İyi Ayakkabı Çivisi Çekerim

Yedi yaşında okuldan sonra çıraklıkla işe başladı. “Ayakkabıcılıkta çivi çekerek çıraklığımı yaptım” diyor. İlkokuldayken üç yıl okulun kantinini çalıştırmış. Kantinde satılan ürün sayısı iki; simit ve gazoz. Çalışmanın karşılığı günde bir adet bedava simit; “sabah erken gidip sayım yapardık, teneffüslerde de satış yapardık. Kazancım bir adet bedava simit, babam da 25 kuruş veriyordu, onunla da gazoz…”

Bu anekdotu anlatan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi…

Bazı insanları yalnızca bir yönleriyle tanırız. Onların öyle doğmuş olabileceğini düşünecek kadar da ileri gidebiliriz. Büyükekşi o kadar aktif ki, böyle düşünmemek elde değil. TV haber kuşağının öyle ya da böyle baş konuğu. Hayatı seyahatte yolda geçiyor. Kulağında yüzde 30 işitme kaybı bu nedenle oluşmuş, “kurtaramadık” diyor.

Büyükekşi, biraz çocukluğundan biraz da gelecekten söz etti. Geçmiş renkli hikayelerle tamamen onun… Gelecekte söz ettiği konu ise ihracat rakamları:

Yaprak Özer: Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanısınız, Sanayi Odası Meclis üyeliğiniz, Exim Bank Yönetim Kurulu üyeliğiniz devam ediyor, İstanbul Kalkınma Ajansı, Türk Hava Yolları yönetim kurulu üyesisiniz… Bunların hepsine devam mı?

Mehmet Büyükekşi: İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçılar Birliği’nde de yönetim kurulu üyesi ve başkanıyım.

Yaprak Özer: Atladığım bir şey var mı?

Mehmet Büyükekşi: Birtakım görevlerimi bıraktım. Türkiye Ayakkabı Sanayiciler Derneği’nin altı yıl başkanlığını yaptım. Yine kurucusu olduğum Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma- Geliştirme Vakfı’nın sekiz yıl başkanlığını yaptım. Onların dışında, Deri Vakfı’nda, Topkim’de yönetim kurulu üyesiydim.

Yaprak Özer: Sanki her yerdesiniz. Evli ve üç çocuklusunuz, ailenizi görebiliyor musunuz?

Mehmet Büyükekşi: Bazen sıkıntılar oluyor. Özellikle görevim gereği, çok yurtdışında oluyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın yaptığı gezilere katılıyorum. Ekonomi Bakanı’nın gezilerinin yüzde 90’ına katılıyorum. Böyle bir yoğun tempo var. Bir de, yurtiçinde de çok dolaşıyorum. Her ay ihracatı bir ilimizde açıklıyoruz. Onun dışında gerçekleşen etkinliklere katılıyoruz.

Yaprak Özer: Böylesine yoldayken nasıl çalışıyorsunuz?

Mehmet Büyükekşi: Özel işlerimi kayınbiradere, kardeşime kısmen devrettim. Yönetim kurulu toplantılarına katılmıyorum. Arabada çalışıyoruz, telefon görüşmelerimin çoğunu arabada yapıyorum. Normal mesai saatleri içinde çalışmıyorum, bazen gece 12’ye kadar çalışıyorum. Çok yoğun bir tempo, zaman zaman bunun sıkıntılarını da çekiyorum. İki yıl önce çok stresten, uçmaktan ve çalışmaktan sağ kulağımda işitme kaybı oldu. Yüzde 30’luk bir kayıp oldu, uğraştık; ama kurtaramadık.

Yaprak Özer: Anlıyorum ki siz küçük yaştan beri çalışıyorsunuz. Gerçekten yedi yaşında mı başladınız?

Mehmet Büyükekşi: İlkokulla beraber çalışmaya başladık.

Yaprak Özer: Zorunlu muydunuz?

Mehmet Büyükekşi: Zorunlu değildim; ama şikayetçi değilim. Gaziantep’te evimiz çarşının içerisindeydi. Okulla evimizin duvarı da bitişikti. İş de evin bitişiğiydi.

Yaprak Özer: Dayıyla çalışmışsınız ama, baba mı sertti?

Mehmet Büyükekşi: Baba sert değil. Gaziantep’te o zamanlar, çocuklar genelde çalışırlardı. Ben okulda da çalıştım. İlkokuldayken, üç yıl okulun kantinini çalıştırdım.

Yaprak Özer: O zamandan belliymiş, nasıl oldu bu iş?

Mehmet Büyükekşi: Okulun kantinine bakan bir müdür yardımcımız vardı. Kantinde detaylı bir yer değildi. O zamanlar bir tek simit ve gazoz satışına izin veriliyordu. Kantinin anahtarı bizdeydi. Sabah erken gidip sayım yapardık, teneffüslerde de satış yapardık.

Yaprak Özer: Simiti siz mi alıyordunuz?

Mehmet Büyükekşi: Evet, iki arkadaş alıyorduk.

Yaprak Özer: Kazancınız ne kadardı?

Mehmet Büyükekşi: Bir simitti. Bedava simit, babam da 25 kuruş veriyor.

Yaprak Özer: Okul memnun mu?

Mehmet Büyükekşi: Her gün akşam kasayı veriyorduk. Sabah alıp akşam veriyorduk. Yani okul harici değil, okulda da böyle çalışıyorduk.

Yaprak Özer: Aktif çalışmanız ve görüntünüz nedeniyle sizi TİM’le çok özdeşleştirsek de,  siz aynı zamanda ayakkabı sektörünün en önemli oyuncularından birisisiniz…

Mehmet Büyükekşi: Ziylan grubu, 1955 yılında Gaziantep’te kuruluyor. 1971 yılında, İstanbul’da da ayakkabı yan sanayi… Ben üniversiteye kadar Gaziantep’te okudum. 1978 yılında İstanbul’a üniversiteye geldim.

Yaprak Özer: Ve mimarlık okumuşsunuz. Mimarlık hiç yapmadınız, değil mi?

Mehmet Büyükekşi: Yıldız Mimarlık Fakültesi’ni ’83’te bitirdim. Bitirdikten sonra, birkaç yıl özel firmalarda çalıştım; ama profesyonel olarak hiç mimarlık yapmadım. Üniversiteye kadar da okul yarım gün olduğu için kalan zamanlarda hep çalıştım. Bu çalışmanın çok faydasını gördüm. Hem ticaret hem üretim olarak… Ayakkabıcılığa çivi çekerek başladım, bütün çıraklığımı yaptım. Perakende ayakkabı satıcılığından, çıraklığa kadar her şeyi yaptım.

Yaprak Özer: Babanız camcıymış aslında… Ama siz cam istememişsiniz. Onda gelecek görmediniz mi?

Mehmet Büyükekşi: Camda çıraklık çok zor. Pek yoktur zaten. Ayakkabıda yirmi, otuz kişi çalışır, çok sayıda da çırak vardır. Üniversitede de boş zamanlarımda işte çalışıyordum. ’85’te ayakkabı ile ilgili bir iş kurduk. Ziylan Ayakkabı’yı kurduk. Daha sonra şirketlerimiz büyüdü… Kinetix, Polaris, Flo mağazalar zinciri var. Aynı zamanda Dockers’ı lisanlı üretiyoruz. Warner Bros’un çocuk markaları var. 41 ülkedeyiz. İstanbul’da üretimimiz var; ama bunun dışında Türkiye’nin 40 şehrinde mağazalarımız var. 3500 kişiye istihdam sağlıyoruz.

Yaprak Özer: 2011’de ek istihdam yarattınız mı?

Mehmet Büyükekşi: Evet, arttı. Türkiye’de 500 kişi istihdamı arttırdık.

Yaprak Özer: Gelecek yıl için istihdam artışı öngörüyor musunuz?

Mehmet Büyükekşi: Yine en az 500 kişilik bir artış düşünüyoruz.

Yaprak Özer: Bu sizin sektörünüze özel bir şey olduğu için mi?

Mehmet Büyükekşi: Şöyle söyleyeyim, biz kendi yarattığımız istihdamın dışında, dolaylı olarak da iş yaratıyoruz. Bugün İstanbul’da, Antakya’da, Gaziantep’te, İzmir’de yaklaşık 100 fabrikaya iş yaptırıyoruz. Buralarda da 5 bin kişi çalışıyor. Kendi markalarımızı böyle ürettiriyoruz.

Yaprak Özer: İstihdamda veriler iyi olmakla birlikte, işsizlik en büyük sorunumuz. Sizce, biz bu sorunu çözebilecek miyiz?

Mehmet Büyükekşi: Aslında, şu anda iyi bir noktaya gelmiş bulunmaktayız. Daha iyi bir noktaya gelebilir mi? Tabi ki gelebilir; ama ben hafta sonu Gaziantep’teydim.  Orada da vasıflı, vasıfsız çalıştıracak işçi bulamıyorlar.

Yaprak Özer: İstanbul’da çok var…

Mehmet Büyükekşi: Aynı şekilde yine, Malatya’da vasıfsız çalışacak eleman bulamıyorlar.

Yaprak Özer: Bu nasıl oluyor? Bir sürü insan işsizlikten kıvranırken, belli başlı bölge ya da kentlerin çalıştıracak insan bulamaması, açıklanan rakamlarla yaşananlar arasında fark varmış gibi duruyor.

Mehmet Büyükekşi: Türkiye’de bir yeşil kart gerçeği var. Bu yeşil kartı kaybetmemek için sigortasız çalışan insanlar var.

Yaprak Özer: Kayıt dışı gerçeği yani aslında…

Mehmet Büyükekşi: Aslında kayıt dışı değil bu. Onlar kayıtlı çalıştırmak istiyorlar.

Yaprak Özer: Evet, bu söylediklerinizde çok haklısınız aslında. Ben hem çalışayım hem de bu haklardan yararlanayım diyen bir sürü insan var…

Mehmet Büyükekşi: Onun için yeni bir uygulama yapılması son derece önemli. Bütün insanları kayıt altına alabilmek için sağlık ile ilgili uygulamalar yapılacak. 18 yaşındaki herkes ücretsiz faydalanacak.

Yaprak Özer: Çok kısa zamanda çok hızlı yol alıyorsunuz. Başarınızın sırrı nedir?

Mehmet Büyükekşi: Yaptığım bütün işlerde, işimi çok ciddiye alıyorum. İşimi baştan savma yapmak istemiyorum. Bizim güzel bir atasözümüz var, amacımız üzüm yemek dağcıyı dövmek değil, diye. Bizde tribüne oynamadan işimizi yaptık.

Yaprak Özer: Ama sizin öyle bir saha ki, siz istemeseniz de tribünlere oynuyorsunuz…

Mehmet Büyükekşi: Göz önündeyiz; ama araştırmalar, çalışmalar yaptırıp, o çalışmalarla altını doldurarak çalışıyoruz. Diyelim ki, 2023’te 500 milyar dolar ihracat stratejisi var. Bunun için ilmi çalıştık, Harvard üniversitesinden Robert Kaplan’ın şirketiyle 1,5 yıl çalıştık.

Yaprak Özer: Hemen hatırlayalım. 2023 hedefiniz nedir?

Mehmet Büyükekşi: 500 milyar Dolar hedefimiz var.

Yaprak Özer: Hayali olduğunu söylüyorlar. Eleştiriliyorsunuz bu konuda…

Mehmet Büyükekşi: Hayali olması söz konusu bile değil. 100’den fazla toplantı yaptık ve 1,5 yıldan uzun sürdü bu planı hazırlamak. Bu yapılan toplantılarda, bakanlar, bakanların müsteşarları, genel müdürlerin katıldığı sektörel toplantılar yapıldı. Sektördeki bir numaralı şirketlerin CEO’ları, dernekler, diğer kurumlar, herkes katıldı. 500 milyar doları önce makro olarak yaptık. Sonra da 24 ayrı sektörde, sektörel olarak yaptık. Sektörel bazda çıkan 524 milyar dolar zaten.

Yaprak Özer: Siz yuvarlayıp 500 milyar dolar yaptınız…

Mehmet Büyükekşi: Hayır, biz 500 milyar dolar stratejisini koyduk ortaya. Biz bunları yaparken de işte her yıl yüzde 12 ihracat artışı öngördük.

Yaprak Özer: IMF’nin öngörüleri sizinkilerle uyuşmuyor. Yüzde 2’nin üzerinde bir büyümenin hayal olduğunu söylüyorlar. Bu makas neden bu kadar açık?

Mehmet Büyükekşi: Ben IMF’nin rakamlarına inanmıyorum. IMF, 2011 yılı için 2010 yılında hatırlarsanız, yüzde 3 civarlarında büyüyeceğimizi söylemişti, biz yüzde 8 büyüdük.

Yaprak Özer: Peki, onlar nerede sapıyor?

Mehmet Büyükekşi: Türkiye çok dinamik bir ülke, IMF bu dinamiklerin farkında değil. Dışarıdan bakıyor. IMF’nin birçok ülkede yaptığı uygulamalar pek de sağlıklı olmuyor. Bu yüzden, bu tahminlerin gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Geçen hafta bir heyet geldi, onlarla da aynı şeyleri paylaştım. Türkiye’nin farklı dinamikleri, farklı başarıları olduğunu söyledim.

Yaprak Özer: İkna oldular mı peki?

Mehmet Büyükekşi: Oldular.

Yaprak Özer: Bu dışarıdaki IMF, OECD’nin algılayamadığı dinamikler, kayıt dışı dinamikler olabilir mi?

Mehmet Büyükekşi: Bu da olabilir. Bir örnek daha var. Şimdi milli takımın hocası niçin eleştirildi? Türkiye’de ikamet etmeyip, dışarıdan izlemekle Türkiye takımı yönetilmez denildi. Biz burada yaşıyoruz, her şeyi görüyoruz. Geçenlerde kredi notumuz durağana çevrildi. Bunları da manidar görüyorum. Bunlar Türkiye dolu dizgin giderken, dizginlemeye çalışıyorlar.

Yaprak Özer: Gelecek sene için ihracat hedefiniz…

Mehmet Büyükekşi: Biz bu sene yüzde 20 büyümüşüz, yani biz zaten hedefin üstünde büyümüşüz. 2012 için de biz, yüzde 12 büyümeyi öngörüyoruz, hedefimiz 150 milyar doları düşünüyoruz. Biz bu 500 milyar doları, 2023’te yerine getireceğiz. Biz bu çalışmayı yaparken, ortaya koyduğumuz stratejiler var. Biz her sektör için bunları ayrı ayrı belirledik.

Yaprak Özer: Dünya sizin aleyhinize sanki. Avrupa çok ciddi bir kriz içerisinde bulunuyor. Bizim ihracatımızın çok önemli bir bölümü Avrupa’ya, korkmuyor muyuz?

Mehmet Büyükekşi: İhracatımızın yüzde 57’si Avrupa’ydı. Bu yıl yüzde 47’ye düştü; ama biz ihracatımızı yüzde 20 artırdık. Bugün Yunanistan’da, İtalya’da, İspanya’da, İrlanda’da, birçok Avrupa ülkesinde baş gösteren bir kriz var. Kuzey Afrika’da da büyük bir sıkıntı var.

Yaprak Özer: Nereye baksak kaynıyor…

Mehmet Büyükekşi: Biz böyle olduğu halde ihracatımızı yüzde 20 arttırdık. Dediğim gibi bizim başka dinamiklerimiz var. Gaziantep’ten başka bir örnek vereyim, Gaziantep ihracatını yüzde 40 arttırdı. Aynı zamanda Irak’a yapılan ihracatın yüzde 25’ini tek başına yaptı.

Yaprak Özer: Yani sadece İstanbul’dan konuşmuyoruz…

Mehmet Büyükekşi: Evet, Türkiye’den bahsediyoruz. Diyelim ki, 2000 yılında bir milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayımız sekizdi, şimdi 16 il oldu. 2023 yılında 30’un üzerine çıkarmak istiyoruz. Komşu ülkelerle ihracatı arttırmak istiyoruz. Bu konuda Irak gibi çok başarılı bir örneğimiz var. 10 yıl önce BM kararından dolayı ihracat yapamıyorduk. 2005 yılında 870 milyon dolar, geçen sene beş milyar dolar yaptık.

Yaprak Özer: Ama sözünü ettiğimiz ülkeler hep bıçak sırtında, istikrarsızlığın istikrar olduğu ülkeler. Yani hep kapanan pazarlardan bahsettik, biz nereleri açtık peki?

Mehmet Büyükekşi: Bu sene en çok ihracat yaptığımız ikinci ülke, Irak olacak. Eskiden ilk beş Avrupa ülkeleriydi. Önümüzdeki yıl, Kuzey Avrupa’da işler yoluna girilebilir. Geçen sene bize hep bir eleştiri vardı, Türkiye’nin ekseni kayıyor diye. Biz de, Türkiye’nin ekseni kaymıyor, yörüngesi genişliyor, diyorduk. Şu anda bunun faydasını görüyoruz. O zaman bizi eleştirenler, bizimle aynı şeyi yapmaya başladılar.

Yaprak Özer: Afrika turlarınız da çok eleştirildi. Yakın zamana kadar haritada yerini gösteremeyeceğimiz ülkelerde bir patlama yaşandı. Tabi burada bir göreceli durum var. Daha önce bir şey satmamışız ki büyüsün. Oradan aldığımız gelir herhalde parlak değil…

Mehmet Büyükekşi: Bu pazarlar yeni… keşfedilmemiş pazarlar. Sahra altı ülkeler, Tanzanya ya da Güney Afrika gibi ülkelere bizim gitmemiz lazım. Bugün Fransa, İtalya, İngiltere hep oradalar.

Yaprak Özer: Doğal kaynaklar için oradayız değil mi, yoksa bunlar Müslüman diye mi?

Mehmet Büyükekşi: Hayır, ticarette öyle bir düşüncemiz yok. Biz, dünyanın 240 ülkesine ihracat yapıyoruz. Burada önemli olan şey şu; bu bir politika, Afrika’nın bütün yer altı zenginliklerini ele geçirme gibi bir şey var. Türkiye, bu konuda önemli bir açılım yaptı. Bazı ülkelere ticaret heyetleriyle gittik. Biz oraya yer altı kaynaklarını ele geçirme amacıyla gitmedik. Artık kendimize güvenimiz geldi, bir felaket anında ülkelere gidip yardım edebiliyoruz. Eskisi gibi yardım alan değil, yardım eden bir ülkeyiz.

Yaprak Özer: Hafif bir şımarma da var mı acaba?

Mehmet Büyükekşi: Şımarma gibi bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. Dünyada bu kadar kriz varken, ben 2001 krizini hatırlıyorum. Avrupa’da büyümeler durağan. Yurtdışından insanlar Türkiye’ye iş bulmaya geliyorlar. Bugün THY’de 250’den fazla yabancı pilot çalışıyor.

Yaprak Özer: Bizim pilotlar da gidip bizi şikayet etmiş, ne diyorsunuz?

Mehmet Büyükekşi: Böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu tamamen bir saptırma. Rekabet ile ilgili bir konu; çünkü THY yükselen bir yıldız. Bu konuda bir soruşturma yapılacak mutlaka. Burada şunun altını çizmek istiyorum, biz Türkiye’de Avrupa ile aramızdaki mesafeyi böyle kapatabiliriz. Orada sıkıntılı, durağan bir dönem var; ama biz burada büyüyoruz.

Yaprak Özer: Avrupa’da peşi sıra sıkıntıya giren ülkeler var. Belli başlı sorunları üretim değil, hizmet sektöründe konumlanmaları…

Mehmet Büyükekşi: Biz 74 milyon nüfuslu bir ülkeyiz. Mutlaka üretmemiz lazım. Katma değeri yüksek mallar üretmemiz lazım. Düşük ve orta teknolojiye sahibiz. İhracatımızda da ileri teknoloji ürünlerin payı, sadece yüzde yedi. Bugün Tayvan, Endonezya, Filipinler yüzde 80 gibi bir oranda bu ürünlerin ihracatını yapıyor.

Yaprak Özer: Bizim de böyle bir noktaya gelebilmemiz söz konusu mu?

Mehmet Büyükekşi: Tabi mümkün. 2023 hedeflerimizin içinde var.

Yaprak Özer: Ama geç bile kalındı, değil mi?

Mehmet Büyükekşi: Zararın neresinden dönülürse kardır.

Yaprak Özer: 2023’te katma değerli ürünlerin hangileri öne çıkmış olacak?

Mehmet Büyükekşi: Yeni sektörler var. Bu sektörlerden biri hava taşıtlarıdır. Yenilenebilir enerji, hastane ekipmanları gibi sektörler var.

Yaprak Özer: Otomotivi saymadınız…

Mehmet Büyükekşi: Otomotiv yüksek teknoloji değil. Biz yerli araba markası istiyoruz; ama Türkiye’de beş milyar dolarlık bir ihracat kapasitemiz zaten var. Bunlar zaten önemli. Teşvik sisteminde Türkiye’de şu anda olmayan, yeni mallar için bir sistem istiyoruz. Hangi sektörün neye ihtiyacı varsa, o konuda teşvik verilmesi lazım. Yüksek teknolojiyle ilgili yatırımların özendirilmesi lazım geliyor. Ar-Ge, inovasyon ki geçen hafta inovasyon kongresi yaptık. Dünyadan çok önemli altı kişi getirdik.

Yaprak Özer: Türkiye’nin de bir Google’ı, BMW’si olabilir mi?

Mehmet Büyükekşi: Şimdi, hatırlarsanız, ABD başkan yardımcısı geldi. Bir Steve Jobs neden Türkiye’den çıkmasın, dedi. Türkiye’de gençler teknolojiye çok aşina. Gençler her şeyi takip ediyor. Yeni kuşaklar gelişmelere açık. Bu konuda önemli adımlar atabiliriz.

Yaprak Özer: Siz nereye gidiyorsunuz? Siyasete mi gidiyor yol?

Mehmet Büyükekşi: Şu anda öyle bir niyetim yok. Türkiye’de ihracatı arttırmak, Anadolu’ya yaymak için çalışıyorum. 22 yıl önce daha ilk, ihracatımızı yükselteceğiz derken, Türk konsolosluğunda çalışmış, Bay Esco diye Türkçe bilen birisi var. Biz yıllarca Ruslarla savaş yapmış, ama şimdi biz yeniyoruz, onlara mal satıyoruz dedi. Ben o zamandan beri ihracata çok önem verdim. En az üretimimizin yüzde 30’unu ihraç etmeliyiz. İhracat şu anda büyük bir ekonomik savaş. Bunun için kur savaşları yapılıyor. “Hizmet mi, üretim mi?” demiştiniz. Bence ihracatla büyüyen üretim, her ülkeye büyük bir refah getirir. Yunanistan, İtalya gibi bir krize girmeyiz.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir