İletişim özgürleştiriyor. Teknoloji özgürleştiriyor.
İçinde yaşadığımız dünyayı giderek daha çok seviyorum. Aslında eskisinden daha fazla endişelerim var, korkularım var… Eskisinden daha fazla çalışıyor, çabalıyorum.
Her şey eskisinden daha çabuk eskiyor. Her şey eskiden hiç olmadığı kadar kaotik. Ama ben bu dünyayı seviyorum. Aynı anda birkaç iş yapmayı, aynı anda birkaç kişiyi, birden fazla işi düşünmeyi, aynı anda birden fazla organizasyon yapmayı, aynı anda birden fazla… Ve anında…
Bir başka deyişle “hemen şimdi” durumunu seviyorum.
Anında görüntü bir harika.
Skype’dan Kadın Merkezi (KAMER) Diyarbakır ofisinde çalışan kadınlarla sohbet ettim. Geri dönüşümden elde ettikleri malzemeyle çanta üretiyorlar. Ürettikleri çantaları- ki bunlar şık portföyler, renkli plaj çantaları, pazar fileleri- satıyorlar. Daha fazla satmak, bunun için kendilerini daha fazla duyurmak istiyorlar. Nasıl pazarlama yapacaklarını soruyorlar. Kalite konusunda sorunları olduğunu ifade ediyorlar. Kalite üzerinde çok kafa yoruyorlar ve çantalarında belli bir noktaya geldiklerini söylüyorlar. Tasarımda endişeleri var. Tasarımda nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini merak ediyorlar.
Tasarım, pazarlama, seri üretim, kalite konularında Skype üzerinden tanıştığım kadınlarla sohbet ediyorum. Deneyim paylaşıyoruz. Küçük büyük tüyolar gidip geliyor aramızda.
Onlar benden bir şeyler öğrendikleri için mutlu. Tam olarak ne öğretmiş olduğumu bilemesem de onların mutlu olmasından mutluyum. Onlar bu diyaloğun tek taraflı olduğunu düşünüyor. Ben söylüyorum, onlar dinliyormuş durumu varmış gibi. Gerçekten mış gibi. Çünkü asıl öğrenen benim.
Diyorlar ki; girişim sorunumuz yok, iş kurmaya heves etmek ve kurmak konusunda bir derdimiz yok. İşi biraz büyütünce çeşitli soru işaretleri ve sorunlarla karşılaşıyoruz. “Acaba” dediğimiz sorular var.
Dikkat edin, kadının cesareti erkekten fazla. İnandığı konuya girmek için icazet beklemiyor. Hop dalıyor. Diyecesiniz ki çok başarılı, çok büyük şirket sahibi kadın neden yok ortalarda. Kadınların büyük olmak derdi erkekler kadar gelişmiş değil. Benim fikrim, katılmayabilirsiniz. Onlar inandıklarını yapmakta başarılı. Başarısız tarafları yok mu, teferruatta boğulabiliyorlar. Bun da benim fikrim, katılmayabilirsiniz. Bir de büyümek adına risk almaktan korkuyorlar. Ben cesur kadınların korkak olduklarını düşünmüyorum. Onlar kaybedecekleri adına korkuyorlar. Neden erkekler korkmaz? Biraz yapı olsa gerek, bir de battıklarında bile arkalarında toparlayacak bir kadın var.
Bunları Diyarbakır’lı kadınlardan mı öğrendim? Teyit ettiler doğru, öğrendim mi, hayır. Ama ilk kez bazı konuları onlarla sesli düşündüm, öğrendim.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?