İyiler Ne Kadar İyi, Kötüler Ne Kadar Kötü?

Nereden baktığınıza bağlı. Kimi diyecek ki, işi nasıl sunduğunla alakalıdır. Ben de diyeceğim ki, istediğin kadar paran istediğin kadar gücün olsun ortaya koyduğun resim sen değilse, suya yazılmış yazısın.

Okura not, bir Davos yazısını uzaktan yazdığımı ifade ederek söz başlamalıyım. Mümkün. Çok sayıda kaynağa ulaştığınız gibi, orada bulunsanız da anı yakalayıp göremediğiniz ve duyamadığınız bilgilere ayrı ayrı ve defalarca ulaşabiliyorsunuz. Yazmamdaki neden, magazin değil yalnızca. İletişim yönünü aktarmak. İmaj ve itibara yatırımın hem anlık hem sürdürülebilir hallerini göstermek. Haber okur yazarlığına dikkat çekmek. İletişimin bir strateji olduğunun altını çizmek. İletişimin yalnızca demeç vermek, röportaja çıkmak, skandal yaratmak, sosyal medya savaşçılarına güvenerek konuların üzerini örtmek, saklamak, tam tersine parlatıp köpürtmek olmadığını göstermek. Anda ve mekanda varlık göstermenin avatarınız, taklitleriniz ile gölgenizden daha etkili olduğunu anlatmak. Yeri gelmişken; Atatürk filminin ikincisini sinemada izledim. Farklı yönleriyle çok başarılı bir çalışma, deneyimlemenizi öneriyorum. Özellikle Napolyon, Leonard Bernstein, Openheimer gibi tarihe pencere açanları izleyenlere mukayese olanağı sağlayacağından kuşkum yok. Bu fırsattan istifade bir içerik ve iletişim dehası olan Mustafa Kemal’i “iyiler neden iyi” örneği olarak gösterme şansını ıskalamak istemem, bu yazıyı bu gözle değerlendirin lütfen.

İş dünyası temsilcileri, akademisyenler, hayırseverler, influencer da diyebileceğiniz ünlüler… magazin yıldızları… sanat çevreleri yani görünmek kadar görmek isteyen, buluşmak ve konuşmak isteyen, kısacası herkes, bu yıl da Dünya Ekonomik Forumu’nun toplantısında buluştu. Zamana ve paraya kıyıp Davos’a koştu.

İlginçtir, sorsanız Davos’u da kurucusu Klaus Schwap’ı da seven pek bulamazsınız. Herkes ne kadar çürümüş bir organizasyon olduğunu söylese de her sene başarıyla düzenleniyor. Bir yıl öncesinden ajandalara giriyor. Gitmeye de değiyor.

Gerçekleri göz ardı etmeyelim, Davos’un konuk listesinde çok sayıda fiili ve müstakbel otokrat, diktatör, haydut, gaspçı, “sefalet” tüccarı, bozguncu, siyasi parya, oligark özetle aklınıza gelecek herkes var. Aynı gerçekleri görmek adına birçok iyilik sever, aktivist, sosyal girişimci, bilim insanı da var.

“Yok biz evde oturalım!”

Biz küsüz Davos’a. Dünya da bi üzgün bi üzgün; “Türkler bu yıl da yok” diye dizlerini dövüyorlar.

Gitmeye kalkacak olsak, tanıdığımız kimse de kalmadı…

Gittik diyelim bu yıl kimleri görecektik dersiniz; liste dikkatinizi dağıtmasın diye yazının altına aldım, göz atmanızı öneriyorum. Tanıdık ve ilginç isimler ve daha da enteresan olan ilginç kurum ülke isimleriyle karşılaşacaksınız.  Havayı koklamanız için paylaşıyorum. Okumanızı hayatın içinde aldıkları rollere göre yapmanızı öneriyorum.

Yılın teması: “Güvenin yeniden inşası”

Gitmememizin temel nedeni bu olabilir mi? Halk hükümete, birbirine, hükümet halkına… akademi öğrencisine, adalet vatandaşa, vatandaş uçan kuşa güvensiz. Bizim anlamadığımız konulardan biri, “güç” güvenin sonucudur. Kullanmasını da göstermesini de bilmiyoruz. Paraya olan açlığımız gibi güce olan açlığımız gözümüzü kör ediyor. Fakir doğduğumuz için gözümüz aç… itilip kakıldığımız için itibar yerine öfkeyle dost oluyoruz… Yarın yokmuş gibi  tüketiyoruz.

Golden Globe, Emmy, Oscar Töreni neyse Davos da o!

Davos’un bir sosyetesi ve bir magazini var. Onları “kırmızı halı”da salınarak yürüyen güzel, estetikli, renkli, şık… sinema ve dizi oyuncuları, yönetmen ve yapımcıların geçidine benzetebilirsiniz. Davos’takiler o kadar renkli değil, hatta çoğu koyu renk elbise, koltuklarının altına sıkıştırılmış bir dosya ya da elde bond çanta hızlı adımlarla yürüyen tipler. Kısa zamanda çok iş çıkarmak için sabahın köründe görüşmelere başladıklarından göz altı torbalanmış kadınlar… akşam geç saate kadar toplantı yaptıkları için ertesi gün asabi olabilecek erkekler, sabaha kadar çalıştıklarından yüzleri sararmış üst düzey bürokratlar… Hepsi gücünü doğru zamanda, yerde ve dozda kullanmaya çabalıyor.

Davos iyiler ve kötüler diye bölüyor

Kime göre iyi, kime göre kötü?… Girmeyelim bu tartışmaya kayboluruz. “İyi değilsek de kötü de değiliz” diyerek mutlu olmayın. Mesele başka, kötüler listesinde de iyiler listesinde de bulunmamak, yok sayılmak, görünmemek, görülmemek. Kötüye dahi giremeyecek kadar radarın dışında…

“Kötüler”le başlayayım “iyiler”le bitireyim. Kötülerde başı çekenler Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei – Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman – Jared Kushner, Affinity Partners’ın kurucusu – İlham Aliyev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı – Çin Başbakanı Li Qiang – Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame – Slovakya Başbakanı Robert Fico – Macaristan Cumhurbaşkanı Katalin Novák – Kamboçya Başbakanı Hun Manet – Katar Başbakanı Mohammed bin Abdulrahman bin Jassim al-Thani – Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda – Aramco CEO’su Amin Nasser. Tam bir düzine isim. Bu listeyi “okumak” istersek, Avrupa başta olmak üzere dünyanın öyle ya da böyle bir şey talep ettiği ve beklenti içinde olduğu, istediğine ulaşamadığından sorumlu görüp öfkelendiği kişiler bunlar.

Kötü diyorlar davet ediyorlar

Javier Milei Arjantin’in Donald Trump’ı olarak biliniyor. Milei’nin kamu hizmetlerini ve devlet harcamalarını kısma, Arjantin merkez bankasını kapatma ve pesoyu düşürmek gibi yaratıcı  vaatlerini yerine getirmede ne kadar ileri gideceği merak ediliyor. Milei’nin kahramanının Amerikalı gangster Al Capone olduğunu biliyor muydunuz… Klonlanmış İngiliz Mastiff köpeklerini seviyor ama Papa Francis’i sevmiyor, İsa’nın vergi ödemediği söylemiyle dikkat çekiyor, iklim değişikliğini organik bir aldatmaca olarak tanımlıyor.

ABD Bakanı Biden “parya” diye isim taktığı Suudi Prens Muhammed bin Selman’ın bu yıl dev bir ekip eşliğinde katılacağı söyleniyordu, gelmedi. Bu parya her şeyi herkesi satın alabiliyor.

Jared Kushner, resmi olarak Affinity Partners’ın kurucusu ama gerçek titri eski Başkan Donald Trump’ın damadı. Trump il seçim sınavı ve zorlu bölge  Iowa’da seçmeni büyüledi, Orta Doğu’da kurduğu ilişkilerle gücüne güç katan kariyeri ve büyük ölçüde Körfez ülkeleri aracılığıyla finanse edilen serveti konuşuluyor. Allin adlı podcast’te yer alan söyleşisini ilgili olanlara öneriyorum.

İlham Aliyev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı. Sıklıkla otokrat olarak anılıyor. Ülkeyi aile şirketi gibi yönettiğini söyleyenler “gaz gücü” nedeniyle seviyor kendisini. Aliyev de geliyorum deyip gelmeyenlerden.

Çin Başbakanı Li Qiang, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in sadık sağ kolu. Kendisini koronavirüs salgını sırasında Şangay’ın tamamına haftalarca süren acımasız tecrit politikasıyla tanıdık. Ulaşılan kaynaklara göre Çin’in Uygur politikasının mimarlarından. Adına “yeniden eğitim” dediği stratejisi, ilgililere incelemesi için hatırlat olsun.

Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame’ye “Afrika’nın Napolyon’u”diyorlar. Modern Afrika’nın en büyük kalkınma başarı öyküsünü yönettiğini söylüyor, ülkede çok sıkı bir rejim uyguluyor. Davos’un konuk listesinde kalmayı başarıyor. Slovakya Başbakanı Robert Fico dördüncü turunda. Acımasız. Putin dostu. Macaristan Cumhurbaşkanı Katalin Novák ilk kadın ve en genç cumhurbaşkanı. Feminist olacağını düşünürsünüz. Hayır. Sosyal muhafazakâr, kürtaj – eşitlik – feminizm karşıtı hareketin kahramanı.

Kamboçya Başbakanı Hun Manet Batı eğitimli. Modern ve reformcu olarak lanse edildi. Otokrat babadan devraldı, ülkesinde otokrasinin pek çok özelliği sürüyor. Katar Başbakanı Mohammed bin Abdulrahman bin Jassim al-Thani, Basra Körfezi’ndeki 2,6 milyon nüfuslu küçük bir krallık yönetiyor. Rüşvet lobicilik faaliyetleri sporda şike girişimleriyle anılıyor. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda Milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi’nin iktidardan düşürülmesinden sonra ayakta kalan son kişi, Davos’ta Polonya adına konuştuğu izlenimi veremediği söyleniyor. Amin Nasser, Suudi Arabistan devlet petrol ve gaz şirketi Aramco’nun patronu. Aramco, dünyanın en büyük enerji firması. Çevre sivil toplum kuruluşu ClientEarth’ün raporuna göre Aramco, 1965’ten bu yana dünyanın sera gazı emisyonlarının yüzde 4’ünden fazlasını oluşturan en büyük kurumsal kirleticilerden biri.

İyiler, sağlıklı atıştırmalık gibi

Sağlıklı olsa da atıştırmalığın kızarmışı, tuzlusu, acısı ve zararlısı daha lezzetlidir kabul edelim… Davos’un ‘iyilikseverleri’ iklim değişikliğine, yoksulluğa, salgın hastalıklara ya da toplumsal sosyal diğer sorun ve konulara karşı mücadele bayrağı açmış, bulundukları her ortama itibar, girdikleri fotoğrafa pozitif renk katan kabaca dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan ve etki alanı geniş kişilerden oluşuyor. Açılış konuşmalarını, kapanış seremonilerini onlarla yapmak, toplumun ruhuna iyi geldiğinden organizatörlerin iştahını coşturuyor. Davos iyi arasına kötüyü sandviç gibi sunmakta mahir.

2024’ün “Top 10” listesi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy, ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore, Açık Toplum Vakıfları başkanı Alexander Soros, Sürgündeki Belaruslu muhalif lider Sviatlana Tsikhanouskaya, Şarkıcı Angélique Kidjo, Bill & Melinda Gates Vakfı’nın eş başkanı Bill Gates, Korumacı Jane Goodall, Fortescue Yönetim Kurulu Başkanı Andrew ‘Twiggy’ Forrest “iyi” isimlerden…

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy, Avrupa’nın sevgilisi. Yerinde başkası olsa çoktan kara listedeydi. Sahnede komedyendi, savaş kahramanı lider oldu. Aslında baktığınız yere bağlı olsa da kanlı bir bilançonun mimarlarından. Ukrayna’ya para ve silah temin etmek üzere gelişen başarılı kariyeri, rakibi Netanyahu’nun gölgesine düşse de seviliyor.

ABD Eski Başkan Yardımcısı Al Gore, ABD Yüksek Mahkemesi’nin Cumhuriyetçi George W. Bush’u seçim galibi ilan ettiği meşhur 2000 Başkanlık Seçimi sonrasında yaptığı konuşmasında halkı sisteme ve kuruma güvenmeye çağıracak kadar itidalli ve etik. Çevre aktivisti olarak Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü, 2007’de Time Yılın Kişisi ikincisi ilan edildi.

Alexander Soros, Açık Toplum Vakıfları başkanı. Vakıf kurucusu Macar asıllı milyarder yatırımcı George Soros, dünyanın dört bir yanındaki sivil toplum kurumlarını destekliyor, sağın kasası da denebilir. Bazılarına göre dünyanın başına gelen en kötü şey, bazılarına göre en iyi. Sürgündeki Belaruslu muhalif lider Sviatlana Tsikhanouskaya, Belarus lideri Alexander Lukashenko’yu devirmek, ondan hesap sormak ve Belarus’ta demokrasi dönemini başlatmak istiyor. Muhalif aktivist kocası Siarhei Tsikhanouski, Lukashenko’ya karşı aday olduğu için 2020’den beri hapiste.

Angélique Kidjo, Benin’de doğmuş şarkıcı-söz yazarı, 1980’lerde ülkesindeki darbe ve siyasi krizin ardından yerleştiği Paris’te üne kavuşmuş. Afrobeat ve reggae türlerini harmanlayan albümleriyle beş kez Grammy ödülü kazandı. 2002’de UNICEF iyi niyet elçisi olarak atanıp Afrika’yı turladı, kadın ve kız çocuklarını savundu. İnsani yardım çabaları nedeniyle WEF 2015 yılında kendisine Kristal Ödül verdi.

Bill Gates, Bill & Melinda Gates Vakfı’nın eş başkanı dünyanın en zengin insanlarından biri, sağlık, enerji, iklim ve eğitim alanlarındaki eşitsizlikle mücadele etmek için destek veriyor.

Korumacı Jane Goodall şempanze uzmanı. 60 yıldır mücadele veriyor. Şempanzeleri korumak için Jane Goodall Enstitüsü’nü ve Roots & Shoots programını kurdu. BM barış elçisi seçildi ve Dünya Gelecek Konseyi’nin onursal üyesi.

Fortescue Yönetim Kurulu Başkanı Andrew ‘Twiggy’ Forrest’ın kişisel serveti Malta’nın gayri safi yurt içi hasılasından daha büyük. Batı Avustralya’nın ücra çöllerinde demir cevheri çıkarıp Çin’e sevk eden Fortescue; Avustralya’da bilinen adıyla “Twiggy” sıradan bir maden patronu değil. Yenilenebilir enerjiye, özellikle de yeşil hidrojene yatırım yapıyor.

İşte size iyi ve kötü listesi. Tanımadıklarınızı hemen “Google”layın bakalım. İyiler ne kadar iyi, kötüler ne kadar kötü… Bu dünya kafası karışık bir yer.

Davos misafirlerine bakalım:

Açık Toplum Vakıfları Başkanı Alexander Soros,  İsveç eski Başbakanı Carl Bildt, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Katar Başbakanı Mohammed bin Abdulrahman bin Jassim al-Thani, Bridgewater’dan Bob Prince, Scale AI CEO’su Alexandr Wang, Afrika Futbol Konfederasyonu Başkanı Patrice Motsepe, İngiltere gizli istihbarat servisi MI6 şefi Richard Moore, Ekvator Dışişleri Bakanı Gabriela Sommerfeld, Porsche şefi Oliver Blume, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un danışmanı Jörg Kukies, İngiliz Bakan Jonathan Reynolds, Sony Strateji Direktörü Toshimoto Mitomo, Peru Dış Ticaret ve Turizm Bakanı Juan Carlos Mathews, Togo Dijital Ekonomi ve Dönüşüm Bakanı Cina Lawson… Hollanda Kraliçesi Máxima, Meta’nın Küresel İş Grubu Başkanı Nicola Mendelsohn, SOC Films’in direktörü ve kurucusu Sharmeen Obaid-Chinoy, Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu Komiseri Caroline D. Pham, Hong Kong Exchanges and Clearing Ltd Başkanı Laura Cha, Birleşik Krallık Gölge Maliye Bakanı Rachel Reeves, Angola Maliye Bakanı Vera Daves De Sousa, avukat Cherie Blair, Brezilya Çevre Bakanı Marina Silva, Finsbury Personel Şefi Dan Gieve, ABD’nin İsviçre Büyükelçisi Scott C. Miller, Bloomberg’den Jean-Paul Zammit, Karen Saltser ve David Merritt… Ünlü şef Zanele Van Zyl, SAB’den Zoleka Lisa, Güney Afrika Maliye Bakanı Enoch Godongwana, Covington’dan Maree Gallagher ve Mosa Mkhize, AB inBev’den John Blood ve Andres Peñate.  ABD Senatörü Chris Coons, Financial Times ABD Genel Yayın Yönetmeni ve King’s College Cambridge Provost’u Gillian Tett, Anthony Scaramucci, Mubadala’dan Brian Lott, Cloudflare CEO’su Matthew Prince, SkyCell CEO’su Richard Ettl, Wall Street Journal’dan Charles Forelle, Teneo şefi Paul Keary, Guidewheel patronu Lauren Dunford, Laura Poppick, Salesforce’tan Kendall Collins… EY Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Carmine Di Sibio, EY CEO’su seçilen Janet Truncale, Forbes Başkan Yardımcısı Moira Forbes, Salesforce CEO’su Marc Benioff, Alphabet’ten Ruth Porat, Palo Alto Networks CEO’su Nikesh Arora, COP26 Başkanı Alok Sharma, Octopus Energy CEO’su Greg Jackson ve daha niceleri…

Listeyi yayın grubu Politico’dan aldım. Katılım konfirmasyonu verip katılmayan da var aralarında…

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir