayayım. Bu yazıyı yazarken sabah saat 05:00 sularında mailime teknik destek sağlayıcı tedarikçimden şu ileti düştü:
“Merhaba,
Tüm ülke genelinde aktif halde ve şiddetli bir biçimde siber saldırılar yapılmaktadır. Maalesef ki bazı müşterilerimiz de bu saldırılardan nasibini almış durumdadır. Bu saldırılar esnasında hiçbir veri çalınması yaşanmamasına rağmen verilerin kullanımı mümkün olmamaktadır. Bu sebeple güvenliği sağlayana kadar tüm müşterilerimizin ofislerindeki sunucular kapalı konuma getirilmiştir. Mesainize başlamadan evvel aşağıda erişim bilgilerini paylaştığım teknik ekibimizle iletişime geçerek sunucularınıza yapılacak müdahale için beraber yol almamız gerekmektedir. Lütfen bizden habersiz sunucularınıza ya da Bilgi İşlem ekipmanlarınıza müdahalede bulunmayınız.”
Hangi diyet en iyisi?
Gün boyu o diyet bu diyet yediklerimizden konuşuyoruz. Peki ya bilgi diyeti… En az vücudumuza aldığımız besinler kadar önemli zihnimize aldığımız veri, yorum, rakamlar…
İster gıda ister bilgi olsun biz tükettiklerimiz kadarız. 81 yaşında olduğu için Başkan Biden’in ABD seçimleri çerçevesinde biyolojik sağlığı çok ilgi çekiyor ve bu zihin sağlığıyla ilişkilendiriliyor. Rakibi Donald Trump’ın bundan sonra kullanacağı dili tahmin edebiliriz. Ayrıca Trump’ın özel dijital medya platformu yapılandırarak seçimlere girdiğini anımsayalım.
Zihin sağlığı demişken… “organik iletişim” kulağınıza nasıl geliyor?