Çocuklar annelerine arkadaşlık hediye ediyormuş. Bu, çocukların son numarası, çağımızın son modasıymış! Ne değişik değil mi? Sinir olabilirsiniz, kanınıza dokunabilir. Düz bakınca, insan bir tuhaf oluyor.
İtiraf edeyim biraz düşündükten sonra benim hoşuma bile gitti.
Çocuğu doğur, koklaya koklaya büyüt, herşeyden sakın, çok sev, günün birinde senden arkadaşlığını bile esirgesin.
Psikolog değilim, eğitimci de değilim, ayrıca haddimi aşmaya da niyetim yok. Ama iki tarafın da “bir dakika” deyip düşünmek zorunda olduğunu bir anne olarak söyleyebilirim.
Sözü edilen Facebook arkadaşlığı. Ama olsun, izin vermezse arkadaş olamıyorsunuz. Retrevo diye bir araştırma firması anket yapmış, anne ve babaların yüzde 48’inin özellikle ergenlik çağında olan çocuklarıyla Facebook’ta “arkadaş” olduğunu ortaya çıkarmış. Bu bardağın dolu kısmı. Boş kısmı ise şu; anne babaların yüzde 52’si çocuğuyla Facebook’ta arkadaş değil.
Çocuğumuz bir birey, istediğini yapıyor, istemediğini yapmıyor. Sizin zamanınızda saygıda kusur etmemenin anlamı farklıydı onunkisi farklı, siz mahremiyet denilen kelimenin ne olduğunu eminim onunkinden daha geç ve daha farklı koşullarda öğrendiniz. O sizden bazı bilgileri saklıyor, saklamak istiyor; kendine ait bir dünyası olmasını ve oraya girilmemesini istiyor.
Bu bir Amerikan anketi, Amerikan anne babalar için hazırlanmış. Bizim için garip, zaten bulgular da farklı bir kültürü yansıtıyor. Onlar farklı biz farklı görüşü bir yere kadar doğru ama teknolojinin milliyeti olmuyor. Çocuklar teknolojiye doğduğu icin sizin benim Amerikalıdan farkımızla, onun Japon, Amerikalı, Hintli yaşdaşından farkı bizimkisi kadar büyük olmuyor. Bakın göreceksiniz, heryerde birbirlerine benziyorlar. Diğer taraftan ülkemizde teknoloji ve sosyal medya her ilimizde yaygın değil, pek çok anne babanın olan bitenden haberi bile yok. Fakat unutmayın bir grup da böyle yaşıyor.
Ankete katılan Amerikan ebeveynlerinin yarısından fazlası çocuğuyla arkadaş değil.
Bizim ülkemizde çocuklar ve aileleri, aileleriyle arkadaş olabilen çocuklar üzerine bir araştırma yapılsa, araştırma ille de Facebook diye diretmese sonucun yine parlak çıkacağını sanmıyorum.
Ben çevremde arkadaş anne baba göremiyorum. Ya dozu kaçmış ilişkiler, ya buz gibi duvarlar. Arkadaş olmak önemli. Arkadaş olmak farklı. Arkadaşın arkadaş olmasıyla annenin arkadaş olması farklı. Arkadaş olmak paylaşmak demek. Anneyi de paylaşmak anlamında konumlandırdığımızda, unutmayalım paylaşılan bilginin kanımıza dokunduğu anlar olabiliyor. Özetle bir anne için çocukla iyi ve sürdürülebilir arkadaşlık kurmak kitaplarda yazılanlardan zor.
Biliyorum, “Alt tarafı bir Facebook araştırması, buradan geldiğin noktaya bak” diyeceksiniz. Zaten maksat bu değil mi? Araştırmayı siz de bulup okurdunuz, ona kendimden bir şey katmak istedim.
Araştırmaya katılan aileler zaman zaman sorunlar yaşansa da çocuklarından çok şey öğrendiklerini söylüyorlar. Hatta bazıları çocuklarının en başta neden ebeveynleriyle arkadaş olma konusunda tereddüt yaşadıklarını anladıklarını söylüyorlar.
Ebeveynin çocuktan öğrenme durumuna şiddetle katılıyorum.
Araştırmadan çıkan bazı başlıklar şöyle özetlenebilir:
Pek çok aile çocuklarının Facebook veya MySpace’de bir sayfaya sahip olmaları için en uygun yaşın ergenlik dönemi olduğunu kabul ediyor.
Ailelerin 1/3’i yemek masasında mesajlaşmayı yasaklıyor. Anlaşılan o ki, 3’te ikisi yasaklamıyor. Ola ki onlar da mesajlaşıyor. Bizim kültürümüzde birlikte sofraya oturmak önemlidir.
Tabii artık birlikte sofraya oturamayanların sayısı hızla artıyor. Hayat hepimizden o kadar çok koşuşturma bekliyor ki, kimin hangi saatte evde olacağı belli olmuyor. Çocuk dersaneden aç geliyor, siz toplantıdan tok geliyorsunuz…
Evet çoğumuz çoğunlukla konuşamıyoruz bile. Paylaşamayanların arkadaşlıkları da olmuyor. Çocuklar kendilerine okulda, kursta, dersanede arkadaş bulmaya çabalıyor. Evde arkadaş bulmak akıllarına gelmiyor.
Çocuğun burnunun dibindeki ebevyne Facebook’tan arkadaş olmaya davet etmesi üzerine kafa yormalıyız ne dersiniz?