Neden şaşırdın? 

 

 

Son anda Dağıstanlı sporcu sayesinde bir altın madalya kazanmasaydık Pekin Olimpiyatları bizi mutsuz etmiş, hüsrana uğratmıştı. Tepeden tırnağa herkes alınan sonuçlar karşısında şaşkın. Ben de onların şaşırmasına şaşırıyorum.

Bu yazının yazıldığı ana kadar 68 sporcuyla katıldığımız olimpiyatların bilançosu, 1 altın, 2 gümüş, 3 bronzla toplamda 6 madalya oldu. Türk olimpiyat kafilesinde 12 branşta, 11 tanesi yabancı asıllı 68 sporcu bulunuyor. Olimpiyatlar süresince 17 bin sporcu, 28 spor dalında toplam 303 madalya için yarıştı.

Türkiye ilki 1908 olmak üzere, bugüne kadar toplam 19 olimpiyata katıldı. Pekin haricinde 74 madalya kazandı. ABD’nin bu yazı yazılana kadar Pekin Olimpiyatları’nda kazandığı madalya sayısı sadece 79.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne göre 47 dalda toplam lisanslı sporcu sayımız 1 milyon 298 bin 537. Faal olanların sayısı 135 bin 539. Aradaki bir milyon 162 bin 998 sporcu ne yapıyor bilmiyorum. Lisanslı sporcuların sadece 373 bin 716’sı kadın. Türkiye’de 15-24 yaş arasında 12 milyon 397 bin 606 genç bulunuyor. Olimpiyatlara giden 68!

Dağ taş genç, ama gençler olmaları gereken yerlerde değil. Neredeler? Sokakta, kavgada, emniyette, boşta ve hatta ne acıdır ki, çetelerin içinde! İstatistikler bu gençlere ‘atıl’ diyor. Bir baltaya sap olamamış, onun bunun tetikçisi gençler… Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) ‘İş’te Yüksek Öğretim’ raporunun sonuçlarına göre, her 100 yüksekokul mezununun 36’sı atıl. Bunların yüzde 72’si de işsiz ve iş aramaktan ümidini kesmiş.

Türkiye’de toplam 9 bin 106 spor kulübü var. Diyanet’e bağlı 7 bin kursun yanı sıra kaçak kurs sayısı 60 bin olarak tahmin ediliyor. Özel Dershaneler Birliği’ne göre ruhsatlı dershanelerin yanı sıra Türkiye’de faaliyet gösteren 6 bin kaçak dershane var.

En fazla spor kulübü bin 514’le İstanbul’da. Spor kulübü sayısı en az olan il Şırnak (9). İllere göre faal sporcu sayısı en düşük il Muş (200), en fazla il İstanbul (25 bin 610). Spor dallarının çoğu imkânsızlık içinde. Olimpiyatlara giden sporcularımızın bir kısmı kendi gayretiyle orada. Sonra şaşırıyoruz. Ben de buna şaşırıyorum!

 

SPOR AYRI, FUTBOL AYRI

 

Gelin görün ki, Türkiye’de spor ayrı, futbol ayrı şey. Daha doğrusu futbol başka bir şey… Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) bağlı sporcu sayısı 219 bin 315. TFF’nin sponsorluk gelirleri yaklaşık olarak 14-15 milyon dolar. Süper Lig’in yayın hakları için yayıncı kuruluş, yıllık 120 milyon dolar ödüyor. Antrenöründen futbolcusuna herkes zengin. Olimpiyatçılar?

Michael Phelps’in 8 altın kapmasına şaşırdık, yetmezmiş gibi kıskandık. “Bizim neden yok?” diye sorduk. Yanıt minibüslerin arkasında yazıyor: “Nazar etme ne olur, çalış senin de olur!”

Phelps, 16 yaşında profesyonel yüzücü olmuş. Haftada, toplam 80 bin metre yüzdüğü için ‘Yunus Adam’ diyorlar. Başarısının ardında günde 12 bin kalorilik özel olimpiyat diyeti de yatıyor. Aynı yaşta ortalama bir erkek günde 2 bin kaloriye gereksinim duyuyor. Olimpiyat diyeti şöyle dursun, bilinçsizlikten çocuklarımızın çoğu ya aç, ya kötü besleniyor. Diğer yandan trilyonluk yolsuzluk davalarında bal tutan parmak yalıyor.

Gençliği nasıl kurtarırız diye ortalara çıkıp, ilkokullara kadar mescit sokmayı tartışarak zaman geçirdiğimizi unutmayalım. Gençlikten kendinize taraftar yapacağınıza neden küresel genç yetiştirmeyi düşünmediğinize de ben şaşırıyorum! Kaç ilkokulda spor salonu, gerçekten spor yaptıran, sporu sevdiren öğretmen var. ÖSS ve SBS kabusunda patates çuvalına çevirdiğimiz çocuklar bırakın sporu sevmeyi, iki basamak çıkınca tık nefes oluyor, topa vurmasını bilmiyor.

Samimiyseniz eğer, gelin çocukları kurtarma sevdasını gerçek bir stratejiye dönüştürelim. İlkokullardan itibaren kız erkek ayırım yapmadan çocukları sporla tanıştıralım, sporu sevdirelim, hayatlarının bir parçası haline getirelim, kabiliyetli olanların elinden tutalım,  gelecek olimpiyatlarda nal toplamayalım.

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur, yoksa gider onu bunu ‘dan… dan…’ vurur.

 

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir