İşssizlik ve dış mihraklar

 

 

Yıl 2001… Bazı sektör ve bazı coğrafyalarda çalışanları yığınla kapının önüne koyuyorlar. Hesapsız alım, hesapsız çıkış, hesapsız hayatlar! Turnikenin çıkış yönünde bir hareket, bir hareket…

 

Yıl 2006… O turnike giriş yönüne bir daha bir türlü dönmedi.

 

Türkiye’de toplam istihdam 22 milyon 838 bin. İşsiz sayısı 2 milyon 381 kişi. İşgücüne katılma oranı yüzde 49. 15-65 yaş arası olan çalışabilir nüfus 45 milyon. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 18.2.

 

Türkiye işsizliği konuşmuyor, konuşuyor gibi yapıyor, konuyu sevmiyor, çözümün zahmetli olduğunu biliyor ve sesini çıkartmıyor. Çalışma Bakanı, Bakanlığı ve sorumlu hiç kimse ağzını açmıyor. İşi olanlar da bu konuyu dert etmiyor. Biz ve onlar vaziyetindeyiz. İşsiz olanların ulaşacağı bir yer yok. Ekonomimize yön veren “dış mihraklar” da olmasa işsizlik sizlere ömür, işi olanlar bizimdir.

 

İşsizliği tek başına sevemeyen Türkiye nedense “işsiz büyüme” konseptini sevdi. Sığındığımız bu limanda; “istihdam yaratamamış olabiliriz ama biz de boş durmadık büyüdük…” demek istiyor.

 

Benim yaş grubum dış mihraklarla büyüdü. Dehşet verici bir durum anlatılmaya çalışıldığında, “dış mihraklardan” söz edilirdi. Korkardık. Bir gün gelip de  “dış mihraklar”ı seveceğimi düşünmemiştim. Neden diye sormayın, ekonomistler hala istihdamı ekonomi içinde saymıyor. Cari açık, enflasyon, faizler arasında gidip gelirken, onların sohbetini renklendiren unsur daha çok hesapsız giden ev ve otomobil kredileri. Bunların arasında mortgage… Siyasiler dünyayı yanlızca başkentlerde dönen bir gezegen olarak algılıyor. Onların tartışmalarında da işsizlik yer bulmuyor. İşsizlik ve istihdam konusunda konuşan bir tek kesim var o da dış mihraklar!

 

Dünya Bankası 2004-2007 Ülke Destek Stratejisi’yle ilgili ilerleme raporunda Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolundaki en büyük sıkıntısının istihdam olduğunu söyledi. Raporda nüfus artış hızının son 20 yıllık istihdam yaratma hızından yüksek olduğunu gösteriyor ve kayıt dışı istihdama dikkat çekiyor. Dünya Bankası, girişimcileri destekleyin, işgücü piyasasının esnekliğini artırın, küçük orta boy işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırın, doğrudan yatırımın önündeki engelleri kaldırın diyor.

 

IMF’ya göre en büyük sorun tarım. Tarımın ekonomideki payı hala yüzde 30’lar düzeyinde. Köylerde işsiz sayısı giderek artıyor, ücretsiz aile işçisi olarak çalışanlar şehre göç ettiklerinde işsiz kalıyor, kadınlar da ise durum vahim. Taşradan kopup gelenlerin bir süre sonra şehirde iş aramaktan vazgeçiyor, çalışanların yaklaşık üçte birini barındıran tarım sektörü hızla çözülüyor işsiz sayısı artıyor. Ekonomideki gelişmeye kıyasla çok az yeni iş üretiliyor. İş talebi ve arz arasındaki yetenek uyuşmazlığı ve emek piyasası bazı katı kurallar nedeniyle değişmiyor. Yasal düzenleme  kayıtdışını özendiriyor.

 

 

AB İlerleme Raporu’na göre Türkiye’de emek piyasası zayıf performans göstermeye devam ediyor. İşgücünün özellikle kadınlarda düşük katılımı ve düşük istihdam, genç işsizlik, kayıt dışı ekonomi ve keskin şehir/köy pazarı farkı en zorlu konular. 2002 başından beri resmi işsizlik oranı yüzde 10’larda dolanıyor. Gençler arasında bu oran yüzde 20’lere çıkıyor.

 

Dikkat edin biz şu aralar yalnızca işsiz büyüme tespitini yapmakla yetiniyoruz. Çözüm her zamanki gibi yok. Ama suçlu bulundu; Türkiye’de verim arttı. Önceleri verimsiz ve iş bilmezdik, duvara tosladık işi öğrendik verimi artırdık, bu yüzden işsizlik arttı diyorlar. Tabii biraz teknolojinin etkisi, biraz da küreselleşme var. Ne yapacaksın devir böyle işsizlik aratacak! Peki çözüm ne?

 

İşsiz büyüme bir tek Türkiye’nin başına gelmedi. 1995-2002 arası istihdamsız büyüme birçok ülkede görüldü. Bu ülkelerde bizimki kadar uzun sürmedi. Uzun vadeli istihdam ve verimlilik artışının bir arada olabilmesi için dinamik ulusal politikalar gerekiyor. Varolan sanayiler geliştirilmesi ve yeni sektörler yaratılması kaçınılmaz. İstihdam artmak zorunda! AB üye ülkeleri arasında emeğin verimliliğinde büyümenin en yüksek olduğu ülkeler İrlanda ve Finlandiya. İkisi de son yıllarda istihdam yaratımında çok başarılı. İrlanda yüzde 4.3’le Avrupa Birliği ülkeleri arasında en düşük işsizlik oranına sahip. Bu sürede yeni sanayi sektörleri yarattılar. Verimlilik gelişimine yoğunlaştılar, sanayi donatımına yatırım yaptılar, ileri teknoloji üretim yöntemlerini uyguladılar ve işgücünü eğittiler. ARGE’ye yatırım yaptılar ve temel sektörlere odaklandılar.

 

Bizde bu konuyu kim ele alacak. Mantığım Çalışma Bakanlığı diyor. Sanırım onların görev tarifleri değişmiş. Başka işlerle uğraşıyorlar. Ben bu kadar sorunlu bir ülkede bu kadar sessiz bir bakanlık görmedim.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir