Yukarı mahalle, aşağı mahalle

Yukarı mahalle, aşağı mahalle

Japon Nikkeinin Financial Times‘ı satın almasıyla küresel medya yeniden yatırımcıların gözdesi haline geldi. Geleneksel medya sonunda dijital medyanın rüzgarıyla ekonomisi iyi yukarı mahalleye biletini kesti. Türkiye bu resimde medyanın büyümediği, halkının okumadığı, siyasetle medyanın birbirine bağımlı olduğu aşağı mahallede ömür tüketiyor.

İletişim dünyasında müthiş bir değişim yaşanıyor. Küresel medya oyuncuları pazarında (Türkiye yok bu pazarda) 21. yüzyılda ilk kez gazete tirajlarından elde edilen gelir, reklamlardan elde edilen geliri geçtiğimiz yıl geçti.

Ne anlama geliyor derseniz; gelişmiş ekonomilerin tirajı yüksek yayınlarında, okur yayıncının en büyük gelir kaynağı haline geldi. Okur, gazeteye güveniyor, bilgi kaynaklarından biri olarak görüyor, gazeteyi tüketiyor. Bu tüketim sayesinde gazeteler daha önce olmadığı kadar oksijene kavuşuyor. Global olarak hala gazete gelirlerinin yüzde 93’ü baskıdan elde ediliyor. Dijital reklamlar yüzde 8,5 düzeyinde

(Kaynak: WAN-IFRA). Ülkemizde böyle bir durum söz konusu değil. Küresel olarak baktığınızda medyada, onlar ve biz diyebileceğimiz bir yapılanma söz konusu. Yukarıdakiler ve aşağıdakiler… Türkiye teknoloji ve otomasyon konusunda hiç fena değil. Varını yoğunu makine ve teknolojiye harcayınca, işin hammaddesini ıskaladı. Ortaya da alt kümede bir Türk medyası çıktı.

Küresel gelişmelere dönecek olursak, yatırımcı uzun zamandır medya sektörüyle ilgilenmiyordu. İşin daha güzel tarafı, geçmişte dijital medyaya olan iştahın geleneksel medya için de gelişmekte olduğunu görmek. Bu arada, yatırımcıdan kastettiğim medyayı gelişme potansiyeli olan ciddi bir iş olarak görenler, siyasetten beslendiği için medyaya ilgi gösteren şirketleri bu resmin dışında tutmak isterim.

Yatırımcı medyaya döndü

Birkaç hafta önce Japon medya devi Nikkei, İngiliz yayın kuruluşu Pearson’dan Financial Times’ı 1.3 milyar dolara satın aldı. Bu arada Pearson Group, köklü haber dergisi The Economist’teki yüzde 50’lik payını satmak için de görüşmeler yapıyor. Dünyanın en zengin adamı Meksikalı Carlos Slim, New York Times’taki hisselerini ikiye katladı.

Hatırlarsınız bir önceki en büyük medya satış hamlesi 2013’de yaşanmıştı: Amazon, Washington Post’u 250 milyon dolara satın aldı. Gazete 80 yıldır Graham ailesi tarafından yönetiliyordu. Elektronik satış kurdu Jeff Bezos geleneksel medyanın köşe taşı Post’un patronu oldu! Bezos’a Post’u neden satın aldığını sordular, gazetecilik işini bilmediğini buna karşın internet işini çok iyi bildiğini söyledi.

Bu açıklamasıyla Bezos’un iyi gazetecilik yapanların bugünün iş yapma şekline ayak uyduramadıklarını söylemek istediğini düşündüm. Kendisinin haber kültürüne uzak olsa da bilgiye hız ve yaygınlaşma aşısı yaparak para kazanacağını söylemeye çalıştığını düşünüyorum.  

Dünya haberleşiyor

Örnek verdiğim satışlar büyük olay doğrusu. Ekonomik büyüklük kadar, yeni satın almalarla yaşanacak “içerik iletişimi” çizgisini de çok merak ediyorum.

ZenithOptimedia tarafından hazırlanan “Global 30” raporunda birinci sıradaki Google’ın en yakın rakibi Disney’den yüzde 136 daha büyük olduğunu görüyoruz. Bu sıçramanın kaynağı büyük ölçüde akıllı cihazların artması… Akıllı cihazlar bilgiye ulaşımda engelleri ortada kaldırıyor, hayal gücümüzü zorlayacak kadar büyük imkanlar tanıyor. Yolda işte alışverişte her yerde google’layabiliyorsunuz.

Google iletişimde tepede olsa da dijital dönüşümden en fazla yarar sağlayan Facebook. Facebook kullanıcı sayısı aylık 1.49 milyar kişi. Whatsapp üzerinden ayda 800 milyon birey haberleşiyor, Messenger üzerinden haberleşenlerin sayısı ayda 700 milyon. Dikkatinizi çekerim, burada bir firmanın büyüklüğünden çok iletişimin büyüklüğünden söz ediyoruz. Dünya haberleşiyor!

Bu listede yer alan Vox Media (Eater, Curbed ve Recode gibi siteleri işletiyor) 46.5 milyon dolar, Buzzfeed 50 milyon dolarlık yatırım aldı. Çin’in Google’ı Baidu da hızla büyüyor. Dünyanın en büyük 14 üncü medya kuruluşu ve Yahoo’yu solladı. Çin devlet televizyonu CCTV’nin yükselişini ayrıca izlemenizi öneriyorum. Amerikan firmalarının domine ettiği medya dünyasını değiştirenler arasında Brezilya dikkat çekiyor: Grupo Globo… Brezilya ekonomisi istikrarlı olsa bu medya kuruluşunun çok daha büyük olabileceği ifade ediliyor.

Türkiyede ne oluyor?

Türkiye, her zaman olduğu gibi  genel trendin dışında… Az tiraj, az okunurluk, az gelir… Buna karşılık çok sayıda gazete, dergi, TV kanalı mevcut. Gelişmiş ekonomi medyası görüntümüz yok.

Türkiye’de medya deyince okunmak üzerine değil, algı üzerine oynanan bir resimden söz ediyoruz. Medya siyasetten, siyaset medyadan besleniyor. Siyasetçiler gazeteci, gazeteciler siyasetçi gibi davranıyor.

Bilgiyi kimden alacağınızı bilmediğiniz için haber almak isteyen Türkler kendi yöntemlerini oluşturuyor. Habere ya da bilgiye ulaşmanın bu şekilde daha zor olduğu kesin ama imkansız değil. Bunu borsada portföy oluşturmaya benzetiyorum. Herkesin izlediği isimler, yayın ve ajanslar bulunuyor. Yabancı dil bilenler habere ve bilgiye orijinal dilinde ulaşmayı tercih ediyor. Cımbızla seçip kurgulanınca, okumak isteyen Türkler kişiselleştirilmiş medyalarına kavuşuyor. Türk, gazete satın almıyor, daha ucuza daha fazlasına ulaşıyor. Portföyünde dünyada ya da ulusalda tanınmış kişi yorumlarını, kurum bilgilerini, araştırma notlarını okuyor. Habere gelince, onu da ajanstan ve vatandaş gazeteciliğinden karşılıyor.

Popüler yerli medya için öngörüm, seçim sonrası uzayan koalisyon tartışmalarında bugünkü pozisyonlarını bile kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaları. Kısır tartışma dışına çıkmak için bir çıkış yolu bulamazsa Türk medyası Batı’daki yükselişi yakalamak bir yana, önlenemez düşüşüne devam edecek.

İstatistik var, bilgi yok

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2014 yılı medya istatistiklerini açıkladı. Bu istatistikler doğrusu hiçbir şey ifade edemiyor: Geçtiğimiz yıl yayımlanan gazetelerin yüzde 89’u yerel, yüzde 4,9’u bölgesel ve yüzde 6,2’si ise ulusal… Ne demek yani? Toplam tirajımız en iyi haliyle günlük yaklaşık 5 milyon… Dünyanın en çok satan listesine bakın, yabancı yayınlardan biri, bilemediniz iki tanesi bir araya geldiğinde Türkiye’nin toplam günlük tirajını geçiyor!

Neden bu kadar düşük tirajlar… Halk mı okumuyor yoksa yayınlar mı okunmuyor…  Halkın okuma alışkanlığının zayıf olduğunu saklamıyoruz. Yıllık kitap okuma ortalamamız 5 saat. Aslında gün boyu delicesine okuyoruz, ama kitap değil.

Dijital iletişim geleneksel istatistiklerin de ezberini bozuyor. Bu nedenle TÜİK’in farklı veri toplama ve yorumlama metodu geliştirmesi kaçınılmaz. Türk medyasına ilişkin çok rakam olmasına karşın, az bilgi var. Yorum muhtelif…

Yaptığım çalışma ve verdiğim içerik iletişimi hizmetlerinde net olarak görüyorum ki, eğitimli ve ekonomik durumu iyi olan meslek sahibi Türkler siyasetin de, medyanın da üstünde. Ve yazık ki, iki sektör de gelen tehlikeye aldırmıyor.

Bir duayeni kaybettik

İletişim dünyası Alaeddin Asna’yı kaybetti. Asna, profesyonel anlamda iyi ve ilkeli bir iletişimciydi. Türkiye’de, halkla ilişkiler sektörünün kurulmasında öncülük üstlendi. Uzun yıllar hizmet verdi, akademisyen şapkasıyla sektöre iletişimci yetiştirdi. İletişim dünyası kendisini saygıyla anacak. Ben de, bu hafta, medya, iletişim ve içerik üçgeninde küresel ve yerel gelişmeleri konu almanın, Alaeddin Asna’ya veda etmenin anlamlı bir yolu olduğuna inanıyorum.

TOP 30 MEDYA SAHİBİ

  1. Google
  2. Walt Disney
  3. Comcast
  4. 21st Century Fox
  5. CBS Corporation
  6. Bertelsmann
  7. Viacom
  8. Time Warner
  9. News Corp
  10. Facebook
  11. Advance Publications
  12. iHeartMedia
  13. Discovery
  14. Baidu
  15. Gannett
  16. Asahi Shimbun Company
  17. Grupo Globo
  18. Yahoo!
  19. Fuji Media Holdings
  20. CCTV
  21. Microsoft
  22. Hearst Corporation
  23. JC Decaux
  24. Yomiuri Shimbun Holdings
  25. Mediaset
  26. Axel Springer
  27. ITV plc
  28. ProSiebenSat.1
  29. NTV
  30. Sanoma

Kaynak: ZenithOptimedia

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir