Avrupa Futbol Şampiyonası böyle son buldu. Ne demekse! Kupayı kazanan ülke ekonomisinde ortalama binde 5 – 7 büyüme yaşanıyor. EURO 2008, Avrupa ekonomisine yaklaşık 1.4 milyar Euro katkı sağladı. Türkiye’nin oynadığı her bir maçın değeri 42 milyon Euro. En kazançlı maçların potansiyel geliri maç başına 49-56 milyon Euro arasında.
Turnuvanın elektronikten tekstile, medyadan iletişim sektörüne kadar Türkiye ekonomisine 250-300 milyon Euro’luk katkı sağlamış olduğu tahmin ediliyor. Milli takım sponsorluk gelirini 15 milyon Dolar’a ulaştırmış olmalı. Forma, bayrak ve diğer logolu ürünlerin satışından tekstil sektörüne yaklaşık 70 milyon Dolar gibi kısa süreli bir katkı sağlayabileceği hesaplanıyor. Plazma ve LCD televizyon, uydu sistemleri, mobil cep telefon satışlarının ortalama 100 milyon Dolar civarında olduğu varsayılıyor.
Spor ülke tanıtımı için de bulunmaz bir nimet. 200 ülkede, televizyonlardan canlı olarak yayınlanan Euro 2008’de her maçı 150 milyon kişi izliyor. Cumhurbaşkanına göre bizi dünyanın tüm mazlumları izliyor ve destekliyor. Nedense!… Türkiye, mazlum olmayan coğrafya basınında alayla karışık mazlumu oynuyor:
“Türklere karşı kazanmak isteyen takım kesinlikle ilk golü atmamalı.”
“Türkler futbolda gol yemeden, gol atmanın mümkün olduğuna inanmıyorlar.”
“Türkler, maç boyunca oynamadıkları için, son dakikalarda rakiplerine göre çok daha enerjili ve dinamik oluyorlar.”
Madem bu kadar etkili bu kadar güçlü ve bu denli büyük bir ekonomi, futbola bir de yönetim ve insan kaynakları açısından baksam ne bulurum dedim. Şaşalı değil! İmparator Fatih Terim ortaokul mezunu. Milli Takım oyuncularından Servet, Semih ve Uğur Boral bu yıl üniversite sınavına girdiler. 2005 yılında yapılmış bir araştırmanın sonuçlarına göre Süper forma giyen 442 oyuncunun 40’ı üniversite mezunu, 44’ü de yüksek öğrenimine devam ediyor. Süper Lig’de hiç ortaokula başlamamış oyuncu sayısı sekiz.
Büyük ekonomi yaratan büyük ekonomiye sahip takımlar nasıl yönetiliyor diye baktım. Milan örneği ilginç geldi. Klasik yöntemle futbolcu transferine büyük para harcasalar da, kulüp futbolcuların performanslarını incelemek üzere bir Biyomedikal Araştırma Laboratuvarı kurmuş. Her futbolcu için 60 bin ayrı veri derleniyor. Sadece sıçrama becerileri üzerine 200 veri hazırlanıyor. Teknik direktör en uygun kadroyu bu bilgiye göre sahaya sürüyor. Amerikan futbol takımı New England Patriots da yeni yetenek keşfinde ders verebilecek deneyime sahip. Takıma oyuncu seçerken İK kriterlerine uyan yetenekler küçük yaşta tespit ediliyor. Yıllar içinde gelişim gösteren potansiyel adaylar takıma alınıyor.
Türkiye Almanya’ya yenilince manşetlerde, “kaybettik ama başımız dik”, “Almanlar maçı biz alkışları aldık” anafikrinde başlık ve yorumlar yer aldı. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Hem maçı hem de alkışı alabilirdik. Bu oyunda top yuvarlak, ama iş yapış şekli köşeli. Başarılı olanlar bu işi bilime dayanarak yönetiyor. Biz Türklerin hayata bakışı “top yuvarlıktır” şeklinde olunca, tesadüfen, gittiği kadar, rüzgarın savurduğu yerde, imparatorun peşinde… Mucizeler bizim ülkede hala mümkün! Ben bu yazıyı Türkiye-Almanya maçından önce yazdım. O yuvarlak top bize galibiyet getirirse de diye bir gün beklettim. Yuvarlak top yazıyı yuvarlamam için bir gerekçe yaratmadı.
Kaynakça: Accenture Information Management Services; MasterCard Araştırma Birimi; Emniyet Müdürlüğü; Türkiye İstatistik Kurumu; UEFA; Hürriyet; Milliyet; Futbol Federasyonu Yayınları
UNUTMAYIN, UNUTTURMAYIN!
Milli Takım’ın Hırvatistan’la oynadığı maç sonrası havaya açılan ateş sonucu 11 kişi, Çek Cumhuriyeti’ni 3-2 yendikten sonra 5 kişi yaralandı. Avrupa Futbol Şampiyonası bugün son buluyor. Ben bu yazıyı yazarken bilanço bu kadardı. Türkiye’de her yıl 700 kişi serseri kurşun nedeniyle ölüyor. Ruhsatsız silah taşıma suçundan gözaltına alınanların yüzde 87’si serbest kalıyor. Tutuklananlar, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Cezalar ya erteleniyor ya da paraya çevriliyor.
