Memleket alaylı cenneti. Gönül isterdi ki, mektepli olsun. Herkes eğitimsiz demiyorum, demem o ki, mektepli de alaylı da bildiği bilmediği her alanda uzman. Uzmanlığın dışa vurumu ise konuşmak. En kolayı. Doğuştan yetenek sayarak ego patlaması yaşıyoruz. Başta siyasiler olmak üzere kamuoyu/kamera önüne çıkanlar, neden konuşma eğitimi almaz acaba?
Bu arada diyeceksiniz, ben aldım, o aldı, tanıdığım falanca filanca aldı… adeta herkes konuşma eğitimi alıyor. Problem de buradan başlıyor. Konuşmak, yalnızca diyafram, diksiyon, beden dili, ses kontrolü demek değil. Keşke olsaydı. Konuşmak her şeyden önce içerik demek. Konuşmada içerik bilgiye dayalı yorum analiz demek, akıcı konuşarak sorun çözülmüyor. Diyelim hepsi var çözüm ne matematik! Bu yorumu özellikle son zamanlarda karşılaştığım eğitim ve danışmanlık taleplerinden gözlemlerime dayanarak aktarıyorum. Bir konu daha var ki, konuşma yapmayı daha da zorlaştırıyor, strateji. Konuşma yalnızca bilgi ve yorum aktarımı değil, gelecek hamleleri ve gelecekte karşınıza çıkacak ilişkili konuları da karşılamak anlamına geliyor. Söylediğiniz her şey dijital denizde bir damla olsa da fırtınalar koparmaya yetecek kadar büyük dalgalar yaratabiliyor.
Gelelim işin biraz pratiğine, konuşmak her zaman sizin seçtiğiniz akışta ve içerikte olmuyor, hatta çoğu zaman olmuyor. Zor konulardan kaçmak; diyalogu istediğiniz noktaya getirmenin matematiği, köprüden önce son çıkış. Hareket planı ne peki? Tam köşeye sıkıştığınızda usta bir çalımla kurtulmak ya da planlı bir hareketle izleyen-dinleyenleri köprüden önceki son çıkışta toplamak. Matematik! Dersinizi çalışırsanız en zor denklemi bile kolayca çözebilirsiniz.
Topluluk önünde ya da kapalı gruplar içinde yaptığınız konuşmalarda konuyla ilgili herkes sizinle aynı fikirde olmayabilir. Kriz dönemlerinde canı yananların çok olduğunu söylememe gerek var mı?… Nasıl ikna edeceksiniz; Aikido!
Sözlü aikido duydunuz mu hiç. Aikido kaba kuvvet değil, bir sanat. Bu dövüş sanatını keşfedelim, ikna etmesini zordan kaçmasını birlikte öğrenelim.“Bu da nasıl perhiz?…” diye başlayan cümlenizi tahmin etmem zor değil. İletişim kurarken dövmüyoruz tabii, farklı tekniklerin şiirsel güzelliklerinden faydalanmaya gayret ediyoruz. Memlekette alaylı uzmanlar sıkıştıkça dövüyor ya da döne döne dövülüyor. Bilgi ve strateji olmazsa çaresiz çırpınacaksınız. Danışmanlıklarımda anlatmaktan en fazla keyif aldığım ve itiraf edeyim en zorlu konum da tam bu.
Aikidoyu bir dövüş sanatı olarak diğerlerinden ayıran en önemli özelliği, beden ile ruh arasında disiplini sağlaması. Aikido aynı zamanda kontrol sanatı diyebilir miyiz? Tam da en çok kontrolün yitirildiği nokta olan konuşurken kontrolü sağlamasıyla dikkat çekiyor. Tabii durumdan ders alanlara sözüm.
Sözlü aikido yöntemiyle kanlı bir tartışmaya girmeden gelen tepkileri nasıl yönlendireceğinizi öğrenebilirsiniz. Sözün kesilmesi ya da yanıtlamak istenmeyen sorularla karşılaşıldığında da devreye iletişim matematiği giriyor. Sakin kalabilmek, söze kaldığınız yerden devam etmek, tartışmaya girmemek ve konuyu istediğiniz noktaya çekebilmek imkansız değil sadece öğrenilmesi ve çalışılması gereken süreçler. Sakın havlu atmayın, başarabilirsiniz. Önce konuşma içeriğinize hakim olun, içerik olmadan çekirge bir – iki bilmediniz üç sıçrar. Ne güzel yüzünüz, ne sahnede enerjiniz, ne billur sesiniz… maalesef yaramaz! Bu iş çalışmaktan ve strateji kurmaktan geçer.
Strateji demişken niyetiniz kızdırmak, küstürmek, köpürtmek değilse kimse duvara toslamak istemez. ABD Başkanı Donald Trump’ın bu konuda kabarık bir listesi var; izlemek isterseniz iki renkli örnek sunuyorum. Biri CNN muhabiriyle tartışma. Diğeri, Finlandiya Devlet Başkanı Sauli Niinistö ile düzenlediği basın toplantısında bir gazeteciyle tartışması.