“Bir alışveriş yaptığınızda, bakkaldan bir ekmek alıp parayı verdiğinizde aslında çok daha fazlasını veriyorsunuz. Bir değişim aracı olan parayı elde etmek için insanlığımızı yitiriyoruz. İnsanlar arası duygu alışverişi çok azaldı. Yaşadığımız düzen bir tür kölelik yaratıyor. Biz yeni bir dünya yaratmaya çalışıyoruz.” Böyle söylüyor Zumbara’nın kurucularından Meltem Şendağ.
İrlanda’da Google’da çalışırken zaman kumbarası kurma fikri hiç aklından çıkmamış. Bu düzenin insanlık değerlerinden pek çok şeyi götürdüğüne inanmış. İspanya’da bir inovasyon şirketinde çalışan arkadaşı Ayşegül Güzel ile birlikte işlerinden istifa edip Zumbara’yı kurmuşlar. Ayşegül bunu İspanya’da bir süre denemiş. Teknolojinin çok kullanılmadığı bir ortamda emekli insanların birbirleri ile yardımlaşmaları ve netice alması kendisini cesaretlendirmiş. Daha sonra her ikisi de Türkiye’ye dönerek 2010 yılında Zumbara’nın ilk versiyonunu çıkarmışlar.
Büyük buhran döneminde Los Angeles’lı çiftçiler yemek karşılığında emeklerini sunarak fikrin ilk temellerini oluşturmuşlar. Dünyadaki ilk zaman bankası 1973 yılında Japonya’da Teruko Mizushima tarafından başlatılmış. Ama fikri popüler kılan kişi Amerika Zaman Bankaları CEO su Edgar Cahn olmuş.
Edgar Cahn Robert Kennedy’nin konuşmalarını yazan bir avukat. Geçirdiği bir kalp krizi sonucu insanların birbirine ne kadar bağımlı olduğunu anladı. Zor zamanlarda tanımadığınız birisine bile çok kolay ihtiyaç duyarsınız. Bunu gören Cahn, 1980’lerin sonunda toplulukların kendi kendilerine fayda sağlaması amacıyla “Zaman Dolarları” diye bir kavram geliştirdi.
Zumbarayı kuranlarda bu fikirden esinlenmişler. Zaman Bankası tamamen bakış açısı ile alakalı. Kar amacı gütmeyen gerçek bir paylaşım ekonomisi. Bize iktisat derslerinde kaynakların kıt olduğu öğretilir. Bu argüman yaşadığımız düzen için geçerlidir. Ama en önemli kaynak olan zaman sınırsızdır. Üretilen bir şey değildir. Zumbara, zamanın bolluğu üzerine kurulu bir projedir.
Herkesin sahip olduğu ve kimsenin mülkiyetinde olmayan bir şeyi adil paylaşıyorsunuz. Dünyada paranın birçok şeyi dejenere etmesi çok mutsuz büyük bir kitle yarattı. Doğa ile barışık olunmaz ve doğaya dönülmezse her şeyin mahvolacağını düşünen milyonlarca insan var fakat bu kitlenin “YENİ DÜNYA” fikrine cesareti yok.
ZUMBARA NASIL ÇALIŞIYOR?
Değişim aracı olarak para değil zaman kullanılıyor. Sisteme giren herkesin 5 saatlik bir kumbarası oluyor. Grup içinde zaman borçlanılıp alacaklanılıyor. Mesela sabah koşularına meraklıysanız ve kendinize koşu arkadaşı arıyorsanız bunu zaman karşılığı Zumbara\’dan bulabiliyorsunuz. Spor arkadaşlığından dert ortaklığına, gökyüzündeki yıldızları beraber seyretmeye kadar birçok konuda, yeteneklerinize ve tecrübelerinize göre katkıda bulunabiliyorsunuz.
Global ekonomik düzenin tamamen zamana dayanması tabii ki gerçekçi değil. Bunu Zumbara’yı kuranlar da biliyor. Kapitalist sistemin yıkılması ancak tüm insanlığın ölmesi ile mümkün. Fakat kapitalizm kendine karşı olanı bile düzen içine alıp kendini iyileştirebilir. Bu yüzden para üzerine kurulu kölelik sistemini aşındırmak olası görülüyor. Kıtlık ekonomisi korkuya dayalı bir düzen. Dünyanın, başka seçenekleri olduğunu bilmesi lazım. İnsan insana dokunduğu zaman değer yaratılabiliyor. İnsanlar sadece para karşılığı alışveriş yaptığı zaman her şey metalaşıyor. İşin içine duygular da katılmalı ki insanlık yücelsin.
Bu düzenin “Kendi ayaklarının üzerinde durmalısın” gibi insanlara ezberlettiği bir motto var. Bu doğru bir önerme değil. Gerçek olan başkalarının yardımıyla ayakta durabileceğindir.
Bir grup insanla başlayan yolculuk bugün 45.000 kişiye ulaşmış durumda. Zumbara bugün birçok ülkede yapılanmaya başladı ve dünyanın en büyük zaman bankalarından biri olarak kabul ediliyor.
İçerik Fabrikası – Hakan Tanar