Yaprak Özer: Hayatınızı sıfırladınız diyebilir miyiz?
Ersin Pamuksüzer: Sıfırlama da diyebiliriz ama benim inancım her insan kariyerine her 2-3 senede bir yeni bir havalandırma yapması lazım, bir hava değişikliği yapması lazım. Ben kendi çalıştığım dönemlerde bunu işimin içinde yapardım. Bir işi yaparken ya işin şeklini değiştirirdim ya içeriğini değiştirirdim ya kapsamını bir şekilde değiştirirdim. Bir süre sonra rutin hala geliyor, insan bir süre sonra aynı mektubu yüzüncü kez yazıyormuş gibi oluyor. Bir noktadan sonra diyorsunuz ki ben bu mektubu artık yazmak istemiyorum.
Yaprak Özer: İş dünyası aslında sizi Ericsson’dan tanıyor. Orada hızla yükseldiniz. Ericsson’dan sonra sizi Turkcell’in yönetim kurulunda gördük. 2002 yılında “iyi yaşamak için” kafa yormaya başlamışsınız. Bu nasıl bir kafa yormadır tarif eder misiniz?
Ersin Pamuksüzer: 2002 yılında ben az önce bahsettiğim bu kitabın sonuna gelmiştim. Sonra dedim ki ben kendime yeni bir düzen kurayım. Sonra da hiç bilmeden bir arkadaşımın tavsiyesiyle Taylan’da vücut temizliği kürüne gittim. Orada bir şeyle çalıştım. Tam bir yönetici olmayayım, günde 8-9 saat çalışmayayım ama yönetim kurulunda yer alayım. Yine Telekom mecralar gibi şeylerle uğraşayım. Fakat gittiğim yerde kendimin ta kendisiyle tanıştım. Yani vücudumla, zihnimle, nefesimle tanıştım. İki sene falan bunlarla uğraşınca karar verdim. 2002 de ben Ericsson’u terk etmiştim, profesyonelliği bırakmıştım. 2002’den sonra “iyi” yaşamaya başladım.
Yaprak Özer: İyi yaşamak nedir?
Ersin Pamuksüzer: Her insan belirli bir enerji ve hayat kalitesiyle doğuyor. Çocuklar her şeyi yaparken zaman çocukları bizim halimize getiriyor. Enerji seviyesi oldukça düşük, sıkıntılı yapılar haline dönüşüyoruz. İyi yaşamak doğum sırasında elde ettiğimiz enerjiyi ömür boyu korumaktır. Ölmeden bir gün önce sen hala sörf yapabiliyorsan, kendi arabanı sürebiliyorsan; yaş 100 olabilir 105 olabilir iyi yaşıyorsun demektir.
Yaprak Özer: Sizinle yıllar önce röportaj yaptığımızda görüntü itibariyle yine sanki böyle çok enerjik çok mutlu bir kişiydiniz. Ne değişti?
Ersin Pamuksüzer: O zaman benim itici gücüm beynimin mutluluğuydu. Ben her gün beynimi mutlu etmek için o zamanın masa üstü kılıçlarını donanıp savaşa giderdim ve vücuttan keyif alma seviyem problem çözdükçe artardı. Ama şimdi öyle değil, şimdi keyif almayı ben bütün vücudumun her yanına yayarak yapıyorum. Kısaca o zamanki itici güç senin oradaki savaş mücadelen bugünkü itici güç ise hayattaki keyif ve enerji miktarım. İkisinin arasında ki fark anlatmakla olmuyor yaşamak lazım.
Yaprak Özer: Hiç korkmadınız mı yeni bir hayata yelken açıyorum sever miyim sevmez miyim diye?
Ersin Pamuksüzer: 46 yaşında ben yönümü değiştirdim.
Yaprak Özer: Yine ciddi bir işletme var.
Ersin Pamuksüzer: Yeni dünyam nasıl diye sorarsan yeni dünyamda ajandamı yüzde 100 ben yapıyorum. İstediğim zaman istediğim toplantıyı yaparım istediğim zaman istediğim tatili yaparım ve istediğim kadar çalışırım.
Yaprak Özer: Ne kadar çalışıyorsunuz, yeni dünyanızda yine çok çalışıyorsunuz ben onu anlıyorum.
Ersin Pamuksüzer: Benim şirketimin adı Keyifli İşler. Keyifli işleri yapıyorum eğer keyifliyse. Bundan sonra yapacağım işler benim yaşamımın bir parçasıyla yapacağım işler, yoksa ajandama girmeyen işler. Biz yaşam tarzı şirket diyoruz. 360 derece yaşamı çerçeveleyen bir şirket. Buna biz arınmayla başladık, detox dediğimiz faaliyetle. Fakat bu 1-2 hafta alıyordu. Peki geri kalan 50 hafta ne olacak. Onlara şehir merkezinde hatırlatacak bir yer kurduk.
Yaprak Özer: Şirketinizde kaç kişi var?
Ersin Pamuksüzer: Toplam herhalde 200 kişi vardır.
Yaprak Özer: Peki başarının sırrı ne, bırakıp tekrar başarılı olmanın sırrı ne?
Ersin Pamuksüzer: Birlikte yaşadığımız maceraların içinde başarı trendleri okuyabilmek. Bunlar yaşam tarzı, insanların yüzde 93’ü yaşam tarzlarını yanlış uyguladıkları için ölüyorlar. Sağlıkla ilgili her alanın kökeninde yanlış yaşam yatıyor. yüzde 50’si yiyecek içecek, ortam vs. yüzde 50’si de düşünce.
Yaprak Özer: Sizin başarınızın en büyük nedeni bence trendi yakalamak, değil mi? Geçmişteki çalışmalarınıza baktığımda da telekomünikasyon o dönemin trendiydi, sonra servis sağlayıcılar geldi, şimdi sağlıklı yaşam geliyor…
Ersin Pamuksüzer: Trendi yakalamak lazım, trendin çok üzerine çıkınca da paran yetmesi lazım. Tam ucu ucuna yakalamaya çalışırsan az para harcayarak iş yapacaksın. Eğer tam zamanıysa işin gereğini yapabilirsin. Kısacası bazı durumlarda ne yapıyoruz seneler önce işe girişiyoruz ama paramız bitiyor. Gün geldiğinde biz işten dışarı çıkmış oluyoruz. Bizim hikayemiz de zamanında girip nefesimizi tutup gün geldiğinde de orada başarılı olmak.
Yaprak Özer: En yakın proje ne şu anda?
Ersin Pamuksüzer: Şu anda 2 tane projemiz var. Bir tanesi Avrupa kökenli özellikle Türkiye ve İngiltere’den başlıyoruz. Sağlıklı snack ler dediğimiz yani ıspanaktan cips yapıyoruz gibi. Fazla istihdam yaratmaz ama ciro yaratır. Bu işler fabrikaya girdiği zaman öyle büyük istihdam yaratmıyor. Ama ingiltere’yi buradan besleyeceğiz. Oradaki ilişkilerimizi çok iyi bir marka yarattık, o markanın adı altında satıyoruz. Saf restoranımız bugün mesela dünyanın en iyi restoranıyla aynı değerde. Bu markayı da paraya dönüştürmek için de saf adı altında ürünler satıyoruz. Diğer bir proje ise hastalık öncesi, şu anda beni en rahatsız eden şey etrafımdaki insanların kanser olması, kalp rahatsızlığı olması. Bunlar da o kadar gereksiz hastalıklar ki biz şimdi hastalık öncesi, hastalık sırası ve hastalık sonrası yaşamı kolay yaşayabilecek ortamlar yaratan bir dünya yaratmak istiyoruz. Bunun tüm alt birimleri bizde. Bunun için bir yatırım peşindeyiz. Yeni ortaklar arıyoruz. Bilgi ve sermaye ortakları.
