Sosyal medyanın altın kuralları

Tamar Weinberg The New Community Rules (Toplumun Yeni Kuralları) adlı kitabın yazarı. Techipedia bloguyla tanınıyor. Diğer çalışma alanlarını sıralayacak olursak,  Mashable blogu topluluk yöneticisi, sosyal medya danışmanı ve pazarlama uzmanı… Geçtiğimiz günlerde rastladığım bir blog yazısında Sosyal Medya Pazarlama Hakkında Bilmeniz Gereken 7 Gerçek’i anlatıyordu.

Yazıda genel olarak sosyal medyanın o kadar da yeni bir mecra olmadığını dile getiriyor. Söze “…eğer bu mecrada pazarlama yapmak istiyorsanız, pazarlama stratejiniz de yaratıcı değilse…” diye başlıyor; “kusura bakmayın, geç kalmışsınız” diye bitiriyor.

Sosyal medyanın ne kadar organik, interaktif ve zaman isteyen bir oluşum olduğunu vurguladıktan sonra -yeni başlayanlar için- birkaç tavsiyede bulunuyor: Sosyal Medya sabır ve azim ister, bu alanda tutunmak istiyorsanız bu işe zaman ayırmak gerekir. Yetmez sürekliliği olduğunu idrak etmelisiniz.

1. Sihirli değnek değil:

Hiçkimsenin bir haftada bir diğerinin en yakın dostu olduğu görülmemiş. Sosyal medya, en basit anlamıyla bir ilişki geliştirme ve yönetimi platformu. Bunun için zaman gerekir. Her toplulukta yeni katılımcılara bir süre mesafeli davranılır. Sabrederseniz, zaman içerisinde etki alanınız ikiye sonra üçe katlanır.

2. Sayılar her şey değil:

Önemli olan kaç takipçiniz olduğu değil, bu takipçileri etkileyip etkileyemediğiniz.

3. Sosyal medya “sosyal”dir:

Sosyal medyada yayın yaptığınız için herkesin de sizinle etkileşim göstermesini bekleyemezsiniz. Blogunuza ve sayfanıza ilgi göstermeleri için sizin de hedef kitlenizin bulunduğu ve ilgi alanınızdaki diğer sayfa ve bloglarla ilişki kurmanız gerekir. İlişki yoksa sosyal medya da yok diyelim mi?…

4. Sürdürülebilir olmalı:

Sosyal medyada ilişki kurdunuz ve kendi kampanyanızı ya da şirketinizi pazarladınız… Bitti mi? İnsanların ilgisini sıcak tutmalısınız. Yani, sadece bir kampanyayı veya şirketinizi pazarlayıp alacağınızı aldıktan sonra bütün bu takipçileri ve etkileşimcileri bir kenara bırakamazsınız. Bırakırsanız bir daha aynı mecrada pazarlama yapamazsınız.

5. Bedava değil:

Bir konuda uzmanlaşmak emek ve tecrübe ister. Bu tecrübe ücretsiz değil. Twitter ve Facebook’a katılmak bedava olabilir ama bu kişilerin bu mecralarda daha önceden ve sizin için geçirecekleri çok uzun bir zaman dilimi var. O zamanın da bir bedeli var.

6. Çamur at izi kalsın:

Sosyal medyada varlığınıza dikkat edin çünkü burada yaptığınız bir yanlış veya aldığınız karalayıcı bir tepki uzun zaman arama motorlarından ve mecralardan silinmez. Üzerinize çamur sıçratmamaya dikkat edin, leke kolay çıkmaz.

7. Herkese emanet etmeyin:

Sosyal medyada pazarlama iletişimini hafife almayın. Herkes yapıyor biz de yaparız kolaycılığına kapılmayın. İnterneti iyi biliyor, genç heyecanlı ve canlı diye  stajyere bui işi yüklemeyin. Sosyal medyanızı yöneten kişi ile kurum arasında mutlaka bir sinerji olmalı. İşi outsource etseniz de, yarı zamanlı birini bulundursanız da, tam zamanlı biriyle çalışsanız da, ki tam zamanlı olması tavsiye edilir, kişiye de işe de zaman ayırın.

Sosyal medya yönetimini, kampanya ya da organizasyon duyurma aracı değil, ötesine götürmeyi deneyin. Ölçmek istiyorsanız, sayılara ve analitik raporlara bakmak yanıltabilir, pratik ölçümlere bakmak daha iyi olabilir.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir