Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli insan kaynakları sorununu yaşıyor. Ekonomik kriz deyip akşamları vurup kafayı yatıyoruz. Sabah kalkınca, “Dolar kaç para, Mark ne oldu” deyip, borsaya dalıyoruz… En önemli soru “Enflasyon kaç puan çıktı?” Geçenlerde nasıl da endişelendim. Az kalsın “hububat”a duyduğumuz merak, “enflasyon”a verdiğimiz önemi öldürüyordu. Ölesiye merak ettik. “Taban fiyat” günlük dilimize girdi. Biri kalkıp da “Senin taban fiyatın ne?” diye sorarsa şaşırmayın. Herkes ayaklı ekonomist. ”;”
TABAN FİYATIN NE?
Bu kriz bile aklımızı başımıza toplamamıza yardımcı olmadı. Nasıl bir anlayış içindeysek…
Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli insan kaynakları sorununu yaşıyor, biz adına, “ekonomik kriz” deyip aksamları vurup kafayı yatıyoruz. Sabah kalkınca, “Dolar kaç para, Mark ne oldu?” deyip, borsaya dalıyoruz. Kaybediyoruz kaybediyoruz… Ya da anlık kazançlar ve spekülasyonlar… Aksam televizyon karşısındayız, dinliyoruz dinliyoruz… Enflasyon kaç puan çıktı? En büyük merak konusu bu.
Fakat geçenlerde nasıl da endişelendim anlatamam. Az kalsın “hububat”a duyduğumuz merak, “enflasyon”a verdiğimiz önemi öldürüyordu. Ölesiye merak ettik. Taban fiyat konusu günlük dilimize girdi. Biri kalkıp da “Senin taban fiyatın ne?” diye sorarsa şaşırmayın.
Herkes ayaklı ekonomist. Sanki limon fiyatını öğreniyor halkımız. Çoğu ekmeğin kaça satıldığını bilmiyor, ama nedense faiz oranlarıyla, dolar, mark ve bütçe açığıyla çok meşgul.
Nasıl olmasınlar, ekonomist olmayanı dövüyorlar. Bir şekilde anlamak gerekiyor bu işten. Yoksa o kalabalık sıfatlara sahip havalı tavalı insanlar, ekonomik öngörülerinde nasıl anlaşılacaklar. Futboldan konuştuklarında sorunumuz yok ama. Hepimiz anlıyoruz.
Ekonomi öğretmenlerimizin bazıları eski bürokrat. Tabii kimse, “Bu kriz bugünün sorunu değil, sen görevdeyken neden el atmadın güzel kardeşim” demiyor. Diğerleri akademisyen… Onlar yalnızca genç nesilleri yetiştirme misyonu içinde değil. 7’den 70’e Türk halkını eğitmek gibi bir ulvi görevi sahiplenmişler.
New York Times gazetesi muhabiri, Kemal Derviş için “Madonna gibi adam” demiş. Gazeteci, bizim popüler ekonomistleri görmemiş. Görseydi, Derviş için bu kadar bonkör davranmazdı.
Sizce bu kriz bize anlatıldığı gibi ekonomik bir kriz mi ? Tabii ki bir ekonomik krizin içindeyiz . Ama bu kriz, insan krizi. Bu kriz sosyolojik, demografik, tarihsel bir kriz. Yaşama dair bir kriz.