Suudi Arabistan 11 prens ve dört bakanını 2017 sonunda ansızın yolsuzluk gerekçesiyşe gözaltına alınınca, dünya olana bitene şaştı kaldı. Operasyonda mekan olarak nezarethane yerine Ritz Carlton Oteli’, gözaltı yerine “ağırlama” kelimeleri kullanıldı. Operasyon kapsamı 200 kişiye ulaştı. Darbe diyemeyenler ne diyeceğini bilemedi.
Hikayeyi başa saralım… Suudi Kralı Salman, önde gelen isimleri görevlerinden almış, Prens Muhammed bin Salman’ı veliaht atamış, yolsuzlukla mücadele komisyonunun başına getirmişti. Veliaht Prens (32) aynı zamanda Suudi Arabistan Savunma Bakanı. Ayrıca enerji politikalarını belirliyor.
800 milyar dolara el kondu
Reuters’e göre el konulan hesapların sayısı 1700. Wall Street Journal’a göre hesaplardaki varlıkların toplamı 800 milyar dolar. Prens Muhammed bin Salman, New York Times’a verdiği demeçte ülkesindeki değişimi bir an önce tamamlamak istediğini şöyle anlattı: “Ülkemiz 1980’lerden bu yana yolsuzluktan çok çekti. Aklımdakileri tamamlayamadan ölmekten korkuyorum. Hayat çok kısa ve birçok şey olabilir, gözlerimle görmek istiyorum. Aceleci davranıyorum.”
Rüşvetle mücadele, pazarlıkla özgürlük
Rüşvetle mücadele kapsamında tutuklanan prensler birer ikişer para karşılığı serbest bırakıldılar. İlk serbest kalan prens, Ulusal Muhafızlar Bakanı ve operasyonda siyasi nüfuzu en yüksek kraliyet mensubu Mutaib bin Abdullah. Prensin yaklaşık 1 milyar dolar karşılığında bırakıldığı sanılıyor. Misafirliği beklenenden fazla süren ise Prens el-Velid bin Talal oldu. Sürtüşmeli geçtiği söylenen süreç 6 milyar dolar karşılığında tatlıya bağlandı. Prensin 16.8 milyar dolarlık bir serveti olduğu tahmin ediliyor. Prens el-Velid bin Talal; dünyanın en zengin 100 kişisi listesinde. Twitter, Apple, MBC, CitiGroup, Euro Disney, 20. Century Fox gibi dev şirketlerde hisseleri bulunuyor. Prens, serbest kalmadan birkaç saat önce üç ay misafir kaldığı süitinde Reuters’ı ağırladı; çok iyi muamele gördüğünü, iyi vakit geçirdiğini, spor yapma imkanı bulduğunu, işlerini telefonla yönettiğini anlattı.
Dünya Satranç Şampiyonası
Suudi Arabistan gelecek ay (The World Rapid and Blitz Championship”e ev sahipliği yapacak. Her şeyin bir ilki var. Satranç oyuncuları için de, Suudi’ler için de. İki yıl önce BaşMüftü, satranç oynamayı İslam’da yeri olmayan kumar ve zaman öldürme vasıtası ilan edip yasaklamıştı. Açıklama, Veliaht Prens’i durduramadı, 1 buçuk milyon dolar ödeyerek ülkesinde satranç turnuvası düzenlemeye karar verdi. İki sorun çıktı; kadınların ve İsrail’in katılımı. Birincisini kolay çözdüler; lacivert pantolon-boğazlı kazak giyecekler. İsrail’e gelince, dünya şampiyonu 3 İsrailli, 150 satranç oyuncuyla birlikte Suudi Arabistan’ı demokrasiden uzak olduğu için protesto ediyor. 7 İsrailli oyuncu ise vize için başvuru yaptı.
Soft Power, malum ülkelerin uyguladığı ilginç kamu diplomasisi yöntemlerinden biri. Bugüne kadar “maksimumda hard power” oynamış bir ülkenin hamleleri sizin de ilginizi çekebilir diye düşündüm.