Yaprak Özer (Y.Ö): En son ne zaman mülakat yaptınız? Yeni ise gelen arkadaslar sizin
odanızdan geçiyor mu?
Savas Ünsal (S.Ü): Evet geçiyorlar, çogunlugu tabii müdür ya da direktörler. Hangi bölüme
alım yapılacaksa o bölümün yöneticisi görüsüyor. Ancak bana dogrudan baglı bazı birimler
var. Pazarlama, hukuk gibi birimlerde kritik alımlar oluyor, o zaman görüsüyorum. Dogrusu
ben görüsmeyi de seviyorum.
Y.Ö: Siz matematik okudunuz, ardından bilgisayar, neden?
S.Ü: Bizim zamanımızda bilgisayar diye bir sey yoktu, slında çok sanlı bir kusagız,
bilgisayarın, televizyonun olmadıgı ortamdan bugüne kadarki gelismeyi görebildik. Çok
önemli çünkü olmayan bir seyi yani sıfırdan yüz yapmak o süreci yasamak bence çok
enteresan.
Y.Ö: Peki sonra neden MBA?
S.Ü: Bilgisayar bana göre daha teknik kaldı ve bilgisayara geçmemin nedeni de ileride
Türkiye’nin, dünyanın geleceginin bilgisayar oldugunu düsünmemdi..
Y.Ö: O zaman bunu düsünebildiniz mi, hissettiniz mi?
S.Ü Çok rahat düsündüm. Matematik okurken birinci, ikinci sene farkına varmıyorsunuz ama
üçüncü sınıfta bakıyorsunuz artık bilgisayardan konusulmaya baslanıyor. Matematik
bölümünde olmama ragmen üçüncü, dördüncü sınıfta bütün seçmeli derslerimi bilgisayardan
aldım. Bir baktım diger derslerim B iken, bütün bilgisayar derslerim A geldi. Bilgisayar çok
enteresan bir sey ya seviyorsun ya da sevmiyorsun. Herhalde kabiliyetim var dedim, daha
sonra Bogaziçi Üniversitesi’nde yüksek ögrenimime devam ettim.
Y.Ö Bir Kanada maceranız var, neden Kanada?
S.Ü: Ya kanada ya da Amerika olacaktı…
Y.Ö Yine bilgisayarın pesinde bir gidis miydi?
S.Ü: Teknolojinin besigi o zamanlar Amerika ya da Kuzey Amerika diyelim, her zaman bir
istegim vardı onun hayalini kurardım..
Y.Ö Bir macera olmus, biliyorum ki siz bir ise basvuruyorsunuz Kanada’da çok büyük
firmalardan bir tanesi. Ekonomik bir kriz var, issizlik yüksek, sizi ise almaları için
“tamam para pul istemiyorum beni alın deneyin” demissiniz. Söylediniz mi bunu?
S.Ü Aynen.
Y.Ö Basarılı olursam bana is teklif edin, olamazsam bırakır giderim ben zaten
demissiniz..
S.Ü: Benimle mülakat yapan müdür de ilk defa böyle bir seyle karsılasıyordu herhalde, adamı
bayagı sasırttım.
Y.Ö: Ücretsiz mi basladınız?
S.Ü: Benim teklifim oydu. Onlar da peki bakalım dediler ama daha sonra konusmaları
duyuyorum baskalarından, “Bu adam enteresan biri, herkes gelir parayı konusur, bu adam
bedava çalısayım demis, bunu kapalım” demisler ve beni çok düsük maasla baslattılar. Bin
Dolarla basladım o zaman için çok iyi para ve üç ay sonra hemen yüzde 50 zam yapıldı. Altı
ay sonra yine yüzde 25 zam yapıldı, bir sene sonunda yine yüzde 50 zam yapıldı.
Y.Ö Peki bunları hak etmek için ne yaptınız?
S.Ü: Aradıkları pozisyon çok kritik bir pozisyondu yani bilgisayarın kalbini okuyacak bir
adam arıyorlardı. Tecrübe çok önemli, ben mesela bir sistem degisikligi olacaktı,
hatırlıyorum, cuma aksamı girdim data merkezine, pazartesi sabah çıktım. Ben sistem
programcılıgını o iki günde ögrendim çünkü yapmadıgım, denemedigim sey kalmadı.
Y.Ö: Network Uzmanı ile Sistem Uzmanı arasındaki fark nedir?
S.Ü: Network Türkçesi sebeke diyoruz ama sektörde daha çok network kullanılıyor.
Superonline çok büyük internet alt yapı saglayıcısı aynı zamanda kurumlara ve bireylere
hizmet veriyor. Bu arkadasların hepsinin 24 saat ayakta olması lazım, bir problem çıktıgı
zaman, problemin nereden kaynaklandıgını bulacak, müdahale edecek arkadaslar. Sistem
biraz daha degisik, sistemde internet alt yapısını sizlere saglarken kullandıgımız daha çok
yazılım odaklı is ama biz bunlara sistem diyoruz. Faturalama sistemi, üyelik sistemi olabilir
bunlarla ilgili yazılımlar olabilir…
Y.Ö: Superonline’de yas ortalaması düsük, degil mi?
S.Ü: 28, beni çıkartırsak herhalde 25’e ineriz.
Y.Ö: Genç bir sirket ve yetenek yönetimi en önemli konulardan bir tanesi. Türkiye’de
yetenek, yetenek yönetimi, sizi rahatsız ediyor mu? Aradıgınızı buluyor musunuz?
S.Ü: Beni rahatsız etmiyor tam tersine ben çok zevk alıyorum yaptıgım isten. Superonline’ı
bir okul gibi konumladık.
Y.Ö Bazı firmaların Hindistan’dan eleman alma yoluna gittiklerini duyuyorum. Dogru
mu?
S.Ü Dogru, biz bunu 2000’de Hindistan’dan yapmayı planlıyorduk. Büyük ve çok hızlı
projelerimiz vardı ancak krizden sonra rafa kaldırdık. Geçen hafta Çin’e gittim. Bir sirkette
ARGE’de çalısan 60 bin tane çocuk var ve hepsi de acayip yarıs içindeler, simdi ciddi ciddi
düsünüyorum.