Soruya “…Gezi’de!” diyenler çıkacaktır. Evet, gençler Gezi’de, doğru. Ama bu cümleden Gezi’deki gençler işsiz güçsüz diye algılanmasını, istemem doğrusu. Kaldı ki, Gezi’de dar alanda paslaşan bu gençler, eğitim açısından istatistikleri zıplatıyor. Unutmayalım ki, günün değişik saatlerinde kariyer, Gezi’de tavan yapıyor.
Dilema şu; Türkiye’de gençlerin çoğu ne okulda ne işte olsa da Gezi’deki gençler gündüz işte, gece eylemde. İşte bu da dünyada bir ilk! Gece hayatıyla ünlü İstanbul, bir süredir gündüz işte, gece Gezi’de.
Gençleri konuşup duruyoruz. “Ama canım bu gençleri anlamak gerek…” diyenler koro halinde. Yıllardır İnsan Kaynakları açısından yazıp çizdiğimiz “Y Kuşağı” en büyük sosyal keşif oldu.
Doğrudur, gençleri anlamalıyız. Bir de kendimizi analiz etmeliyiz. Ağaçlara siper olan çocuklarımızın ağaç kadar değeri yok. Üzerlerine gaz sıkıyoruz, su sıkıyoruz, olmadı copluyoruz… Gözlerini oyuyoruz bellerini kırıyoruz, kafalarını yarıyoruz, kasıklarını hedef alıyoruz.
Soru: Bu çocuklar ne hisssediyor?
Yanıt: Bizim çocuklar çok mutsuz, ama her şeye rağmen umutsuz değil.
Yorum bana ait deği! Araştırma sonucu.
Dönelim başa, “atıl nüfus” sorununu çözemiyoruz. Gençler boşta… Türkiye genç nüfus oranı açısından birçok Avrupa ülkesinden daha fazla potansiyele sahip. Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerde yüzde 10 dolaylarında seyreden genç nüfus oranı Türkiye’de yüzde 17 civarında.
Bu nüfusun yaşam standartlarını incelediğimizde karşımıza ilginç veriler çıkıyor. Yaş aralığı 15 ile 24 arası olan genç nüfusa dair güncel istatistikler Türkiye’de eğitime devam etmeyen gençlerin oranının yüzde 45 dolaylarında olduğunu gösteriyor. (örneğin Norveç’de yüzde 10) Tablo yükseköğretim seviyelerinde daha da keskinleşiyor. Türkiye’deki gençlerin yüzde 6,2’si bir üniversite mezunu.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı araştırmalar Türkiye’de genç nüfusun işgücüne katılım oranının erkeklerde yüzde 50,2; kadınlarda yüzde 25,9 olduğunu gösteriyor. Genç nüfus içerisinde işsiz sayılarının oranı ise kadınlarda 19,9 erkeklerde 16,3 dolaylarında.
Dünya Bankası’nın araştırma sonuçlarına göre, çoğunlukla kadınlar olmak üzere gençlerin yaklaşık yüzde 35’i ne çalışıyor ne de okula gidiyor. Aktif olmayan erkeklerin oranı 20-24 yaş arasında en yüksek değere ulaşıyor, sonra düşüyor, ama aktif olmayan kadınların oranı yaşam boyunca artıyor.
Atıl nüfus sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekte sorun. Dünya genelinde 600 milyonun üzerinde genç insan ne çalışıyor ne de okula gidiyor. Durum böyleyken de Türkiye’ye ait veriler, OECD ülkeleri arasında en yüksek faal olmayan genç nüfus oranı… “Ne çalışan, ne okula giden” genç nüfusun OECD ortalaması yüzde 8.2. Uzmanlara göre bu kadar yüksek olmasının temel nedeni, iş yaşamında aktif olmayan genç kadınlar (yüzde 45). Türkiye genç kadın istihdamı konusunda Pakistan ve Hindistan’la beraber son sıraları paylaşıyor.
TÜİK’in yaptığı araştırmalara göre genç nüfus içinde kendini mutlu olarak tanımlayanların oranı yüzde 65’in altında. Çok mutlu olmasalar da gençlerin geleceğe karamsar baktığı söylenemez. Araştırma, Türkiye’de gelecek hakkında umutlu olan gençlerin oranı yüzde 80’i aşıyor.
Umutsuz olsalar Gezi’de ne işleri var, değil mi? Mümkünse gençleri eylemden eyleme hatırlamayalım. Gençlerin hayallerini söndürmek çevre katliamının ta kendisi… TÜİK’in diliyle onları “atıl” komayalım.
Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için kaynaklar:
Dünya Bankası Rapor No 70130, “Türkiye: Ekonomik Dalgalanma Boyunca İşgücü Piyasalarının Yönetimi” (İng. için Managing Labor Markets Through The Economic Cycle), 2013.
Dünya Bankası ve Kalkınma Bakanlığı, “Rapor Sunumu”, Mayıs 2013. (erişim: http://betam.bahcesehir.edu.tr/tr/wp-content/uploads/2013/05/sunum.pptx)
Türkiye İstatistik Kurumu, “İstastikler Gençlik”, 2013.