Lider İletişimi: Ölümden Sonra Planınız Var Mı?

Diplomasi bir iletişim becerisi, arkasında büyük ekiplerin bulunduğu platform. Liderler kendilerini hazır hissettiklerinde ve yaptıkları muhasebeden çıkan sonuca göre imzalarını sakınmadan atarken, doğaldır ki, bilgi-görgü-temkin-erdem gibi donanımla hareket edenler kuşaklar boyunca anılırlar. Lider görüşlerinin herkesçe benimsenmesi gibi bir kural söz konusu değil. Ama “itibar” anılmak isteyen her lider için önemli bir kriter. Bu yazı coğrafya bağımsız örneklerden oluşuyor, güncel gelişmelerle tarih arasından zik zak yaparak okumanız dileğiyle.

Henry Kissinger

Henry Kissinger 100 yaşında öldü. Son nefesine kadar çalıştı, yazdı ve konuştu daha da ileri gitti; diplomasi turlarına bile çıktı. Çin ile ABD arabuluculuğu için 3 saat Çin lideri Xi ile bizzat görüştü.

Dünyamız bu kadar mı aciz ki, “2023’de 100 yaşında birinden umut besliyoruz” diyebilirsiniz. Konu lider olarak anda kalabilmek, talep görmek, değer verilmek.

Ölüm haberi ajanslara düştüğünde şaşırttı; kuru kuru “…Danışmanlık firmasının yaptığı açıklamaya göre ABD Dışişleri eski Bakanlarından Henry Kissinger, evinde 100 yaşında hayata veda etti…” diyen replik tekrarlandı. Tabii ki, kronolojik biyografisi hemen servise kondu. Kısa bir süre sonra beklendiği gibi “kral çıplak” haberleri başladı. Okuduğum ilk cesur makale Huffington Post tarafından servis edildi. Yüzyılın savaş suçlusuna dair iyi yazılmış bir öyküydü. “masum değildi” yazıları yanı sıra ve hatta hatta aynı platformlarda Kissinger’a dair siyasi analizler ve çarpıcı güncel görüşler, övgüler de yayınlandı.

Kissinger yalnızca “mekik diplomasi”si hediye eden bir eski dışişleri bakanı değil, resmi görevden ayrıldıktan sonra yapay zeka – küreselleşme – kapitalizm gibi farklı alanlarda güncel ve yaratıcı görüşleriyle dikkat çeken etkili biriydi. Hepimize “Küllerinden Doğmak Nedir?” dersi verebilir. Kissinger görevden ayrıldıktan sonra bıraktığı dünya tepişmeye devam etti, o da mütevazı olmayan danışmanlıklara devam etti. Sürdürülebilir olmakla değerlendirmek gerekir.

Onları biz lider yapıyoruz

HuffingtonPost derlemesinde dikkat çeken noktalar;

“…Kissinger, Amerikan dış politika sisteminin başında bulunduğu süre boyunca, 1971 yılında Bengal halkına karşı acımasız bir baskı uygulayan Pakistan’a yasa dışı silah satışını yönetti. Şili’de demokratik yollarla seçilmiş sosyalist hükümeti deviren 1973 askeri darbesini destekledi, Endonezya’nın 1975’te Doğu Timor’u işgal etmesine önayak oldu ve 1976’da muhaliflere ve solculara karşı “kirli savaş” başlatan Arjantin’in baskıcı askeri diktatörlüğünü destekledi. Ford yönetimi sırasındaki politikaları da başta Angola olmak üzere Afrika’daki iç savaşları körükledi…” tespitini takiben Kissinger’ın bu yanlışlar için asla pişmanlık göstermediğini birkaç kez yineliyor. Ve daha da ileri gidip bunlar için hiçbir zaman gerçek bir bedel ödemediğini söylüyor.

ABD yönetiminden Kissinger’ın sebep olduğu tarih dilimine ilişkin özür dilemeye yaklaşan tek Başkan olan Obama, 2016’daki Arjantin ziyaretinde, ABD’nin “kirli savaş”taki rolünden duyduğu pişmanlığı ifade ederek “ülkesinin geçmişini gözden geçirmeli” dedi. Bu söylemden birkaç ay sonra Kissinger’a devlet ödülü verdi.

Güç nihai afrodizyak

Heinz Alfred Kissinger olarak 1923’te Bavyera’da doğan ABD’ye göç edip adını Henry olarak değiştiren Kissinger pek çok lider gibi geçmiş travmalarıyla önce görüşlerini sonra yaşamımızı şekillendirdi. Vanderbilt Üniversitesi’nden tarihçi Thomas A. Schwartz, Kissinger’ın çocukluk deneyiminden kalan güvensizliğinin, paranoyasının ve eleştiriye karşı hassasiyetinin ileride “güç”ün hem yaşamda hem de uluslararası ilişkilerde her şey olduğu duygusuyla hareket etmesine neden olduğunu söylüyor. Kissinger için gücün tarifi: “güç, nihai afrodizyaktır.”

Yaşdaşları ölmüş ya da emekli olmuşken geçen yaz Biden yönetimine mesaj göndermek isteyen Çin hükümetinin 100 yaşında ve 46 yıl önce hükümetten ayrılmış birini araması, eski başkanlardan hiçbirinin Kissinger etkisine sahip olmadığını göstermiyor mu?  Ve liderlerin unutulmaz özelliği Makyavelist olmak. Donald J. Trump’a danışmanlık vermiş, örneğin Alman yetkililere damat Jared Kushner ile görüşmelerini tavsiye etmiş.

Kissinger, 21 kitap ve pek çok makalenin yazarı. Liderlik, konuşmak, poz vermek değil… üretmek. Üretmek için beğenelim beğenmeyelim kişinin kendi felsefesi olması gerekiyor. Ve o felsefe için iyi eğitim ve bitmeyen öğrenme iştahı. Söylemeden geçemezdim; itibar kişiyle hem fikir olsak da olmasak da saygı unsuruyla göbek bağı olan bir durum.

Boris Johnson

Günümüz popüler liderlerle dolu. Bunlardan bir tanesi de Türk kamuoyunda tanınan İngiliz eski Başbakanı Boris Johnson. Birkaç örnek arasında kendisini seçmemdeki neden bir başbakanlık koltuğunu eğlenceye düşkünlüğü ve disiplinsiz çalışma şekliyle kaybetmiş olması… Johnson tam bir yıldır bu hafta göğüslediği sorgulama seanslarına hazırlık yapıyor. Ne büyük bir zaman ve para kaybı!…

Covid-19 salgını sırasında ciddiyetten uzak bulunan davranışları ve halktan istediği fedakarlığı kendisinin gösterememesi nedeniyle pandemi sırasında ölenlerin aileleri eski başbakanın hesap vermesini istiyor. Tekrar dosyalar açılıyor ve ortaya dökülen konuların başında bir lider konuşmasında yer alan kariyer tüketen cümleler yer alıyor… Örneğin,  “…cesetlerin üst üste yığılmasına izin vermeye…” istekli olduğunu ifade etmesi ya da  “…yaşlıların kaderlerini kabul etmelerine ve gençlerin hayata devam etmelerine ve ekonominin devam etmesine izin vermelerine takıntılı olduğunu…” söylemesi hatta “…her şeyin acınası olduğunu ve Covid’in sadece doğanın yaşlı insanlarla başa çıkma yolu olduğunu…” düşüncesini dillendirmesi gibi!

Volodymyr Zelensky

Uzun bir süredir devam eden bir başka savaşın yarattığı lider olarak evlerimize kadar giren Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky’nin AP ajansına verdiği söyleşi gereksiz olduğu kadar cömert ve riskli ifadelerle dolu.

Karşı taarruzun sonuçlarından memnun olup olmadığı sorulduğunda “…geri adım atmıyoruz, memnunum. İnsan kaybediyoruz, memnun değilim. İstediğimiz tüm silahları alamadık, memnun olamasam da şikayet edemem…” dedikten sonra İsrail-Hamas savaşının Ukrayna’daki çatışmayı gölgelemesinden korktuğunu, rekabet halindeki siyasi gündemlerin ve sınırlı kaynakların Kiev’e yönelik Batı’dan gelen askeri yardım akışını riske attığını söylemesini, “talihsiz” diye yorumlamak istiyorum.

Bildiğimiz üzere on milyarlarca dolarlık Batı askeri yardımıyla desteklenen ve merakla beklenen karşı saldırı, beklenen ilerlemeyi sağlayamadı. Mühimmat stokları azalıyor Ukrayna’nın savaş alanındaki operasyonları durabilir deniyor… O kadar insan neden öldü?

“Daha hızlı sonuç almak istiyorduk. Bu açıdan bakıldığında maalesef istediğimiz sonuçları elde edemedik. Bu da bir gerçek” diyen Zelensky; “…İstenilen sonuçlara daha hızlı ulaşmak için yeterli güç yok. Ancak bu vazgeçmemiz, teslim olmamız gerektiği anlamına gelmiyor,” diyor.

Bireysel olarak da teslim olmaya niyetli olmadığını anlıyoruz. Savaş lideri de olsa konumunu sevmiş. Zelensky, Mart ayında yapılması planlanan devlet başkanlığı seçimlerinin sorulması üzerine, halkın savaş sürerken oylamanın “tehlikeli ve anlamsız” olacağına inandığına dikkat çekip, liderliği bırakmayacağını ifade etmiş. Haberi yazan gazeteci şu soruyla noktalıyor; “Zelensky daha ne kadar savaş halindeki bir ülkenin lideri olmaya dayanabilir?”

Sultan El Cabir

Ve son güncel örneğim, Sultan El Cabir’in yorumları. Birleşmiş Milletler’in COP28 iklim müzakerelerini yürüten Birleşik Arap Emirlikleri petrol devinin başındaki Prens, Sultan El Cabir.  Konferans açılışında dünya basınıyla başarılı olduğu söylenemeyecek bir basın buluşması yaşadı. Zamanını, fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına ilişkin çelişkili açıklamalarını haberleştiren medyayı eleştirmekle geçirmesi, amatör olduğu kadar öfke kontrolüyle ve gereksiz duygusallıkla ilişkilendirilebilir. Ham petrol ve doğal gaz üretimini arttırmayı planlayan bir devletin enerji şirketini yönetmesi, aktivistlerin arayıp da bulamadığı bir fırsat!  Yedi şeyhlikten oluşan “otokratik” olarak tanımlanan bir federasyon Birleşik Arap Emirlikleri. Dünyanın en önemli konularından birine hatta ta kendisine ev sahipliği yapıyor. Medya önceden de beklendiği üzere son anda çeşitli bombaları arka arakaya patlattı.

El Cabir, “Fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasını istiyorsunuz, dünyayı mağaralara geri götürmek mi istiyorsunuz?” diye sorunca BM Çevre Programı İcra Direktörü Inger Andersen, Kenya’da güneş enerjisi ve yerel elektrik idaresinden alınan temiz elektrikle yaşadığını ifade ederek “Bir mağarada yaşamıyorum. Tüm söyleyebileceğim bu.” diye medya önünde karşılık verdi.

Dünya medyası, “fosil yakıtların ikim krizinin nedeni olduğunu ifade eden bir bilim yok” diyen sözlerini bol bol alıntılarken, ABD eski başkan yardımcısı Al Gore, El Cabir’i “dünyanın en büyük ve birçok ölçüye göre en kirli petrol şirketlerinden birinin CEO’su” olarak nitelendirdi.

Güzel Bir Liderlik Örneği

Liderlik ve iletişim tek bir disiplinle anılamaz. Eminim pek çoğumuzun eleştirilerinden nasibini alan ABD eski Başkanı Barack Obama’nın iletişim çabalarından örnek vermek isterim. Dünyanın farklı coğrafyalarında gündemde kalmanın formülünü iyi bilen bir lider Obama. Geçtiğimiz yıl bakış açısını şekillendirmeye yardımcı olan kitap, makale ve podcast’leri öneileri yaparak paylaşmak istemiş. Bu liste, yapay zekanın yarattığı tehditler, fırsatlar ve zorluklar hakkında çeşitli bakış açıları ve nasıl yanıt verileceğine dair bazı düşünceli fikirler sunuyor.

Ve Benden;

Ayşe Zarakol, Cambridge Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Çalışmalar Bölümü’nde görev yapıyor. Zarakol’un “Batı’dan Önce” adlı çalışması Batı tarafından şekillendirilen modern dünya düzeninden çok önce, Doğu’nun büyük imparatorluklarının kendi dünya düzenlerini oluşturduklarını göstererek akademik uluslararası ilişkilerin temel varsayımlarını alt üst ediyor. Kitap, büyük güçlerin yükselişini ve düşüşünü maddi terimlerle incelemek yerine, dünya düzeninin özneler arası anlayışına odaklanmayı teşvik ediyor. Dünya savaşlarla kavrulurken, liderler birbiriyle savaşa tutuşurken, farklı bir perspektifle iyi bir okuma önerisi olduğundan kuşkum yok.

2024’te aklı selim politikalar, ölümden sonrasını düşünen liderlerin göreve gelmesini diliyorum.

Dileyene bazı kaynaklar:

https://www.economist.com/leaders/2023/11/30/what-does-henry-kissingers-diplomacy-have-to-teach-the-world?utm_content=article-link-1&etear=nl_today_1&utm_campaign=r.the-economist-today&utm_medium=email.internal-newsletter.np&utm_source=salesforce-marketing-cloud&utm_term=11/30/2023&utm_id=1832030

 

https://apnews.com/article/zelenskyy-ukraine-russia-war-interview-winter-75f1f785b17452fc23819d459e6ab64b

 

https://www.nytimes.com/2023/11/30/us/politics/kissinger-diplomatic-longevity.html?smid=nytcore-ios-share&referringSource=articleShare

 

https://www.theglobalist.com/powerful-or-powerless-globalization/

 

https://www.huffpost.com/entry/henry-kissinger-dies_n_6376933ae4b0afce046cb44f

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir