Kredi kartı, cüzdanda bir adet plastik gibi dursa da Türkiye’de fırtınalı bir aşk hikayesinin başlığı. Aslında Bizimkisi bir çıkar ilişkisi. Türk ekonomisinin tanımı da bu. Kayıtsız nakitle plastik kartın serüveni. Adeta dizi film. İzleyen hangi tarafa kayıyorsa, senarist ona göre bölüm ekliyor. Biraz sıcak paraya boğalım, taksitleri artıralım, Barbie pembesi yaratalım, yarın olmasın… sonra sıkalım gerçeklere boğalım! Bekliyoruz bakalım!
Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlarla şubatta yapılan toplam harcama bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 152 artmış: 1,01 trilyon TL. Kredi kartında büyüme oranı yüzde 166, banka kartında yüzde 94, ön ödemeli kartlarla yüzde 184. Bu kartlarla şubatta yapılan toplam ödeme adedi ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artmış: 1,36 milyar adet. (Kaynak: BKM 2024 Şubat Raporu)
Dünyada 1 milyar kişi kayıtsız yaşıyor, çoğu kadın… ne yiyor içiyor bilmiyoruz… Aynı dünyada bir grup var ki, durdurulamaz bir harcama içinde, öç alır gibi yaşıyor. “Revenge Shopping -Travel” isimlerini takmışlar. O kadar çok alıyorlar ki artık her şeyleri var, şimdi deneyim satın almak istiyorlar… Bir de tanımlamalara doyamadığımız Z var. Dikkat çeken 65+ de burada.
Kredi kartı endüstrisinin önemli oyuncusu Mastercard (MC), 210 ülkede operasyon yürüten, kendisini ödeme sistemi şirketi değil, bir teknoloji şirketi olarak tanımlayan küresel bir platform. İşi gücü data analizi. Kim nerede ne yapıyor…
MC dünyasında başarısıyla gurur duyacağımız bir isim var; Doğu Avrupa Başkanı Yasemin Bedir. HSBC, Garanti ve Yapı Kredi’yi kapsayan finans deneyiminden sonra MC Türkiye operasyonuna 8 numaralı çalışan olarak adım atmış. Aradan geçen 16 yılda MC Türkiye 280 kişiye çıkmış, yakında kurulumu tamamlanacak inovasyon laboratuvarıyla 400 kişi olacak. Dünya çapında 20 bin kişinin üzerinde istihdam yaratıyor. Bu büyüklükte bir damla gibi durabilir, MC dünyasında bizim ülke bir “hub” olmuş. Buradan insan ve teknoloji ihraç ettiğimizi öğrendim.
Bedir’in kontrol ettiği coğrafyada 12 ülke var. Ukrayna’dan Orta Asya ülkelerine uzanıyor. Homojen olmadığından 3 gruba ayrılmış. Avrupa’ya yakınlıklarıyla ve görece gelişmiş sistemleriyle Ukrayna ve Moldova, 8 ülkeden oluşan Orta Asya grubu ve Azerbaycan ile Türkiye var. Türkiye sistem içindeki en gelişmiş alt yapıya ve bankacılık platformuna sahip ülke. Küçük not; önceki pozisyonu Kuzey Amerika Başkan Yardımcısı…
Türkiye’nin cazibesi, klişe deyimle genç nüfusu ve ona eklemlenen (nüfusun yüzde 10’na ulaşan) 65+. Her ikisi de dijital finansal sisteme şaşırtacak şekilde adapte olmuşlar. Neredeyse hepsi “temassız” devrine geçmiş. Toplum bukalemun gibi. Bedir’in tarifi “çevik, uyumlu, teknoloji sever”.
Bedir, kart sayısının yükselmesini iki çıktıyla ilişkilendiriyor biri dijital olmak, diğeri demokrasi. Sonuç kapsamak. Kartlar çoğaldıkça kapsayıcılığın arttığına dikkat çekiyor. MC stratejisi kapsayıcılık diye özetlenebilir, böylece ticari iştahları, teknoloji yatırımları ve insan sermayesi anlaşılabilir. İlginç olan ise dijital bankacılığın neredeyse kitabını yazan Türkiye’nin “nakitsiz hayat”a geçişinin kısa vadede kavuşması zor bir gerçek olması. Bedir altyapıya bağlıyor… ben ekonomi politikalarına bağlamak istiyorum.
Yerel seçim arefesinde “zamanlı” bir söyleşi oldu bizimkisi. Satır araları çok zengin… ben satırbaşlarını aktaracağım bu yazıda… Okurken adeta bir trend barometresiyle karşı karşıya hissedeceksiniz kendinizi… Uyarayım; aman hızlandırıp dinlemeyin Spotify ya da Youtube platformundan… Yasemin Bedir çok hızlı, nokta atışlı, hedef odaklı konuşuyor, bayılacaksınız. Revenge söyleşi örneğine hoş geldiniz. Gelecek falına buyurun:
DURUM ÖZETİ
TÜKETİCİ NE DERSE O OLUR
Teknoloji ve tüketici ihtiyaçları nasıl bir yol izleceğimizi belirliyor. 65 yaş üzerinin bile adaptasyon kabiliyetinin güçlü olduğunu görüyoruz. Volatilite var ama her türlü yeniliğe açık bir pazar. Türklerin adaptasyon yeteneği var. Yeni teknolojileri getirdiğinizde hemen kullanıma geçiyor. Pandemide temassız ödemeler yüzde 10’lar civarındaydı, bugün yüzde 80. Hiçbir yere dokunmamaya çalışıyoruz.
NAKİTLE SINAV
Tek rakibimiz var nakit, nakit para! Nakit parayı ne kadar aza indirirsek ekonomi o kadar güçlü olacak.
Maalesef hala nakit geçiyor. Nakitin hükümetlere ve bizlere maliyeti yüksek ve riskleri var. Kart başını ödemeyi arttırdığınızda her yüzde 1’lik artış KDV’de yüzde 1.64 çarpan olarak geliyor. Hükümetlerin finansal kapsayıcılığı güçlendirmesi gerek.
NAKİTSİZ TÜRKİYE ….
Kişisel olarak Türkiye’de nakitsiz hayata geçeceğimizi çok çok kısa bir vadede öngörmüyorum. Nakit hayatımızda olacak. Hala alt yapı eksiklikleri var. Bu hedef için devletle ve kurumlarla yakın çalışıyoruz.
IBAN’A GÖNDER
Bu ara başlık kartımı çıkarttığımda “IBAN’a göndersene abla” diyen esnaf- serbest meslek sahibi- patrondan işçisine kadar herkesin repliği olup fatura kesip, faturasız harcamak zorundakilere ithaf edilmiş sorumdan alıntı…
Genç bir kuşağın olduğu bir ülkedeyseniz, hangi genç havale yapmak için bankaya gider? Yüzde 64’ü sadece mobil bankacı. Tüketici alışkanlıkları çok önemli. Türkiye özellikle kredi kartı anlamında çok gelişmiş; sunduğumuz fırsatlar çeşitli, örneğin taksit, farklı promosyonlar…Sizce vazgeçerler mi?
MC HEDEFLERİ
HEDEF TURİZM
2000’li yılların başında turizm gelirleri için yüzde 15 paya sahip olan kartla ödemeler bugün yüzde 50’ye ulaştı. Amacımız çeşitli teknolojilerle bunu artırmak. Dışarıdan gelen turisti yakalayabilmek.
KAYITSIZLAR + KADINLAR+KOBİLER
Dünya çapında 2025 yılına kadar erişimin dışında kalan 1 milyar bireye ulaşmak istiyoruz. En çok önem verdiğimiz konu, kadın ve KOBİ. Özellikle KOBİ ve kadın girişimci taahhütümüz var; 50 milyon küçük işletmeyi ve 25 milyon kadın girişimciyi ekonomiye kazandırmak Türkiye’nin de dahil olduğu global bir hedef.
ORGANİK KADAR İNORGANİK BÜYÜME
Organik büyümemiz var kendi içimizde geliştirdiğimiz teknolojilerimizle. Yapay zeka ve siber güvenliğe yatırım yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl 7 milyar dolarlık siber güvenlik yatırımı yaptık. Şirket satın alarak büyüyoruz.
DEVLETLERLE YAKIN TEMAS
Devletlerle iş birliği yapıyoruz. Ukrayna’da savaş başladığında 5 gün içinde tüm finansal sistemi buluta taşıdık. Büyük bir teknoloji, çok büyük özen ve iş yükü gerektiriyor. Ukrayna altyapısının gelişmiş olduğunu, en önemlisi çevikliğini görmüş olduk. Savaş ortamı olduğu için hükümet kartla ödeme zorunluluğu getirdi. Afrika’da POS cihazı kullanımı zor. Mobil üzerinden ödeme yapılıyor. Kapsayıcılık şart çünkü sosyal yardımları onun üzerinden dağıtıyor.
VE TRENDLER:
YARIN YOK GİBİ YAŞAMAK
“Revenge Shopping” ve “Revenge Travel” pandemi sonrası tüketici davranışı hala devam ediyor. Mastercard Insights Raporlarında pandemi başladığında öngörmüştük, bekliyorduk.
BÜYÜK BÖLÜNME
Özellikle zengin üst gelir grubunda devam ediyor, hala çok büyük bir harcama var. Durdurulamaz bir harcama. Orta kesim revenge shopping’de yavaşladı ama, üst gelir segment çok fazla harcamaya devam ediyor. Seyahatte de koridorlar açıldı.
PAHA BİÇİLMEZ DENEYİM
“Priceless Moments” ve “Priceless Cities” diyoruz. “Priceless” konsepti içinde İstanbul da var. Deneyim demek. Deneyim satın almak ön plana çıkıyor.
Z
Z kuşağı yılda 360 milyar dolarlık bir harcama yapıyor. Bu harcama gücüyle Boomers kuşağını geride bırakacak.
Yüzde 79 değerleriyle uyumlu markaları satın alıyor, yüzde 41 akıllı telefonlarını kaybetmekten korkuyor, yüzde 33’ü mutlaka temassız alışveriş yaparım diyor, yüzde 40 ise teknolojiyi ilk kullanan özel kişi olmak istiyor. Toplumsal amaçlarla ilgili. Kişisel bilgi paylaşımında çok rahat sürdürülebilirlik şampiyonu. E-cüzdanlara, mobil uygulamalara çok yakın. Sosyal medya kullanıyor, online satın alıyor.
ABONELİKTE ARTIŞ
Dijitalleşme hızlanacak, e-ticarete geçilecek, abonelikler çok artacak.
HİPER KİŞİSELLEŞME ve GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ
Hiper kişiselleştirme; ihtiyaç ve isteklerinize göre uyarlanmış ürün ve hizmetleri alacaksınız. “Internet of Things” yani giyilebilir teknolojiler geleceğimiz. Hiper kişiselleştirmede Türkiye çok iyi adım atmış durumda.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Bireysel kullanıcının yüzde 85 oranında çevre ve sürdürülebilirlik farkındalığı arttı. Kurumsal kullanıcının ise bu serüvendeki farkındalığı yüzde 60 arttı.
BİYOMETRİ
Kimlik doğrulayan biyometrikler çok önemli. Kartı kullanan kişinin kim olduğunu muhatap bilmek istiyor. Anlık güvenlik kontrolü…
Ve son söz;
“Hiper kişiselleştirme”yi seviyorum, çok korkuyorum… Biyometriye karşı mıyım, değil miyim yaşadıklarıma göre değişiyor. Kurum ve bireylerin sürdürülebilirlik sınavlarında durumun tam da tersi olduğunu sanıyordum, aferin bize… Aboneliklerde çılgın bir artış var, ben yakın zamanda diyete gireceğim. Z kuşağı klişesini çıktığı günden bu yana sevemiyorum. 65+’a dikkat çekmekten yoruldum. Yarın yok gibi yaşayanlardan uzak duruyorum. Araştırma ve referans kontrolü mottosuyla alışveriş eşittir yaşasın internet. Siber savaşlar korkutucu, insanın kendisini çok küçük hissetmesinin adı. Kartların yaygınlaşması, gelir dağılımına pozitif etki yaratacaktır, ama bence plastikten demokrasi olmaz.