Rüşvetin belgesi olur mu? Yakın geçmişimize damgasını vuran kısa bir cümledir. Aslında söyleyen ne kadar doğru söylemişti. Rüşvet denilen şey, belgelenmemek üzere, gizlilik içinde sunulan haksız bir kazanç.
Rüşvet adeta bir mikrop; üstelik salgın, her yere bulaşıyor. Tabii bazı coğrafyalara ve gruplara daha çok. Rüşvet mikrobu küresel. Bazı değişiklikler gösterse de diğer mikroplar gibi hareket ediyor. Rüşvet mikrobunun hangi ortamları sevdiği ortaya çıkmış; yoksulluk ve cehalet seviyor, despot rejime bayılıyor, siyaseti ve siyasetçiyi bir de polis teşkilatlarını seviyor…
Aslında son yıllarda rüşvetle mücadelede önemli adımlar atıldı. Sanırım teknoloji sayesinde şeffaflık desteklendi. Her şey ortaya çıkabiliyor. Ama nereye kadar?… Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün hazırladığı rapor başlıca sorunların devam ettiğini gösteriyor. Dünya genelinde 107 ülkede, 100 binin üzerinde bireyle görüşülerek hazırlanan raporda küresel rüşvet ve yolsuzluk haritası çıkarıldı.
Yolsuzluk konusunda yapılan araştırmada dünya genelinde en kötü şöhrete sahip kurumların siyasal partiler ve polis teşkilatı olduğu gözleniyor. Halklar hukuk sistemine iyi gözle bakmıyor. Toplam 51 ülkede en yozlaşmış kurum olarak siyasi partiler gösteriliyor, onu 36 ülkeyle polis teşkilatı takip ediyor.
Araştırmaya göre rüşvet verme oranı yoksul ülkelerde, gelişmiş ülkelere oranla daha yüksek. Buna göre Avustralya, Danimarka, Finlandiya ve Japonya yüzde 1’lik rüşvet oranıyla zirvede yer alırken, listenin en altında yüzde 70’i aşan istatistikleriyle Kenya, Liberya, Sierra Leone ve Yemen bulunuyor. Araştırmaya katılan ülkelerin toplam oranı yüzde 27 olarak belirlenirken, Türkiye yüzde 21 rüşvet yüzdesiyle orta sıralarda yer alıyor.
Araştırmaya Türkiye’den katılanların verdiği cevaplar rüşvet ve yolsuzluk konusunda önemli ipuçları sunuyor. Türkiye’de son iki yılda yolsuzluk konusunda bir artışın olduğuna inananlar yüzde 36 oranında. Yüzde 50’lik bir kesimse rüşvetin kamuda çok ciddi bir sorun olduğuna inanıyor. Hükümetin yolsuzlukla yeterince mücadele ettiğini düşününler, aksini iddia edenlerden 8 puan daha yüksek. Son bir yıl içinde rüşvet vermek zorunda kalanların yüzde 27’si bu olayı eğitim hizmetlerinde deneyimlediğini belirtiyor. Rüşvet sıralamasında polisler yüzde 23’lük bir oranla ikinci sırada yer alıyor.
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de siyasi partiler yolsuzluk denince ilk akla gelen kurumlar… Medyaya olan güvensizliğin yüzde 50’nin de üzerine çıktığı, meclis ve iş dünyası da toplumun yarısından fazlası tarafından yolsuzlukla özdeşleştirilmiş olduğu görünüyor. Bu konuda en çok güvenilen kurum ise ordu. Buna göre her üç kişiden ikisi ordunun yolsuzluğa bulaşmadığını düşünüyor. Türkiye’de her dört kişiden biri rüşvet vermek zorunda kaldığını söylüyor.