Yaprak Özer
İndeks İçerik İletişim Danışmanlık Yön. Krl. Bşk
Bilirsiniz biz ya sevinçten göklere sıçrar ya da derin üzüntülere kapılır ağlarız.
Yumurta kapıya dayanınca kolları sıvarız.
‘Haydi gidip AB’ye çıkartma yapalım şekerim’ diyerek gül yüzümüzü göstermeye çabaladık. “Bizi anlasınlar, bizi alsınlar” diyerekten seferlere kalkıştık.
Zaman zaman, “Olmadı, yok yok…”; “Bunlar bize karşı canım! Görürsünüz bizi almazlar…”; “Göreceksin oyalayacaklar…”; “Ah Fransızlar vah Avusturyalılar…” “Olmaz abi, ya nedir bu?…” gibi cümlecikler kuruyoruz. Doğruya doğru, aklımız fikrimiz 17 Aralık’ta. Şunun şurasında da hiçbir şey kalmadı.
Ayyy ya bizi almazlarsa!…
Sen yıllarca otur, hiçbir şey yapma. Ama her şeyi iste ve talip ol. İstediğin şeyin aslında kendi insanın için yararlı olduğunu unut, çoktan yapmış olman gerektiğini düşünme, yapılanlar kağıt üzerinde kalsın, “Boşver canım sonra bir ara gerekirse uygularız” diyerek geçiştir, son anda deli gibi çabala, sonra neyi niye yaptığını unut.
İşte size biz!
AB Türkiye ilişkilerin şimdilik düzenleyen İlerleme Raporu 6 Ekim’de açıklandı. Ne yazık ki, raporun, Sosyal Politika ve İstihdam başlığı hiç dikkate alınmadı. Üzerinde konuşulmadı, doğru dürüst tartışılmadı. Oysa bu bölüm altında yazılıp çizilenler, çoğumuzu raporun diğer bölümlerinden daha fazla ilgilendiriyor. Günlük çalışma hayatımıza, geleceğimize, kariyerimize, bize ışık tutacak bilgi ve taleplere sahip.
Türkiye’nin, başta iş sağlığı ve güvenliği alanındaki mevzuat olmak üzere sosyal politika ve istihdam alanında ilerleme kaydettiğini görmezlikten gelemeyiz. Yeni İş Kanunu’nun Mayıs 2003 tarihinde kabul edilmesinden sonra uygulamaya yönelik birçok yönetmelik çıkarıldı. Ama…
Özetle, çalışma hukuku, kadın-erkek eşitliği, ayrımcılığın önlenmesi, sosyal diyalog ve sosyal güvenlik alanlarında müktesebata uyum çalışmalarında gerideyiz. Halk sağlığı AB ortalamasının altında. Avrupa İstihdam Stratejisi’ne uygun bir ulusal istihdam stratejimiz yok. Sosyal katılımın geliştirilmesine öncelik vermiyoruz. Sosyal politika ve istihdam alanında, müktesebatı tam olarak yürürlüğe koymuş değiliz. Avrupa İstihdam Stratejisi ile uyumlu bir ulusal istihdam stratejimiz yok. Başta kadınlar olmak üzere düşük istihdam ve faaliyet oranları, genç nüfus arasındaki yüksek işsizlik, kayıt dışı ekonominin büyüklüğü ve kırsal/kentsel işgücü piyasası ayrımı ana sorunlarımız.
Bakın çalışma hayatına ilişkin nerelerde ne eksiğimiz var;
√ Toplu işçi çıkarma, işletmelerin devri, bireysel çalışma koşulları konusunda
bilgilendirilme ve işverenin iflası halinde çalışanların korunmasına yönelik
yönergelerde uyum eksik.
√ Bazı sektörler ve işler (örneğin, 50’den az işçi çalıştırılan tarım işleri) İş Kanunu’nun kapsamı dışında tutuluyor.
√ Türkiye’nin, çocuk işçiliği ile mücadele konusunda çalışmaları yeterli değil. Tarım gibi İş Kanunu kapsamı dışındaki sektörler ile deniz ve hava taşıma işlerinde ve 50’den az işçi çalıştırılan yerlerde uygulanmıyor.
√ Irk, etnik köken, din ve inanç, yaş, cinsel eğilimler ve özürlülük konularında ayrımcılık yapılmaması konusunda mevzuatta eksiklikler bulunuyor.
√ Ebeveyn izni, eşit ücret, istihdama giriş, ispat yükümlülüğü ve sosyal güvenlik konularında müktesebata uyum sağlanması gerekiyor. İş Kanunu’nun kapsamı dışında tutulan sektörler ve işler de kapsam içine alınması gerekiyor.
√ Sendikaların toplu pazarlık yapabilmeleri için getirilen baraj, kamu sektörü çalışanlarının grev ve toplu pazarlık haklarına ilişkin sınırlayıcı hükümler, bazı kamu çalışanlarının sendika üyesi olma haklarının bulunmayışı mevzuata uyumsuz.
√ Özel sektörde ikili sosyal diyaloğ eksik, toplu sözleşme kapsamındaki işgücü sayısı düşük, hükümet temsilcilerinin baskın konumunun azaltılması gerekiyor.
√ Örgütlenme, grev ve toplu pazarlık hakkı konularında önemli kısıtlamalar devam ediyor. Türkiye hala ILO standartlarının gerisinde.
√ AB’nin bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve gözetimine ilişkin sistemine uyum sağlanması gerekiyor. Tütün, kan, doku ve hücrelerle ilgili AB mevzuatı Türk mevzuatında yok.
√ Özürlülerin durumunun iyileştirilmesine yönelik çalışmalar eksik.
√ İstihdam Eşitliği ve Irksal Eşitliğe İlişkin Yönergelere uyum gerçekleşemedi. Ayrımcılık yasağı ile ilgili hükümlerin yürürlüğe girmesi ve etkili bir şekilde uygulanması konusunda önemli sorunlar bulunuyor.
KUTU KUTU
Türkiye’nin AB uyum yasaları arasında henüz kabul etmediği bazı sözleşmelerin altına zaman kaybetmeden imza koyması gerekiyor. 1996 yılında revize edilen Avrupa Sosyal Şartı’nı bile imzalamadık. İmzalamadığımız iki örnek sözleşmeyi de aşağıda fikir vermesi için yazıyorum;
AB’de Çocuk ve Gençlerin Hakları
(Avupa Sosyal Şartı Madde 17)
√ Asgari çalışma yaşı 15.
√ Tehlikeli veya sağlığa zararlı olduğu öngörülen işlerde, asgari çalışma yaşı 18.
√ Zorunlu eğitim çağında olanlar, eğitimlerini engelleyecek işlerde çalıştırılmazlar.
√ Çalışan gençler ve çırakları adil bir ücret ve diğer uygun ödemelerden yararlanırlar.
√ Gençlerin, işveren izniyle çalışma saatlerindeki mesleki eğitimleri günlük çalışma süresinden sayılır.
√ 18 yaşın altındaki çalışanlara yılda en az dört haftalık ücretli izin verilir.
√ 18 yaşın altındaki kişiler, ulusal yasalar ve yönetmeliklerle belirlenen işler dışında
gece işinde çalıştırılamaz. Bu işlerde çalışan 18 yaşın altındaki kişilere düzenli sağlık kontrolü sağlanır.
AB’de Çalışan Kadın Nasıl Anne Olur
(Avrupa Sosyal Şartı Madde 8)
1- Kadınlara doğumdan önce ve sonra, toplam olarak en az on dört haftalık izin sağlanır
2- İşverenin, bir kadının hamile olduğunu bildirmesi ile doğum iznine ayrılması arasındaki dönem içinde veya süresinde kişiye işten çıkarma bildiriminde bulunamaz.
3- Emzirme döneminde annelere, yeterli bir süre işe ara verme hakkı sağlanır.
4- Hamile, yeni doğum yapmış ve çocuklarını emzirme dönemindeki kadınların gece
çalışmaları düzenlenir. Tehlikeli, sağlığa zararlı ya da ağır işlerde çalıştırılmazlar.