Yeni bir yıla nasıl girerseniz öyle gider derler. Bizimkisine baksanıza forumla bitip, forumla başlıyor. Sizce bizim yıl nasıl gidecek. Sanırım sorgu sualle gidecek ve geçecek. Ben kendi adıma çok şikayetçi değilim doğrusunu isterseniz, siz ne düşünüyorsunuz tabii ki bilmiyorum.
Sorgu sual; aramak araştırmak; değişik noktalar yakalamak tam bana göre…
Yılın son yazısında incik boncuk, çiçek böcek de yazmak vardı tabii. Yeni yıl yeni ümitler; yeni yıl güzellikler demek değil mi… Ben size ne hediye ediyorum bakar mısınız; bir forum sorusu! “Olacak iş değil” diyebilirsiniz. Peki, sizin bana hediyeniz ne? Koca bir umutsuzluk yanında da korku. Yok yani böyle bir şey! Kabul etmiyorum!
Forum sorumuz şuydu: Teknoloji işsizliğe çare olur mu?
“Teknoloji işsizliğe çare olmaz, teknolojiyi istemiyorum ben işsiz kalırım” diyenler kazandı. “Hayır, teknoloji hayatımıza kalite getirir iyi kullanabilirsek işsizlik sorununu artırmaz” diyenler ise doğrusu bu ya, bir elin parmaklarını bile geçmedi. Üzgünüm siz hayatta kazanmanıza rağmen burada kaybettiniz. Çünkü teknoloji karşısında tir tir titreyen arkadaşlarımızın sayısı sizi ezdi geçti, sildi süpürdü.
Gördüm ki hepimiz makineden korkuyoruz. Sanıyoruz ki, “makine in, insan out”.
Olmaz olsun o düşman makineler, gelip hepimizi böcek gibi ezecekler.
Sanırsınız ki, makineyi yaratan insan değil. Öyle bir noktaya getirmişiz ki, yaratıp sonra da esiri olmuşuz. Putlara tapınmak gibi.
Yılın son günü, ya da günleri. Lütfen beyler, lütfen bayanlar nasıl şeydir bu, ayağa kalkın ve yarattığınız makinelerin sizi yutmasına seyirci olacağınıza, o makineleri kullanmasını öğrenin.
Madde bir; Türkiye’de eğitim sistemi kötü. Eğitim sistemimiz meslek sahibi olmaya aday bireyler yetiştiremiyor. Bunu yetiştiremeyen sistem, geleceğe dönük insan yetiştirebilir mi? Bizim en önemli sorunumuz bu.
Koca bir eğitim sistemiyle nasıl başa çıkacağım diye düşünmekte haklı olabilirsiniz, ama kendinize bir adacık yaratmak da zor değil. Eğitim sisteminin, parasız pulsuzluğun, talihsizliğin sillesini yemiş olabilirsiniz, ömrünüzün sonuna kadar böyle kaderci bekleyecek değilsiniz herhalde. Yılın sonu geldi. Bir yıl daha bitti, makineler beni yedi diye ağlamayacağız değil mi?
Aşağıda, bazılarınızın yanıtlarını olduğu gibi bulacaksınız. İşsizsiniz, küskünsünüz biliyorum, ama o zaman teknolojiye yenilmek değil, onu ele geçirmek gerekiyor. Sizin iş yerine teknoloji geldi ve ne yazık ki bazı arkadaşların işlerine son verildi. Neden? Çünkü artık makine yapıyor o işi. Doğru. Hepimizin başına geldi. Gazetelerde teleksçiler işlerini kaybetti. Bazı teleks operatörleri daha sonra bilgisayar öğrendi ve hayat mücadelesine kaldığı yerden devam etti. Bazılarını bir daha görmedik.
Bazı arkadaşlarımız uzun zaman bilgisayar kullanmamak için direndiler. Bizden çok önce yaşayanlar da bir türlü daktilo kullanamamışlar. Elle yazıp göndermeye devam etmişler. Kimin yazısı gazeteye girdi dersiniz, daktilo edilmiş ya da bugün bilgisayarda yazılanlar.
Hayat hızla değişiyor. Sanırım bu değişimi durmak gibi bir niyetimiz yok. Teknoloji her gün yeni bir şeyle karşımıza çıkacak. Biz onu takip etmek ya da uzaktan seyretmek yerine oyunun bir parçası olmalı, yeteneklerimizi geliştirmeliyiz. Dünkü yeteneklerimiz bugün ne yazık ki yetmiyor.
Teknoloji bizi yiyecek diyenler
Soruyu bir kez daha anımsatıyorum; Teknoloji sizce işsizliğe çare olur mu?
- “Teknoloji beraberinde eğitimi de zorunlu kılar. Bu yüzden belki gelişmiş ülkelerde uzun vadede işsizliğe çare olabilir. Şu son 20 yılda teknolojideki hızlı gelişime baktığımızda, beraberinde gelişmişlik faktörü olsun olmasın işsizlik sorunu gündemde… Ben bu dönemi özellikle gelişmiş ülkelerde, yani eğitim düzeyi yüksek ülkelerde, geçiş dönemi olarak görüyorum. Çünkü iş alanları, popüler meslekler bir anda yön değiştirdi… Ama bizim gibi gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde, işsizliğe çare olmaktan çok ancak işsizliğin nedenlerinden olabiliyor. Acaba yanlış mı düşünüyorum?”
- “Bilgisayar teknolojisi ve özellikle mekatronik adı verilen robotik teknoloji bu hızla ilerlemeye devam ederse, bilişim alanındaki işsizlik azalır. Ama diğer sektörlerde işsizlik çok yüksek seviyelere ulaşmaz mı sizce? Çünkü insanların yapabileceği bütün işleri robotlar yapar hale gelecek…”
- “Teknoloji iş alanlarını farklılaştırabilir, ancak işsizliğe çare olması zor. Ancak yeni teknolojilerin gerektirdiği birikime sahip insan sayısı, işsizliği önleyecek boyutta da olamayacaktır düşüncesindeyim.”
- “Hayır olmaz. Makineler seri üretim yapmakta, insanı her geçen gün çalışma hayatının dışına itmekte ve dışlamakta. Bunun olumlu yanı olabilir, fakat olumsuz yanı her geçen gün ağır basıyor. Doğru kullanılırsa doğru cevap verir. Teknolojiden kastınız atom bombasıysa, onu bilemiyorum? Teknoloji işsizliğe çare kesinlikle olamaz. İşsizliği baş belası olarak görüyorum.”
- “Hayır olmuyor. Teknolojinin olduğu bütün iş merkezlerinde işçi sayısı azaltılıyor. Çünkü insanların yerini makinalar alıyor.”
- “İşsizliği bir bütün kabul edersek, teknoloji işsizliğe çare olmaz. Ama gruplandırdığımızda yani vasıfsız eleman anlamında teknoloji öcü, teknik eleman anlamında cici olacaktır. Peki, işsizlik teknolojiye çare olur mu?”
- “Hayır olamaz. Çünkü teknoloji ilerledikçe insan gereksinimi daha da azalacaktır. Bu yüzden işsizlik oranı artacaktır. Cevabım, hayır. “
- “Teknoloji gelişimiyle bazı iş alanları çıkarken bazıları yok oluyor. O yüzden teknoloji işsizliğe çare olmaz, sadece çalışanların işini kolaylaştırır.”
- “Bu zor bir soru. Aslında durumdan duruma da değişir tabi. Fakat gerçek şu ki, teknolojinin üretim alanındaki, gerçek amacı maliyetleri düşürmek. Bunu sağlamanın yoluysa, daha az işçi çalıştırmaktan geçiyor. Yok, eğer işçi sayısı düşmesin, ama yine de dünya pazarlarında rekabet edecek maliyetlere sahip olalım diyorsanız, Çin’de üretim yapmanız gerekli. Fabrikada yaşayan işçiler bulmanız ve karın tokluğuna çalıştırmanız. Sonuç olarak, her üründen her gün daha fazla üreten firma pazara giriyor ve fiyat hassasiyeti artıyor. Diğer yandan ise işçiler uygar bir şekilde yaşamak için hakları olan ücreti istiyor. Bence bunu optimize etmenin yolu yok. İşte burada teknoloji devreye giriyor. Daha az işçi, daha az işçilik ve daha düşük maliyetler. Bu yüzden teknoloji, üretim alanında tabi ki, işçiler için çok sevimli gözükmese gerek… “
- “Hayır, ben böyle olacağını düşünmüyorum. Çünkü teknoloji geliştikçe üretimde insan unsuru giderek zayıflıyor. Birçok insanın birlikte yaptığı bir işi, bir makina tek başına yapabiliyor. Şimdi bu makinalar ileride yapay zeka sayesinde, akıllı hatta duygulu varlıklar olacak ve ayrıca insan gibi öğrenebilecek. Yani kısacası gelecekte birçok işi robotlar yapabilir. Artık emeğe dayalı işgücü değil de bilgi ve bunu üretebilen işgücü önemli hale geldi.”
- “Elektronik mezunuyum ve teknolojiyi takip ediyorum. Teknoloji otomasyon vb sistemlerle insan çalışmayı minimuma indiriyor. Az insan ama çok iş yapılıyor. İş arıyorum, bulamamamın sebeplerinden biri bu. “
- “Neden insanlara teknoloji geliştikçe uğraştığı işlerinde kolaylık sağladığını anlatmıyorsunuz? Neden işsizliği teknoloji ile karşılaştırıyorsunuz? Teknoloji sadece kaliteli bir yaşam sağlar, işsizliğe çare değil.”
Buraya kadar birlikteysek eğer, diyebilirim ki, sizi anlıyorum. Size yer yer ve çoğu yerde hak veriyorum. Ama benim sizin söylediklerinizi kabul etmem, bunları paylaşmam inanın bir şey değiştirmiyor.
Siz ya da ben, biz ya da siz yok… Hepimiz bu oyunun bir parçasıyız. O zaman oyunu kuralına göre oynayacağız. Teknoloji hayatımızı kolaylaştıran, yaşamı yaşanır kılan, kalite getiren ve insanın üzerindeki yükü alan bir araç. Bu aracı biz yarattık. İyi ki de yarattık. Şimdi onun esiri olamayız. O zaman yapacağımız şey, dünün mesleklerine tutunup kalmak, geçmişte ısrar etmek değil, katma değer üreten farklı alanlarda bir gelecek hazırlamak. Çocuklarımız bu geçiş dönemi bittiğinde hayata atılmış olacakları için bizden biraz daha şanslı olacaklar. Bizler ne yazık ki ara dönemin ürünleriyiz. Birebir yaşıyoruz. İçindeyiz. Çoğu zaman ne olduğunu fark edemiyoruz, ama etkileniyoruz.
Sayılarınız az da olsa çaresizliğe meydan okuyanlar da var içinizde. Onlar teknolojiyi saçlarından tutmayı teklif ediyorlar. Sayılarınız az olduğu için ben de az örneği buraya taşıdım. Buyurun bir lokmacık da siz konuşun;
- “Mesleğinizin bir yerinde mutlaka teknoloji var ve siz bu teknolojiyi yakalamış ve kavramışsanız işsiz kalmanız biraz zordur. Yakın çağdaki en önemli buluş internet. Bu nedenledir ki, insanların kariyerlerinde bilişim dünyasını göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Teknolojinin tek başına işsizliğe çare olması söz konusu değil. Ancak önemli bir etken olduğu da gerçek. Yaşamın yeni teknolojik gelişmeler çerçevesinde şekillendiğini görüyoruz. Bu gelişmelerde yer alabilmemiz için teknolojiyi yakından takip etmeniz gerekiyor. Aksi taktirde işsiz kalmaya mahkum oluruz. “
- “Bir anlamda eğer sizde teknolojiye yön verecek donanıma sahipseniz, evet, lakin değilseniz, hayır teknoloji işsiz bırakabilir. Bence eğer gençlerimiz teknoloji ile daha erken tanışsalardı, şimdikinden daha az işsizlik olabilirdi. Bir de öğrenilen bilginin, yani üniversitelerde aldığımız teorik bilgilerin uygulama alanlarının geliştirilmesi ve ülke geneline bu dağılımın adaletli dağıtılması gerek. Ben Selçuk Üniversitesi’nde okuyorum. Konya’da internet erişimi kampüste ücretsiz ve 100’ün üstünde bilgisayar var. Ama burada 7 gibi komik bir rakamla 3000 kusur öğrenci çağımızda bilgi elde etmeye çalışıyor, tabi benim gibi sıra bulursa… Yaprak Hanım, bence teknolojiyi geliştirdiğimiz kadar yaygınlaştırmalıyız da. Bu da uzun zaman alır, ama unutmamak gerek ki, başlamadan hiç bir şey gerçekleşmez”
Mutlu olun mutlu kalın
Yeni bir yıl, yeni bir ümit, güzel günler, mutlu gelecek. Hepsini hak ediyoruz. Hak ettiğimiz şeylere daha çabuk ulaşmak için yeni yılın huzur, sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum. Sevdiklerinizle, sevdiğiniz ve hak ettiğiniz gibi bir yıl olmasını diliyorum.