Neden Söyleşi Verirler, Söyleşinin İyisi Nasıl Yapılır?

Söyler misiniz neden okuruz lider ifadelerini, kafasının arkasındaki hesaplara dahil olmak, ulvi planlarının bölünmez parçasında yer almak için mi? Hayır!

Anlaşılan o ki, okur, (medya tüketicisinin tümünü “okur” sözcüğüyle temsil ediyorum)  kendisine ne söylenirse inanır fikri, iletişimin öznesi olan liderin özgüveninin yapı taşlarından biri…  Bu nedenle lider ve tüm danışman kadrosu, sarsılmaz yerleşik ideolojilerinin verdiği cesaretle, hummalı bir iletişim kurgusuna soyunuyorlar. George Orwell; Animal Farm’ı yeniden yine okumalı.

Bir laboratuvar çalışması olarak 6’lı masa ders olarak okutulmalı. Kuruldu, kaldırıldı… yıkıldı toplandı… Tekniklerinden söz edemeyeceğim, sözel kültür ürünü doğaçlama söyleşilere yönlendirmek istiyorum. O kadar çok konuşuldu ki, ne söylediklerini ne kendileri anladı, ne anlatabildiler… Atom çekirdeğini parçaladığını sanan kurmaylar sözcüklerle oynadı, milli vazife üstlendiklerine inandıkları için gazeteci olduklarını unutup, şifre çözmeye çalışan medya ordusu arasına sıkıştık. Bu masadan iki lideri, DEVA Partisi Başkanı Ali Babacan ile İyi Parti Lideri Meral Akşener’in tamir operasyonundan sonra yaptıkları açıklama örneklerini bir kez daha değerlendirmenizi önerebilirim.

Bir zamanlar farklı medya kurum temsilcilerini bir araya getirdiği için şeffaf, yaratıcı, adil görülen, bu nedenle popüler teknik olan basın toplantısı geleneği, yerini “beni dövmeyecek” medya kuruluşundan “sevgi bağları”yla ilişkili medya mensubuna tepside haber sunma tekniğine bıraktı. Daha da ileri gitti, kendi haberimi kendim yaparım salarım sosyal medyaya halkım okur haline büründü.

Ortaya çoğunlukla tadı tuzu olmadığı gibi, farklı kaynaklardan kıyaslamanın mümkün olmadığı bir okuma serüveni çıktı. Sanıyorlar ki, puslu haberler liderler için iyi bir şey. Maksat okurun gözünü boyamaksa, mezara kadar olmadığını gördük.

Meral hanımın konuştukça coşan, coştukça konuşan… kimselere danışmadan yaptığı yıkım-kıyım konuşma metninden, içindeki Meral’in çıkma olasılığını görmeyen kadrolu kalabalıkta neden yalnız olduğunu anlamlandırmaktan vazgeçtim.

Enerjimi daha eğlenceli olacağını düşündüğüm hangi yaratıcı yöntemle toparlanır merakına bıraktım. İyi Parti Başkanına, güvenilir platform ve kişiye uzun uzun söyleşi verin demiş olmalılar… Konuşmuş da konuşmuş. Demiştim, demişti, sanmıştım, gidiyordum, gidecektim… söylüyordum söyleyecektim, dedi ki dedim ki… Zamanın ruhunu kaçırmış bir söyleşi!

Gerçekliği meçhul olsa da Albert Einstein’a atfedilen sevdiğim bir iletişim yaklaşımı var, kısa aktaramıyorsan anlatacaklarını anlamamış olmalısın…

Akşener’e asıl muhalefeti yaptığını anladığımız Deva Partisi Başkanı Ali Babacan’ı siyasi kariyerinin en başında Dünya Ekonomik Forumu’nda tanımaya çalıştım. Katıldığım toplantı serilerinden kapalı ve çok küçük bir grupta karşımda oturduğu için umutlanmış, çok az konuştuğu için tanıyamadan ayrılmıştım. İzlemeye devam ettim. Konuşmaları sözcük ve süre kullanımı, anlam ve ifade bütünlüğü açısından çoğunlukla ve kıyasla doğru. Kuşak farkını unutmamak gerek. Babacan isterse iyi bir iletişimci olduğunu deprem bölgesinde kanıtladı. Siyasi lider kimliğiyle kısıtlanma tehlikesi olmadan muhabirlerin topundan daha iyi haber içinde bilgi akışı sağladı. Meşhur masa niye parçalandı niye tamir edildi, konuyu daha net anlamak istiyorsanız Babacan’ı okuyabilirsiniz, zamanı kaliteli kullanacağınızı düşünüyorum.

Söyleşi tekniklerinin ustası bir gazeteciyi anmadan geçmek olmaz. Ancak evlere şenlik bir söyleşiyle dikkatlerinize sunacağım. CNN International’ın starı Christiane Amanpour’un İran Dışişleri Bakanı Huseyin Amir Abdullahyan (Hossein Amir Abdollahian) gerçekleştirdiği mülakat bu. Niye o kadar sinirlendi, diğeri neden onun karşısına geçti. Çok çok eğlenceli ve eğitici.

Ben gazeteciliği sahada aktif icra ederken CNN International’in Christiane Amanpour’u efsane oluyordu, oldu. Pek beğenirdim. Nasıl yırtıcıydı, imrenirdik!  CNN International farkı yaşadığını ifade etmekten geri durmazdık. Hala çok beğeniyorum; sürdürülebilir bir gazeteci, kendisini özel ve tüzel olarak yeniden yaratmış olması hayranlık vesilesi. Geçtiğimiz haftalarda İran Dışişleri Bakanı’yla yaptığı söyleşi her ikisinin de performansı açısından düşünmeye değer. Belli ki, bakanın yakın çevresi bunaltmış, bakanı sözle dövdü. Sorularını yorum olarak sordu… Ben neden İranlı bir bakanın CNN International’e çıktığını ve Amanpour’un karşısına geçtiğini anlamadım. İran Devlet Ajansından hallice açıklama yapabilirim özgüvenini anlayamadım. Ne kendisini ne ülke geleneklerini hafife aldığım için mesaj bilançosunun dip toplamını görmek isterim.  İzlemenizi öneriyorum.

Son olarak da ABD Başkanı Biden üzerine kurulmuş olsa da tüm Başkanları ele alan bir Başkan ne konuşur, niye konuşur ve neden konuşmuyor araştırmasını kaynak doküman olarak dikkatinize sunuyorum.  Amerikan Başkanlarının basından kaçması ya da kullanması ayrı bir literatür. Bill Clinton, özgüveni seks skandalıyla yıkılınca basın sekreterini bile geri çekip Beyaz Saray basın brifinglerini hukuk müşavirine yaptırmaya başlamıştı. Barack Obama, tarihin en şeffaf başkanı olmakla övündü, dediklerinin tersini yaptı. Donald Trump’ın bir ekol olduğunu itiraf edelim, açıklamalarını sosyal medyadan yaptı, gazetecilik mesleğini taca attı, kendisi de tükendi. Joe Biden’ın yaşıyla ilgili enerji sorunu doğal. Fakat gaflarıyla ünlü. Etrafındakiler, kalp krizi yaşamamak için yok sayılacak kadar az basın toplantısı ve serbest karşılaşma organize ediyorlar. Başkan’ın sağlığı da sözleri de kontrol altında. Bu araştırma daha eski tarihli olduğu için Biden’ın tüm ulusal ve uluslararası basını atlatıp savaşın yıl dönümünde casus romanlarına taş çıkaracak şekilde Kiev’e taşınması ve açıklama serisine da ayrıca bakmalısınız.

Maalesef gazetecilerin “yaktım çıranı” hali, birinin adamı ekonomisiyle birleşince meslek ucubeye döndü. İnanıyorum ki, geçici! Evrensel kültürle donanmış, eğitimli, meslekten gençler ümitlendiriyor. Henüz VİP’lere bulaşamamış oldukları için mutluyum. “Kaydet canım” moduyla ilk elden haber almıyorlar, teknoloji kabiliyetleriyle araştırma-derleme haber yapıyorlar.

Formül mümkünse herkesin medya okur yazarı olması.

 

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir