3G’ye yeni geçebildik. Avrupa’da interneti kullanan en yoğun 7’nci ülkeyiz. En pahalılardan biriyiz. En çok biz chat yapıyoruz. Öğrenmek için internete adım atmıyoruz. Dünyada yasakçı birkaç ülke arasındayız.
Garip ülkeyiz. 3G teknolojisi için yeri göğü inlettik. Yıllardır uğraşıyoruz. Avrupa’ya 2002’de bu teknolojiye gelmişti. Şimdi orada 4G heyecanı yaşanıyor. Yaşanan gelişmeleri gözardı etmemek gerek. Nankör derler insana… İnternetle 1993’te tanıştık. Dial-up bağlantı ile internete bağlandığımız günleri unutmadık! PTT’ye telefon yazdırmak zorunda kaldığımız zamanlar da öyle büyük bir tarih sayılmaz. Üçer beşer çıkıyoruz merdivenleri.
İnternette geçirilen süre açısından Avrupa birincisiyiz. Fakat internet hızında çok gerideyiz. Çoğu kullanıcının, saatler süren dosya indirme işlemleri için geceleri interneti açık bırakmak zorunda kaldığını biliyoruz. İnterneti en pahalı kullananlardan biriyiz. Faturalarda iddialıyız. Chat yapmakta hızlı ve gelişmiş sayılırız ama eğitim amaçlı internet kullanımında neredeyse yokuz.
Dijital dünyada ölçümler yapan ComScore adlı firmanın Nisan 2009’da yayınladığı rapora göre Türkiye 17 milyon aktif internet kullanıcı sayısı ile diğer Avrupa ülkeleri arasında 7. sırada yer alıyor. İnternette geçirilen ortalama süre açısından ise ayda 32 saat ile birinci. En çok kullanıcı sayısı olan Almanya’da ise internette geçirilen ortalama süre ayda 22 saat.
İnternetle haşır neşir olma oranlarındaki yüksek skorumuza karşın, internete bağlanma hızı en düşük olan ülkeler arasında yer alıyoruz. Japonya internete geniş bantta 160Mbps hızla bağlanabiliyor, biz altyapı çalışmaları sonunda 8Mbps hızında ADSL internet erişimine ancak kavuşabildik.
İnternette çok zaman geçiriyor olmak ya da internet kullanıcısının sayıca çokluğu Türkiye’de sunulan internet kalitesini artıramıyor. İnternet kullanan kesimin çoğunu 16-24 yaş arası gençler oluşturuyor. Eğitimli bireylerin internetle daha ilgili oldukları görülüyor. Peki, interneti hangi amaçlar için kullanıyoruz? Türkiye İstatistik Kurumu’na göre internet kullanıcılarının yüzde 76’sı gazete ya da dergi okuma, yüzde 74’ü e-posta gönderme alma, yüzde 69,7’si anlık ileti gönderme, yüzde 65,2’si müzik indirme ya da dinleme için interneti kullanıyor. Öğrenme, amaçlı kullanım yüzde 31…
En çok girilen siteler genelde arkadaşlık, müzik ve video paylaşımı, haber ve spor siteleri. Facebook’ta Türkiye 11,7 milyon ile ABD ve İngiltere’den sonra üçüncü en çok üyeye sahip ülke. Windows Live Messenger’ı ise Türkiye’de 29,1 milyon kişi kullanıyor. Brezilya’dan sonra dünya ikincisiyiz.
Türkiye’de hanelerin yaklaşık yüzde 24’ünde internet var. Bunların yüzde 82,1’i ADSL ile bağlanıyor. Bağlantı fiyatları ise cep yakıyor. Türkiye 30 OECD ülkesini kapsayan Bilgi Teknolojileri ve Yenilikçilik Vakfı’nın (ITIF) geniş bant raporuna göre interneti en pahalıya kullanan ülkeler arasında yer alıyor. Satın alma gücü paritesine göre dolar üzerinden aylık ücret sıralamasında 0,13 dolar ile Japonya en ucuz ülke, en pahalı ücret sıralamasında Meksika 18,41 ile ilk sırada Türkiye 15,75 dolar ile ikinci sırada yer alıyor.
İnternetin gelişiminde dil önemli rol oynuyor. Türkçe içerikli sitelerin sayısı arttıkça internetle ilgilenenlerin sayısı da artıyor. E-devlet, e-ticaret, e-eğitim ile ilgili çalışmalar yavaş ilerliyor. Diğer yandan bazı siteler “zararlı içerik taşıdığı” gerekçesiyle sansüre uğruyor, sitelere erişim engelleniyor. 2009’un ilk 6 ayında engellenen site sayısı 2061’e ulaştı.
Sansurü kınayan Bilişim/Bilgi Sivil Toplum Kuruluşları ”İnternet’e sansür değil, sürat gerek!” diyor. Yasakla olmayacığını gördük, yanıbaşımızdaki İran örneği ortada. Bükemediğin bileği öpeceksin.